English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Tıbi

Tıbi translate Spanish

111 parallel translation
Malum, tekerlekli sandalyeler tıbi destek şirketlerince kaydedilirler.
Sabías que las silla de ruedas son registradas por las compañías de suministros médicos.
Aynı ağa bağlı haldeyken, coğrafi olarak ayrı yerlerdeki tıbi birimler birliktelik içinde iş görebiliyor.
Se puede hacer conectado en red, y dos equipos quirúrgicos separados geográficamente pueden funcionar a la vez.
Bi'50 kâğıt daha olacağını söylüyor.
Cincuenta más a que sí.
Ha bi de temiz elbiseler, silahlar harika çıtırlar falan varmış.
Además tienen - grandes cultivos de ropa y armas y chicas preciosas.
Seni bi daha burlarda görürsem, başka bi suçlan karşıma gelirsen,... -... Tıkarım içeri 5 sene yatarsın!
Si vuelvo a verte aquí, como acusado o acusador ¡ te mando a la cárcel por cinco años!
Ben hoşlandım senden gel bi tıkılayım.
A mí me gustas.
Lütfen günün ışığını göreyim aç onu benim içimde bi ada anlamazsın
Please let me see the light of day Turn it on an island in my you don't understand
Tekere bas, bi ayağını sarkıt ve yaylan!
Pone los pies en la rueda, saca un pie, ¡ y se arquea!
Carl Sagan aklımda şöyle bi resim canlandırdı. küçük paketlerden oluşan bir evren, tıpkı dünyayı bir kibrit kutusa sıkıştırmak gibi..
Lo que yo tengo en la mente es una imagen hacia la que Carl Sagan ha estado guiándome, de todo el Universo en paquetes increíblemente pequeños, como poniendo el mundo entero en una caja de fósforos, inmensamente denso y diminuto.
Adli tıp raporuna göre " Kurban ; dili kökünden koparılmış ve dışarı çıkarılmış şekilde bulundu.Boynunun arkasındada ısırık izlerine rastlandı.Deliller kötü bi durumda.
La víctima fue encontrada con la lengua arrancada, sugiriendo que esta fue arrancada de una mordida.
# Ağzıma bi lokma girmiyor
I can't eat a bite
Sahneden indiğimde normal bi havlu isterim, kağıt havlu değil.
Cuanto termino de tocar quiero una toalla de verdad, no una servilleta
... Paderewski'nin uzun tırnağı, Westminter Manastırından çıkma... bi minör, Grand Canyon Otele ait kapı tokmağı... ve Libarece ceketinden çıkma- - tam üç adet rozet.
Una cutícula de Paderewski, un acorde en Mi menor del órgano de Westminster, una perilla del Grand Canyon... y tres, - sí tres-lentejuelas del saco de Liberace.
Karnïna bï'a?
¿ P'chu a t'ipa?
Karnïnda bï'a.
"P'chu a t'ipa".
Tırmanmaya çıktıktan bi müddet sonra, bay Jang günlerdir kayıp.
El Sr. Jang del huerto de peras no ha vuelto a casa. Hace días que ha desaparecido.
Gabrielle, bi-biliyorum sana tıpkı tipik, cafcaflı, gösteri dünyası tipleri gibi geldiğimizi biliyorum, ama... bu işe girdim çünkü sanata inanıyorum.
Gabrielle, sé que para ti somos la típica y llamativa gente del espectáculo. Pero me metí en este negocio porque creo en las artes.
— Yani, böyle gevrek, çıtır çıtır falan bi'şeydi.
Estaba como crujiente y crocante.
Onun su sızdıran bi deliği var burda bahsetmeyecem
She got a leak in a place I won't mention
Diyoroma için çok iyi bi fikrimiz var de. Ve sonra yığında en büyük parça tırnağa bak,
¡ Y entonces miras la más grande, la uña cortada más grande que hay...!
Bu tıpkı Bay Wertschafter'ın beni becermesi gibi bi şey.
Es como el Sr. Wertschafter jodiéndome a mí.
Üstelik tırmanış için bi dağ bile varmış. Ve hepsini denemek istiyorum.
Hay un rocódromo del que he oído hablar, y quiero probar.
- Yalıtılmış bi şekilde kapanmış. - Izin ver.
Completamente Sellada Déjame a mí.
Ve beyin de çok küçük elektrik sinyalleri taşınmaya devam ediyor... bunun sona ermesi aylar sürebiliyor. T-virus Çok güçlü bi şok a yol açıyor hem hücre büyümesinde... hemde impulsların iletiminde.
El Virus T provee un gran impulso... al crecimiento celular... y a esos impulsos eléctricos.
T-virus cok değişken bir virüs... sıvıda yaşarken tozla hava yoluyla yayılan yada kan yoluyla bulaşan bi virus olabiliyor... Ortama bağlı olarak değişebiliyor bu.
El virus es proteína... que cambia de líquido a gaseoso o se transmite por sangre... dependiendo del medio ambiente.
G.t bi herif olabilir ama çok iyi oynar.
Quizá sea un pendejo pero juega bastante bien.
Jeannot, Jeannot! Mutfaktan feneri bul, acele et! Eğer "evet" se, bi kere ışıt.
Jeannot, busca la linterna de la cocina.
Bu cips gibi, Sanki sana çıtır çıtırım diyorlar ve sende düşünüyorsun. dostum kesinlikle inanmam, ama o zaman bi'ısırık alıyorsun ve çıtır çıtır.
Como estas papas dicen, ahora más crujientes, y tú piensas, oh no, es imposible, pero te comes una
Dostum, eğer bi'şey çıtır çıtır ise, gerçekten ona bi'bakmalısın.
y es más crujiente. Amigo, si te cruje algo, deberías ir al médico.
Tıbbi yanlış uygulama avukatları, tıb-bi-lmişler, evet.
- Dr. Stegman, por favor... - Abogados para mala práxis. Los "cazadoctores", sí.
Bir keresinde Mr. T'yi bi restoranda görmüştüm.
Una vez vi a Mr. T en un restaurante.
Zenciler ağaca tırmanır, tekmelemez. Bunu herkes bilir. Riley'in harika bi fikri vardı.
Riley tuvo la brillante idea de aceptar pedidos por adelantado para la venta del DVD de la pelea, y se dedicó a ello.
senin için bi sorun yoksa ben de geliyim.
If you don't mind, I'd like to go too.
bi öpücük daha, hepsi için bi daha.
Another kiss, for all the ones I wasn't able to give you.
Men de o taştan bi tırnakçuk isterün.
Me encantaría una astilla de esa piedra.
Çünkü hip hop - eşi benzeri olmayan bi çıkış yolu gibi tıpkı.
Nada se compara con esa forma de canalizar lo que siento.
§ Birbirimizle geçinemiyoruz çünkü sana oldukça benziyorum § § Sürekli bi yerlerdeyim, illegal para kazanıyorum, tıpkı senin gibi § § Babam ihtiyacım olduğunda yanımda yoktu, yani sen... §
No nos llevamos bien porque me parezco tanto a ti, camino y hago negocios como tú y como contigo, mis papás tampoco estuvieron a mi lado.
İçerde iki küçük çocuk gördüm, ve sanırım bi zamanlar ben de, tıpkı onlar gibiydim, ve uzun bi yol kat etmişim gibi hissediyorum.
Vi a dos pequeños allá adentro y supongo que yo era así. Siento que recorrí un largo camino hasta acá.
Oh, hani asla süper tırnakları olan bi erkekle çıkmak istemezsin bunun gibi bir şey mi?
Oh, ¿ algo parecido a lo tuyo de nunca querer salir con un tío con las uñas perfectas?
T-Tamam...
Bi-Bien...
Hayır, daha çok... içinde küçük bi çip ve hoparlör seti... Çok küçük ve boyutları bir tırnak kadar ve sadece bunu kartın arkasına yerleştiriyoruz.
No, es más un chip con parlante que nosotros es muy pequeño, como del tamaño de una uña y lo ponemos dentro de la parte trasera de la tarjeta.
Sadece bi kağıt parçası ve beş saatlik bir çalışma.
Es sólo un papel y cinco horas de trabajo.
Kanınızı akıtıcam hemde daha önce hiç kanamayan bi yerinizden.
Los voy a hacer sangrar... de donde nunca han sangrado.
T a-ta-ra-ra. Bi böyle. Bi şöyle.
Así y así.
Sen bi çölde nasıl olacağını asla bilemezsin zehirli örümcekleri, tırtıları...
Nunca sabes lo que encontrarás en el desierto arañas venenosas, orugas...
Çılgın bi t-şört dotum.
El de la camisa loca.
Ne var biliyor musun, T? Senin için ufak bi süprizim var.
Tengo una sorpresa para ti.
Şunu alıp, tılsımı bi kullanın
¿ Ok? Vamos a firmar el recibo y condiciones de uso.
- Bi kağıt getir yapayım hemen
Confías más en un trozo de plástico, que en lo que estoy diciendo aquí y ahora?
Şanslı bi tılsımı varsa ne olmuş?
Así que ella tiene un encanto pocos afortunados. ¿ Y qué?
Kendime dışardan bakıp, bi noktada toplanmak L.T.R.G.S.U.B Sonra zorla gördüğün çok uzaklara varacağını bilmek
Simplemente en la pista... en ese punto en el horizonte... al que casi no puedes ver, pero sabes que esta ahi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]