English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Tüp

Tüp translate Spanish

1,664 parallel translation
Bir tüp ile beslenen onun karısı değil, tamam mı?
No es su esposa a la que están alimentando por un tubo, ¿ O sí?
Vay canına, sanırım tüp bebek olayı gerçekten işe yaramış.
Entonces les funcionó la in vitro.
Al sana denemen için bir tüp, Reuben.
Toma un tubo de muestra, Reuben.
Bir tüp jöle kullanmam gerekti, ama en sonunda yatırmayı başardım.
Bueno, necesité todo un tubo de gel, pero finalmente acomodé mi cabello.
Siz cerrahlar beyaz atınızla buraya geliyor ve günü kurtarıyorsunuz ve şimdiye kadar birisine birilerine verebilecegim en iyi haberi "Oh, aklıma gelmişken hanfendi, haberin var mi boynundaki nefes alan tüp ayni zamanda pembeleşiyor?"
Es sólo que ustedes los cirujanos llegan en su caballo blanco y salvan el día y la mejor noticia que he tenido que dar a alguien, a cualquiera, fué "Por cierto señora ¿ Sabía que el tubo para respirar que tiene en la garganta también viene en rosa fluorescente?"
- Bay Warner, şu tüp nedir?
¿ Y qué es esa manguera de ahí?
- Bana bir tüp verin.
- Dame un tanque.
- Tüp, tüp, tüp.
- Tanque, tanque, tanque.
"Tüp" yerleştirmektedir.
Los pone en el "tubo".
Tüp nedir?
¿ Qué es el tubo?
Eğer tüp duymamış mı?
¿ No has oído hablar del tubo?
Sen "tüp" girmelisiniz.
Deberás entrar al "tubo".
Eğer "tüp" Kim posta mı?
¿ Quién dice de mandarla al "tubo"?
Bu uçak tüp gibi kapalı.
Estamos en un tubo.
Riftia, dev tüp solucanlar, derin baca halkının açık arayla yıldızlarıdırlar ve aynı zamanda ortak yaşamın en iyi örneklerinden biridirler.
Riftia, el poliqueto gigante, son las estrellas de los seres vivos de las chimeneas, Es el mejor ejemplo de simbiosis,
- Julia, tüp bebek.
Julia nació de inseminación artificial.
Yetmiş beş santimlik, karşı konulamaz muhteşem tüp şekilli seks!
Dos pies y medio de sexo tubular irresistibles.
Siz yetmiş beş santimlik karşı konulamaz muhteşem tüp şekilli seks üretiyorsunuz!
Están haciendo dos pies y medio de irresistible sexo tubular.
İçine bir tüp yerleştirdiler ve bir makineye bağladılar!
Le metieron un tubo, y la engancharon a una máquina.
Sorun yok, tamam mı Bak... Buzdolabının arkasında bir tüp sıvı nitrojen olmalı dondurucu için ben oraya gideceğim.
Está bien, bien, mira... voy a ir detrás de la nevera.
Şu anda Amerikan Tüp bebek merkezlerinde toplam 400,000 embriyo var.
Hay sobre 400.000 embriones actualmente en almacenaje del cryobank en los Estados Unidos.
Dan ve ben çocuk sahibi olma konusunda umutsuzduk, ve doktor tek umudun tüp bebek olduğunu söyledi.
Dan y yo estabamos desesperados por tener un niño Y el doctor dijo su unica esperanza es la fertilizacion en vitro donde esta su esposo ahora?
- Önce tüp takın, sonra soruları sorun.
- Tubo primero, preguntas después.
Yemekte bir tüp diş macunu yedim!
¡ Comí pasta de dientes en la cena!
Bir tüp varsa onu kesiyoruz.
Cortaremos ese tubo, si es un tubo.
- Tüp.
- Tubo.
Kanı boşaltıp ciğerinizi tekrar şişirmek için bir tüp kullanacağız.
Insertar un tubo para drenar la sangre y reinflar su pulmón.
Cerrah, boğazından aşağıya bir tüp soktu.
Le metieron un tubo por la garganta.
Daha küçük bir tüp verin.
Un tubo más pequeño.
Dört tüp CroFab panzehir.
Cuatro viales de antiveneno CroFab.
Adam penisinin içine bir tüp sokulmasına yarım saat dayanıyorsa hasta demektir.
Si el sujeto aguanta eso en el pene durante media hora, está enfermo.
Egzersize karşı olduğumdan değil ama şu sizin tüp bizi biraz daha yakına bırakamaz mıydı?
No es que me moleste el ejercicio, pero ¿ tu tubo bobo no podía habernos transportado más cerca?
O kadar uzun süre suni teneffüs yaptırmıştın ki.. ... apsen kurusun diye doktor, ağzına tüp yerleştirmek zorunda kalmıştı.
¿ Te funcionó hace cinco años, cuando tu hámster murió y pasaste horas dándole RCP... hasta que los doctores tuvieron que ponerte una desviación para que te pudieran sanar las heridas?
Bir tüp alıp burnundan aşağıya itmek zorunda kalmıştık. Yağ pompaladık, karnındakilerin gevşeyip çıkması için uğraştık.
Tuvimos que traer un tubo y metérselo por la nariz y bombear aceite en su nariz y tratar que se afloje su barriga.
Bir gün bir adam beni izliyordu evet, gözleriyle ve sonra bir tüp aldı o tüpten baktı. ... ayı büyüttü tüpün içinde.
Una vez, vi a un hombre mirándome sí... con sus ojos y después cogió un tubo y miró por el tubo e hizo a la Luna grande dentro del tubo...
İşaret yuvarlak bir tüp tarafından yapılmış, huninin sonu gibi.
Esta marca fue hecha por la punta de un tubo duro y redondo...
Kirişlerimin ikisine de bir tüp Ben-Gay sürdüm.
Tengo relajante muscular en cada uno de mis tendones.
Tüp çıkarıldıktan sonra tedbir için onu 24 saat müşahede altında tutmayı isterim.
Bueno, me gustaría tenerla otras 24 horas despúes de quitarle el tubo sólo para estar seguros.
Her bir tüp, bir tane HVAC hava giriş aralığından dökülecek.
Cada vial debe ser vaciado en un conducto de ventilación.
Demek istediğim, Pompeiis, örümcek yengeçleri ve tüp kurtçukları var.
Quiero decir, hay tubos de gusanos, Pompeiis, y cangrejos.
Kilometrelerce tüp ve kaydırak.
Kilómetros y kilómetros de tubos y rampas.
Böcek türünün tüm üyeleri gibi bu türün de ağız kısmında uzun bir tüp bulunuyor.
Dos inyectores debajo de sus antenas arrojan chorros de pegamento.
Tüp çıkarıldı mı?
¿ El tubo ha sido quitado?
Böcek türünün tüm üyeleri gibi bu türün de ağız kısmında uzun bir tüp bulunuyor.
Como todo miembro de la familia de los insectos este tiene un tubo largo por boca
Sonuç olarak, bitki özünü emmekte kullanılan tüp bir böcekten alınacak besini emmek için de kullanılabiliyor.
así un tubo puede ser usado para chupar nutrientes desde un insecto tal como de una planta
Gövdelerinin alt kısmında, havadaki oksijeni soğurmalarını sağlayan tüp biçimindeki organlarının üzerinde küçük delikler oluşmuştur.
A lo largo de la superficie interior de su cuerpo se habían desarrollado pequeños orificios y eso condujo a los tubos internos con los cuales podían absorber el oxígeno del aire.
Yeni doğmuş bir kelebekte bu tüp iki parça halindedir ki aslında bunlar ağız sisteminin yüksek modifiyeli parçalarıdır. Her iki parçanın da kendi kas ve sinirleri vardır bu yüzden tüm ünite tam olarak hareketlidir ve kontrol edilebilir.
en una mariposa recién salida este tubo tiene dos piezas porque de hecho son un par altamente modificados de partes de la boca cada mitad tiene su propios músculos y nervios así que toda la unidad es completamente movible y controlable
Genç kelebek ergin yaşama doğru yol aldıkça bu iki parça tıpkı minyatür pipete benzeyen bir tüp oluşturacak şekilde birleşir. Özel bir sıvı sayesinde her iki yarı birbirine yapışır.
conforme las jóvenes mariposas se preparan para ser adultas estas dos secciones se unen para formar un tubo como una pajita en miniatura un líquido especial pega las dos mitades
Sana çok sevdiğini fark ettiğim, dünyadaki en iyi doktorsun oyununu oynadım ve bu arada hem kıçıma hem de ağzıma tüp soktunuz, ikisinin aynı olmaması için dua ediyorum tabii.
He dicho lo de "usted es la doctora".
- Daha küçük bir tüp!
- El tubo.
Sonuç olarak, bitki özünü emmekte kullanılan tüp bir böcekten alınacak besini emmek için de kullanılabiliyor.
El perdedor se retira.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]