Unutmadan translate Spanish
794 parallel translation
Unutmadan söyleyeyim, bay Carter aradı.
Antes de que lo olvide, ha llamado el Sr. Carter.
Unutmadan söyleyeyim, bay Carter telefon etti.
Antes de que lo olvide, llamó el Sr. Carter.
Unutmadan alsam iyi olur diye düşündüm.
He pensado en hacerlo ahora antes de que se me olvide.
Unutmadan parayı kasaya koyar mısın?
Bueno, antes de que te olvides, pon el dinero en la caja fuerte, ¿ quieres?
Unutmadan Kennedy... şu ordu fikrini iyi bir düşün.
Kennedy... piensa bien en lo que te dije del ejército.
Oh, Unutmadan!
¡ Oh, lo olvidaba!
Bir hanımefendi olduğumu unutmadan buradan gitmem gerekiyor.
Déjenme salir de aquí antes de que olvide que soy una dama.
Anne, unutmadan söyleyeyim Charlotte'un yanında ona Doktor Jaquith demeyin.
Y antes de que se me olvide, no le llames doctor Jaquith cerca de Charlotte.
Unutmadan söyleyeyim, ikimiz adına 25'er $ koydum.
Eso me recuerda... di $ 25 por cabeza por los dos.
Unutmadan... doktorla beraber büyükbabanın laboratuvarını ameliyathaneye çevireceğiz.
Olvidaba decirles que vamos a convertir el laboratorio del abuelo en un quirófano.
Unutmadan, bunu ödünç almak istiyorum.
Quisiera tomar prestado ésto.
Unutmadan söyleyeyim. Annem hanım püskülü çalısı istiyor.
- Para limpiar su dentadura postiza.
Unutmadan, yeni gösteri için hiç bir yeni çalışma yapma.
Antes de que se me olvide, deja el nuevo ballet.
Unutmadan, gece iki'de bitirsek olur mu?
Antes de que se me olvide ¿ Podemos terminar de jugar a las 2 a.m.?
Ah, unutmadan, Eve, Bay Smith aşağıda seni bekliyor.
Por cierto, el Sr. Smith está abajo. Quiere verte.
Unutmadan, bir şey daha.
Ah, una cosa más.
Unutmadan, biletin. İkinci sıra, koridor tarafı.
Por cierto tu entrada para el estreno en segunda fila.
- Unutmadan "Shields" P-E-B-B-E-L diye hecelenmiyor
Y recuerda que "Shields" no se deletrea P-E-B-B-E-L.
Evli bir adam olduğumu unutmadan önce kendimizi buradan dışarı atalım.
Salgamos. Antes de que olvide que estoy casado.
Unutmadan Lester, bana bir iyilikte bulunur musun?
¡ Oh! Lester - ¿ Quieres hacerme un favor?
Unutmadan, bayanlar... bu, atalarınızın gelinini eşiğin diğer yanına nasıl taşıdığıdır.
Por cierto, señoras así es como sus antepasados cruzaban el umbral con sus esposas.
Ha, unutmadan, çavuş neden hemen polisi aramadığını sordu.
Antes de que me olvide el sargento preguntó por qué no lo llamaste enseguida.
Hayır, bırak unutmadan bitireyim.
No, deja que acabe antes que se me olvide.
Ha, unutmadan, bu aylık performansınız için fişlerim var.
Otra cosa, el tema de las entradas de las representaciones de este mes.
Unutmadan söyleyeyim ki, bu iş sürekli olmayacak.
Bueno, iba a decirle que éste es un trabajo temporal.
Ah, unutmadan.
Antes de que lo olvide.
Unutmadan motosikletli adam dönmüş mü?
por cierto... ¿ Está el de la moto? - En el mismo sitio.
Unutmadan, silahın biraz ağır. Biraz törpüleme işine girişsem ne dersin?
Antes de que me olvide, tu revólver está duro. ¿ Te importa que le lime alguna pieza?
Hiçbir ayrıntıyı unutmadan, tüm bu kaybolma hikayesini bana anlatmayı düşünür müydünüz?
¿ Me puede contar toda la historia sin omitir ningún detalle?
Unutmadan, yayımcın aradı.
Se me olvidaba, llamó tu editor.
- Unutmadan söylesem iyi olur.
- Debo contarlo mientras lo recuerde.
Unutmadan şunu imzalar mısınız, efendim?
Antes de que me olvide, ¿ le importa firmarme esto?
Öğretmen, söyle bana tamamen ahlaki bir açıdan, iyiliği ve uygarlığı temsil ettiğimizi unutmadan sence yaptığım şey uygarca mıydı?
Dígame, Anna desde un punto de vista puramente moral y sin olvidar que representamos la civilización y la decencia ¿ cree que lo que he hecho con Franklin es de gente civilizada?
Unutmadan, seni kırbaçlayan ben değilim.
Recuerda, no soy yo quien te azota.
Unutmadan söyleyeyim de, bir karara vardık.
Por cierto, están todos de acuerdo.
Unutmadan beyler, bunun sıradan bir UNESCO araştırma projesi olarak görülmesini istiyorum, başka bir şey değil.
Mientras tanto, caballeros, este asunto debe considerarse sin más una investigación de la UNESCO.
Seni bekliyoruz. Unutmadan ;
Te esperaremos.
Unutmadan söyleyeyim, hanımefendi,... bence hepsinin değişime ihtiyacı var.
A propósito, creo que necesitan cambiar.
Çabuk, kâğıt kalem al ben unutmadan.
Rápido, papel y lápiz.
Ama her ihtimale karşı unutmadan söyleyeyim... Sen harika bir destekçisin.
Por si nadie te lo dice, eres un gran apoyo.
Hiçbir şeyi unutmadan.
No olvido nada.
Ha unutmadan efendim, bilimsel inceleme sırasında orada olmak ister misiniz?
Por cierto, señor, ¿ quiere estar presente... en la examinación técnica?
Ha unutmadan, imzala şunu.
Se me olvidaba. Firma esto.
Unutmadan, sizin de söylediğiniz gibi... Güzel, hoş bir akşam olacak.
Antes de que me olvide, como tú has dicho, será un atardecer agradable y templado.
Bak unutmadan önce diyeyim, senin mantığından gına geldi.
Señor Spock, le repetiré que estoy harto de su lógica.
Haa unutmadan Cynthia önümüzdeki birkaç günü bizimle birlikte geçirmeni istiyor.
A propósito, Cynthia quiere que pases los próximos días con nosotros.
Ha, unutmadan, çıkacağın zaman, ışıkları kapatıver.
A propósito, cuando se vaya, apague la luz.
Ve unutmadan, çocuklarla da hiç ilgilenmiyormuş ve Louise bu yüzden olduğunu söylüyor.
Se me olvidaba algo : no hace caso a sus hijos. Louise dice que es por eso.
- Unutmadan, jip burada.
- Aquí tengo el jeep.
Unutmadan, merkezi arayıp Rocky'ye buranın numarasını ver.
Se me olvidaba, llama a Rocky a la comisaría y dale este número.
He, unutmadan...
Antes de que me olvide...
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmam 161
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutma sakın 19
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmam 161
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutma sakın 19