Ulaşmak translate Spanish
4,233 parallel translation
Bir keresinde, ona ulaşmak için yolda yuvarlanarak git demişlerdi bana.
Me dijeron da vueltas en el templo y hará lo que le pida.
Tanrı'ya ulaşmak için bozuk bir iletişim sistemi kullanıyorsun Tapasvi.
Sr. Tapasvi... La tecnología que usa para comunicarse con Dios ha quedado obsoleta.
Böyle bir istihbarata ulaşmak için gereken yetkiye sahip değilim.
Para conseguir esa información, necesito permisos que no tengo.
Cali'ye ulaşmak için 28 saatimiz var.
Tenemos 28 horas para llegar a California.
- Finn'e ulaşmak için mi?
¿ Para conseguir que Finn viniera?
Eğer son hedefe ulaşmak zaman Field Kit açığa olacak...
Al llegar a tu destino final tu Kit de Campo será desmantelado...
Sevileni aratma bana ama sevmeyi öğret. Aldığımızın karşılığını vermek ve ebedi hayata ulaşmak için doğduk.
Déjame buscar no ser amado... sino amar, porque es en dar que recibimos.
" Tanrı'ya ulaşmak için, Dünya silahlarla ve bombalarla,...
"Para la nave espacial de Dios, la Tierra"... " Con bomba y pistola, todos somos uno o ninguno.
Baş-ka-rak-ter. Şöyle olmalıdır : ... hedeflerine ulaşmak için hevesli olmalıdır.
Pro-tag-sobre-nista es todo acerca de, ya sabes, lo que aspira a ser, qué meta que desea alcanzar.
Böbreklere ulaşmak kolay olurdu.
Bueno, los riñones serían fáciles.
Buraya ulaşmak için çok şey gördüm, çok değiştim.
Para llegar hasta aquí.. .. He visto un montón de cosas. así ¿ Te atreves a desafiarme?
Ama hanımefendi, Merkez'e ulaşmak istiyorsanız...
Pero señora, si quiere llegar al Centro..
Şov için harika bir fırsat. Taze bir başlangıç gibi hissettiriyor. Tamamen yeni bir izleyiciye ulaşmak için bir şans.
Es una gran oportunidad para el programa y que parece un nuevo comienzo y una oportunidad y atraer a un montón de público nuevo.
Ya benim iyi tarafa ulaşmak için geçmem gereken kötü yol bu değilse?
¿ Y si esto no es la mierda que tengo que tragar para llegar a la parte buena?
Ve bu yollarda heyecanlandırarak ve uyandırarak, yani erişilemeyen birisine teşvik ederek ulaşmak, bir ağ geçidi.
DRA. CONNIE TOMAINO DIRECTORA EJECUTIVA INSTITUTO PARA MÚSICA Y FUNCIÓN NEUROLÓGICA... tenemos una entrada para estimular a quien de otra forma es inalcanzable.
Bütün hayatınız boyunca ulaşmak için sadece bir dokunuş var.
Hay un toque que toma toda una vida alcanzar.
Bu ülkede bile amaçlarına ulaşmak için masumların hayatını hiçe sayabilecek casuslar var.
También en este país, hay informantes que tomarán cualquier medida... sin importar si gente inocente es involucrada.
Ona ulaşmak için bir kanal frekansı verdi mi?
¿ Te dio un canal para llamarlo por la radio?
Kavşağa ulaşmak zorundayız.
Tenemos que llegar a la encrucijada.
Yardım merkezine ulaşmak zorundayız.
Vamos al centro de asistencia.
Jenn, Buraya ulaşmak için 4 saat yol geldik.
Jenn, condujimos cuatro horas para llegar hasta aquí.
Hedef noktaya ulaşmak üzere.
Acercarse a la zona de lanzamiento.
Rozetlerle bu tiplere yaklaşamayız. Planımız onlara bir teklif yapmak satıcıya ulaşmak onun Ledoux olduğunu doğrulamak ve onu yakalamak.
Quiero decir, las placas no nos van a acercar a esas gentes, así que el plan es hacerles una oferta... contactar con su proveedor, confirmar que es Ledoux, y detenerle.
Babam daha yeni öldü ve senin tek umursadığın çekimlerine ulaşmak.
Mi padre acaba de morir... y lo único que te interesa es hacer la toma.
Bu amaca ulaşmak için... insanları ve solucanları oluşturan hücrelerin çoğunun... sadece iki çözümü vardır.
Para lograr ese objetivo, la masa de células que compone tanto a gusanos como a humanos solo tiene dos soluciones.
12'ye ulaşmak için 1 ile başladın.
Comienzas con uno para llegar a 12.
Bombalardan beri tüm halkımızın hayaliydi bu ama bu hayale ulaşmak için yardımınıza ihtiyacım var.
Este ha sido el sueno de nuestra gente desde las bombas, pero para poder alcanzarlo ahora, necesito vuestra ayuda.
Bakın, eğer bu İHA'nın yolunu kesemezsek, elimizde kalan tek numaramız o füzeleri fırlatmadan önce Al-Harazi'ye ulaşmak.
Si no detenemos este dron, lo único que podemos hacer es coger a Al-Harazi antes de que dirija esos misiles.
Bakın, eğer bu İHA'nın yolunu kesemezsek, elimizde kalan tek numaramız o füzeleri fırlatmadan önce Al-Harazi'ye ulaşmak.
Si no podemos interceptar este drone solo nos queda encontrar a Al-Harazi antes de que apunte esos misiles.
Sonuna yaklaşırlar ve Camden'de hava çok kötüdür. Sonra öteki tarafa ulaşmak daha zor olur. En sonunda da boya dağılmıştır.
Empiezan en una punta, y el aire de Camden es tan malo y les lleva tanto llegar a la otra punta, que para entonces la pintura ya se está descascarando y tienen que regresar y empezar todo otra vez
Bazen onlara ulaşmak için biraz yardıma ihtiyacımız olur.
Y a veces necesitamos un poco de ayuda para hacerlas realidad.
Önemli olan oraya ulaşmak için hangi yoldan gittiğin.
Solo qué camino elige uno para conseguirlo.
Bu gece, bu bölgedeki gözü dönmüş her suçlu buraya ulaşmak için elinden gelen her şeyi yapacak.
Esta noche, cada criminal endurecido en esta zona hará todo lo que esté a su alcance para llegar a esto.
Tanrı'nın huzurunda kendimi seçtiğim mesleğe adayarak daima bu hedef ve ideallere ulaşmak için çabalayacağım. "
Yo constantemente esforzarse por lograr estos objetivos e ideales, Dedicándome ante Dios a mi profesión elegida, aplicación de la ley "
Tüm kurtlar kemiklere ulaşmak istiyordu ancak çoğu yeterince yaklaşmaya korkuyordu.
Todos los lobos quieren conseguir ese hueso, pero la mayoría tiene temor de acercarse lo suficiente.
İlk geçiş noktasına ulaşmak için nehir boyunca doğuya gitmemiz gerek.
Necesitamos seguir este río hasta el este hasta llegar a la primera pasada.
"Gökyüzüne ulaşmak zorundayız."
Debemos dar saltos optimistas.
Bu tedavi, belirli bir sayıdaki kısımları gerektirir. Başarıya ulaşmak için.
Este tratamiento requiere un número de sesiones a fin de tener éxito.
Berbat bir şehrimiz olsa da orası Tanrı'ya ulaşmak için güzel bir yerdir.
Incluso en mi " ciudad miserable'es un lugar hermoso para encontrar a Dios.
Birikim Kanea'ye yardım içindi Kitabını yayınlama hayaline ulaşmak için
Esos ahorros eran para ayudar a Kanae... a cumplir el sueño de publicar su libro.
O sadece gelmek istediğim yere ulaşmak için bir basamaktı.
Él solo era un camino para llegar donde yo quería.
"Varlık açısından zenginleştik ama ruhlarımız harabeye döndü." "Aya ulaşmak için muhteşem bir efor sarf ettik ancak Dünya'da bir keşmekeşin içine düştük."
Nos encontramos ricos en bienes, pero desiguales en espíritu... llegando con magnífica precisión a la luna, pero cayendo en una estridente discordia en la tierra.
Şirkete ulaşmak için onu kullanıyor böylece borcunu ödeyebilecek.
La está usando para acceder a la compañía y así poder pagar su deuda.
Muhtemelen kaçmak için Meksika'ya ulaşmak istiyor.
Probablemente solo sea su intento de llegar a México para escaparse.
Oraya ulaşmak üzereyiz.
Sí despacho, estamos casi allí.
Wiplala ve ben bir an evvel eve ulaşmak istemiştik. Arthur Hollidey'i kurtarmaya.
Wiplala y yo queríamos llegar a casa lo más rápido posible para salvar a Arthur Hollidee.
Gerçek kadınlara ulaşmak istiyorsan bırak bunu okusunlar.
¿ Quieres atraer a las mujeres reales? Deja que lean esto.
Işık hızının yüzde 99.9'una ulaşmak mümkün fakat ne kadar zorlarsanız zorlayın son ondalık noktaya asla ulaşamazsınız.
Al 99.9 por ciento de la velocidad de la luz está bien. Pero no importa cuánto se intente, nunca se conseguirá ese último decimal.
Eğer bu çiy damlasının sonuna ulaşmak istiyorsak devam etsek iyi olur.
Si queremos llegar al fondo de esta gota de rocío, mejor sigamos adelante.
Büyük Macellan Bulutu'nun Güney Yarıküre'den görüldüğünü hatırlayacak olursanız nötrinoların bu detektöre ulaşmak için üzerimizdeki taş ve kaya yığınını değil altımızdaki binlerce km uzunluğundaki taş ve demiri geçerek geldiğini anlayabilirsiniz.
Recuerden, la Gran Nube de Magallanes está en nuestro hemisferio sur así que los neutrinos no atravesaron ese kilómetro de roca que tenemos encima. Tuvieron que atravesar los miles de kilómetros de roca y hierro que tenemos debajo para llegar a este detector.
Ama bir kez yüzeye ulaştılar mı da ışık hızında hareket etmekte özgür oluyorlardı. Sadece 8 dakika 20 saniye içinde Güneş'ten size ulaşmak üzere yola çıktılar.
Pero una vez que llegaron a la superficie quedaron libres para correr sin parar, a la velocidad de la luz en apenas ocho minutos y 20 segundos, del sol hasta ti.