Unagi translate Spanish
23 parallel translation
Çeviren : walkytalky İyi Seyirler!
Unagi
Japonlar buna unagi der.
A eso los japoneses le llaman unagi.
Evet, öyle. Tatlı su yılanbalığına unagi diyorlar.
Es una anguila de agua dulce.
Unagi mutlak farkındalık halidir.
Unagi es un estado de total advertencia.
Sadece gerçek unagi'ye ulaştığınız zaman başınıza gelecek her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olabilirsiniz.
Sólo al alcanzar el verdadero unagi estarán preparadas para cualquier riesgo que pueda venir.
Bunun geleceğini tahmin etmiştiniz ama bu sizde unagi olduğu anlamına gelmiyor.
Sabían que yo venía pero no significa que tengan unagi.
Eğer rezervasyon yaparsak yarım saatte unagimiz olabilir.
Si hacemos reservaciones, podremos comer unagi en media hora.
Unaginin önemine dair bir ders.
Una lección de la importancia del unagi.
Unagi.
¡ Unagi!
Unagi.
Unagi.
- Unagi olduğumuzu söyle!
- ¡ Di que somos unagi!
Unagi olmak diye bir şey yok. Unagi vardır, ya da yoktur.
No es algo que seas, es algo que se tiene.
Eğer sorularımıza cevap vermezseniz, Sizi tekrar suya, Unagi'ye atacağız.
Y si no responden nuestras preguntas, los regresaremos al agua con el Unogui.
Unagi bu akşam iyi beslenecek.
El Unogui comerá bien esta noche.
Bu haini Unagi'ye atın.
Arrojen a los impostores al Unogui.
Katara, dün Unagi'nin beni neredeyse yakaladığını hatırlıyor musun?
Katara, recuerdas como casi me atrapa el Unogui ayer? Sí.
Nerede bu Unagi? Geç oluyor.
Donde está el Unogui, se está haciendo tarde.
Sakın Unagi'ye binme. Hiç eğlenceli değil.
No montes al Unogui, no es divertido.
Unagi'nin yakınında yaşıyor olmam benim bir uzman olduğum anlamına gelmez.
Sólo por que vivo cerca del Unagi, no quiere decir que soy una experta.
Galiba dün akşamki suşiden.
Creo que es el sushi que comí anoche. Unagi en mal estado.
Yaptığım tüm Unagi boşa gitti!
¡ Todo este unagi a tomar por saco!
Yiyebileceğin en harika yılan balığı.
El mejor Unagi que hayas comido, tan...
Sonra sizi kandırıyor ve ateşin oraya... çam dallarına takılı unagi ile eriği... ısıtmak için konduğunu düşündürtüyoruz.
Luego te hacemos pensar que el fuego está ahí para que cojas las ramas con el unagi y la ciruela, y las calientes en él.