Tümör translate Spanish
1,747 parallel translation
Tümör mü?
- ¿ Un tumor?
Tümör, havayolunuzu tıkıyor.
El tumor le cerró las vías.
Tümör.
Un tumor.
Ne... Ne tür tümör?
Y... ¿ qué tipo de tumor?
Tümör, testislerinin orada!
El tumor está debajo, en sus testículos.
En sonunda da kivi büyüklüğünde tümör çıktı kafasından.
Al final, tenía un tumor como un kiwi.
Buradaki leke, Diane Sidman'ın tümör yerine denk geliyormuş gibi.
Bueno esta mancha coincidiría con el lugar exacto en donde Diane Sidman tenía el tumor.
Tümör mü?
¿ Un tumor?
Tümör camdan yapılmadıysa, hayır.
No, a menos que el tumor esté hecho de cristal.
Ana tümör mediyastinal büyük b-hücresinde hodgkin dışı lenfoma.
Linfoma No-Hodgkin primario de Células de b primaria mediastinal grandes.
Daniel, böbreğinde bir tümör var.
Daniel, tiene un tumor en el riñón.
Tümör tam oradaydı.
El tumor estaba ahí.
Böbreğinde kanserli tümör olduğu teşhis edilen sekiz yaşındaki Nicholas Harris bu gizemli kaynaktan su içmeye başladıktan sonra, tümörü yok oldu.
Este es Nicholas Harris, de 8 años, a quien le diagnosticaron un tumor canceroso en un riñón, pero después de comenzar a beber de un manantial misterioso, el tumor desapareció.
Hücreler deri yerine, yağ dokusunda çoğalmış. Tümör oluşmuş.
Las células proliferaron en el tejido graso en lugar de la piel y creó tumores.
Tümör Büyüyecek ve Nasıl Ödeyeceğimi Bilmiyorum...
El tumor crecerá y no sé cómo voy a pagar...
Ama gerçek şu ki.. hepimiz, şu çorba sırasında beklemeye sadece bir kaza ya da bir tümör veya sadece bir yatırım kadar uzaktayız. Teşekkür ederim.
Pero la verdad es, que todos estamos a sólo un accidente, o un tumor o a una mala inversión de estar en la cola para la sopa gratis.
Şu bir tümör mü?
¿ Eso es un tumor?
Onları ayırınca tümör serbest kalacak ve tümörü daha rahat alabileceğim.
Necesito dejar el camino libre para poder extirpar los tumores, evitando un trauma innecesario a mi paciente.
Büyükannemin tiroidinde tümör çıktığı zamanı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas el tumor de la abuela en su tiroides?
- Bir tümör.
- Hace falta esperar a ver
Denny Dequette tam arkanda duruyor. Bu bir tümör, değil mi Denny?
- Denny Duquette está aquí, detrás tuyo es un tumor, ¿ verdad, Denny?
Onu göremezsin çünkü sende tümör yok ama sana merhaba diyor.
No puedes verlo porque tú no tienes un tumor, pero te saluda.
Tümör şu mu?
¿ Ese es el tumor?
Bailey, Shepherd'ın Izzie'de bir tümör daha bulduğunu söyledi.
Bailey dijo que Shephar ha encontrado otro tumor
Yani tümör bir yere kaçmıyor...
Quiero decir, el tumor no va a ninguna parte, entonces...
Tümör için, göğsünü, karnını ve alt karın bölgesini kontrol edin.
Busquen tumores en su tórax, abdomen y pelvis.
Akciğerlerde tümör yok.
No hay tumores en los pulmones.
Rahmimde tümör vardı.
Tuve un mioma uterino.
Sekiz ay önce rahminden tümör alınmış.
Hace ocho meses fue sometida a una extracción de mioma uterino.
Bunu sana kimin yaptığını kafana takmış olman gerekmiyor mu? Aranızda hastamızın karaciğerine tümör var mı diye MR çekme zahmetinde bulunan oldu mu? Hayır.
¿ No debería estar obsesionado por saber quién le hizo esto?
Optik kiazmasında tümör var.
Tiene un tumor en su quiasma óptico.
Onlardan, tümör gelişen başka hasta var mı varsa nasıl tedavi ettiler diye kayıtlara göz atmama izin vermelerini isteyebilirim.
Puedo pedirles acceso. Ver si otros pacientes desarrollaron tumores y cómo fueron tratados.
İlaç şirketinin kimsenin bilmediği bir sihirli tümör asası mı var sanıyorsun?
¿ Crees que la compañía farmacéutica tiene una varita mágica para tumores de la que nadie más sabe?
Başkasında tümör gelişirse, reçeteye bir uyarı eklerler.
Si a alguien más le sale un tumor, pondrán una advertencia en la etiqueta.
Epilepsi için EEG yapın, tümör var mı diye tomografi çekin.
Hagan un EEG por epilepsia y una tomografía para buscar tumores.
Görüntüleme sonuçlarına göre tümör yok.
Las imágenes están libres de tumores.
Ben de o yüzden "tümör" demedim. "Mikrotümör" dedim.
Por eso dije microtumores, no tumores.
Demek tümör havalı bir mahallede oturmuyor.
De modo que el tumor no está en el cerebro.
Burun boşluğunda beyne doğru ilerleyebilecek yerdeki bir tümör bunu yapabilir.
Un tumor bien ubicado en la cavidad nasal podría estar dañando el cerebro.
Bağırsaklarda, kortikotropin üreten kanserli bir tümör.
Un tumor carcinoide en el intestino que libere corticotropina.
Yerleşik bir tümör yüzünden olabilir.
Un tumor bien localizado podría explicarlo.
- Evet! Beyin sapındaki ufak bir tümör paraneoplastik sendroma sebep oluyor.
Un pequeño tumor en el tallo cerebral, causando el síndrome paraneoplásico.
Tümör, uyuşturucu ve bakteriler elendiyse geriye virüsler kalıyor.
No son tumores, drogas ni bacterias. Quedan los virus.
Tümör veya anevrizma değil!
¡ No es un tumor ni un aneurisma! ¿ Enfermedad del hueso metabólico?
- Tümör parçası kaldı mı? - Shepherd tümörün hepsini aldı.
Shepherd pudo extirpar todo el tumor.
Tümör yok.
Sin tumor.
Bu bir tümör.
- Es un tumor.
Toraks tümör daha iyi uyuyor.
Un tumor torácico encaja mejor.
Tümör, kist veya belli bir etiyoloji yok.
¿ Alguien se molestó en buscar tumores en el hígado de la paciente con una resonancia? No hay tumores, ni quistes, ni etiología clara.
Ne tümör ne de lezyon yok.
- No hay tumores ni lesiones.
Tümör yok.
¡ Dios mío!