Universitedeyken translate Spanish
370 parallel translation
Üniversitedeyken o kadar çok kitabı nasıl okuyabildiniz?
¿ Cómo consiguió memorizar todos esos libros en la universidad?
Üniversitedeyken yazmıştım bunu.
La escribí en la universidad.
- Üniversitedeyken kıçımı yırttım.
- Me rompí el culo en la universidad.
Üniversitedeyken, Otto Rank'ın bu konuda bir yazısını okumuştum. Kraft-Ebbing'in de olabilir.
Cuando estaba en la universidad leí algo referente a esto, creo que de Otto Rank, o tal vez de Kraft-Ebbing.
Üniversitedeyken, biraz oyunculuk yapmıştım.
Hice un poco de actuacion en la universidad.
Üniversitedeyken bir Reballo tanımıştım.
Yo conocí a un Reballo en la Facultad
- Üniversitedeyken.
- Estudié allí.
18 ya da 19 yaşımda içmeye başladım. Üniversitedeyken oyunculuğa başladım.
Me di a la bebida como si tuviera 18 y 19 años... y actuaba como si todavía estuviera en la escuela.
Üniversitedeyken.
- Shh! - Un estudiante.
Üniversitedeyken evlenenler hakkında ne düşünüyorsun?
¿ Qué opinas de la gente que se casa estando en la universidad?
Üniversitedeyken testi pencereden Lettick'e uzattigin zamani hatirliyor musun?
¿ Recuerdas que en la universidad le pasaste a Lettick un test por la ventana?
Üniversitedeyken istiyordum.
Cuando era estudiante, sí.
Üniversitedeyken oda arkadaşıma tecavüz edilmişti.
En la universidad. violaron a mi compañera de cuarto.
Üniversitedeyken sevdiğin kızın adı neydi?
¿ Cómo se llamaba esa chica que amabas en los días de la universidad?
Üniversitedeyken motosiklet kullanmıştım. Yani haydutluk anlayışını iyi bilirim.
Yo conducía un ciclomotor en la universidad, así que entiendo la mentalidad fuera de la ley.
Üniversitedeyken bana "Küçük bulldog." derlerdi
En la universidad me decían "el pequeño bulldog".
- Üniversitedeyken, Alex'in yanında oturuyordum sanat tarihi dersiydi.
- En la universidad, me senté junto a un Alex en la clase de historia.
Üniversitedeyken motosikletli, deri ceketli çocuklar.
En la universidad, motos, chaquetas de cuero.
Üniversitedeyken okumaya pek şansım olmadı.
En la universidad no tuve muchas ocasiones de leer.
Üniversitedeyken.
Cuando estaba en la universidad, señor.
Üniversitedeyken Las Vegas'a geziye gittiğimizde onun konserine gitmiştim.
Yo vi una de sus funciones en un viaje a Las Vegas durante la universidad.
Üniversitedeyken bende de vardı.
Sabe, yo tuve uno mientras enseñaba también.
Üniversitedeyken çok iyi bir oyuncuymuş, sonra küçük turnuvalarda devam etmiş.
Me dicen que era buen jugador universitario, y de minigiras.
Üniversitedeyken dans kursunda Nadya isimli bir partnerim vardı.
Mi compañera de baile en la universidad se llamaba Nadia...
Üniversitedeyken bir langırt masamız vardı.
- Teníamos uno en la universidad.
Üniversitedeyken.
Estaba en la universidad. - Paul.
- Üniversitedeyken.
- En la universidad.
Üniversitedeyken, saçlarım çok uzundu. Ayrıca, neredeyse 10 kilo daha şişmandım.
En la universidad tenía el pelo bien largo, y pesaba unos diez kilos más.
Üniversitedeyken radyoda bir programım vardı. Radyoya girince, prodüktörlükte tıkanıp kaldım.
Tenía mi propio show en la universidad y cuando comencé en la estación,
Üniversitedeyken dernekteki en aptal çocuk, dişçilikten ayrılıp mimarlık okuyan biriydi.
El más tonto de mi fraternidad se graduó de arquitecto después de fracasar en odontología.
Üniversitedeyken, hep ondan büyük erkeklerle çıkan bir kıza yazılıyordum.
Cuando estaba en la universidad, Había una chica que me atraía Que siempre tenía novios más grandes,
Üniversitedeyken, çiftlerin bebekler gibi ağlayıp "Ne kadar berbat" deyip durduklarını hatırlıyorum.
Durante la universidad, recuerdo ver a las parejas Con bebés llorando y pensando : "Qué horrible."
Üniversitedeyken sizi araştırmıştım.
¡ Te estudié en la universidad!
Üniversitedeyken. Sarhoştum. Uyandığımda başka birinin sutyenini giyiyordum.
Estaba borracha, y me desperté con el sostén de otra.
Üniversitedeyken, Noel tatilinde bana eşcinsel olduğunu söylemiştin. Ve herşey değişti.
Cuando estábamos en la universidad me dijiste que eras gay y todo cambió.
Üniversitedeyken insan her şeyi denemek ister ya.
Ya sabes cómo es en la universidad. Fue un experimento.
Üniversitedeyken, dönem ödevi yazmamız gerekti. Aldığım felsefe dersi için dünya görüşümüzü en iyi anlattığını düşündüğümüz kitap hakkında yazacaktık.
cuando estaba en la universidad, tenía que escribir un ensayo... : : : era para un curso de filosofía sobre el libro que ilustrara mejor nuestra visión del mundo.
Üniversitedeyken Naomi adında bir kızla deneyimleri olmuş o kadar.
Soy Lois, ¿ quieres pasar?
Üniversitedeyken Bayan Chae'yle ilişkisi olmuş.
Estuvo relacionado con la Srta. Chae en la universidad
Üniversitedeyken uydudan senin maçlarını izlerdim.
Cuando estaba en la universidad, solía ver tus partidos por satélite.
Üniversitedeyken bir keresinde ikimizin arasında geçenler dışında.
¿ Hicisteis lo posible por él?
Üniversitedeyken turneye çıkmış. Heyecan verici, değil mi?
Mamá, en la universidad hacía giras. ¿ No es excitante?
Ne olmuş? Üniversitedeyken gitmiştim.
Fue cuando estaba en la universidad.
Üniversitedeyken bağımsız bir filme oynadım.
- En un filme independiente universitario.
Üniversitedeyken harika bir astronomi dersi almıştım.
Tuve una clase genial de astronomía en pregrado.
Üniversitedeyken Chandler sarhoş oldu ve yurttaki temizlikçi kadınla yattı.
En la universidad, Chandler se emborrachó y se acostó con la mujer que limpiaba el dormitorio.
Üniversitedeyken ilk yıl sonu babamın beni almaya gelmesi sanki dün gibi.
Parece que fue ayer cuando mi padre me fue a recoger a la universidad.
Üniversitedeyken grubu olan sevimli bir çocukla tanışmıştım.
Conocí al cantante en la facultad, éramos amigos. Era un gran tipo, inteligente.
Üniversitedeyken o toplantılara katıIdığını söylüyorlar.
Ellos dijeron que tu asistías a esas reuniones cuando estabas en la universidad.
Üniversitedeyken bir ara sakinleştirici kullanmıştım.
tomé un Quaalude una vez en la universidad
Üniversitedeyken squat çalışmıştım ve harika bir popom vardı.
En la universidadm hacía mucho ejercicio y tenía un buen............ trasero.