Uygulanır translate Spanish
173 parallel translation
- Burada hukuk uygulanır olmuş.
Parece que recibes a la ley aquí ¿ no? . No pierdas el tiempo, Jesse.
Boğaz kesme cezası ise, kadınlara yönelik taciz olduğunda ya da... para çalındığında uygulanır.
Los cortes de gargantas son por molestar a las mujeres u ocultar un botín.
Doku uyumuna direnç gösteren antikorları yok etmek için yoğun röntgen ışınımı içeren bir yöntem uygulanır.
Un método implica usar rayos de alta radiación para destruir los anticuerpos que crean resistencia al heteroinjerto.
- Katı uygulanır.
- Se cumple rigurosamente.
Bizler bilgili, verilen emirleri uygulan medeni insanlarız. Bu emirler ne olursa olsun uygulanır.
Nosotros somos la gente inteligente y civilizada que cumple las órdenes sin importar cuáles sean.
Bilimsel ve yavaş olarak uygulanır.
Aplicados de forma científica y lentamente.
Ama bilirsin... Vekilden gelen emirler sorgusuz sualsiz uygulanır!
Pero sabes... una vez que recibes órdenes del Señor de Kanto, ¡ ya no hay más!
Böyle hastalıklarda sadece hızlı tedavi yöntemi uygulanır.
El único tratamiento en un caso así es una cura rápida.
# Bu deney farenin üzerinde... #... arka arkaya 7 gün, her gün 10 dakika uygulanır.
Se toma el animal, sujeto del experimento durante 10 minutos al día, siete días seguidos.
Prensiplerim insanoğluna da uygulanır.
Mis principios se aplican igualmente a seres humanos.
Burada... çeşitli tedaviler uygulanır da.
Hay diferentes modos de tratamiento.
Daha sonra, maksimum hükmün üçte ikisi uygulanır ki bu da mahkeme olmaksızın 16-17 yıl demek.
A partir de entonces, son dos tercios de la pena máxima, lo que viene a ser... dieciséis o diecisiete años sin un juicio.
Hangi durumlarda Kızıl Kod uygulanır?
¿ Por qué motivos se le puede dar a un marine el Código Rojo?
Sıkça öğretilir ve nadiren uygulanır.
Esa regla concierne al periodismo. Es algo que se enseña y casi no se practica.
Ama keyfi olarak uygulanır ve benim yetkimi baltalarsa gücüme gider.
Pero cuando es arbitraria y afecta mi autoridad, lo resiento.
Sadece politikacıların delirdiğine dair kanıt olursa uygulanır.
Sólo se aplica a los políticos con antecedentes de demencia hereditaria.
aynı kurallar uygulanır.
Las reglas son las mismas.
Bazı şeyler cennette planlanıp, uygulanır.
Muchas cosas están predestinadas a ocurrir. Los Cielos lo quieren.
Mucizeler avlusunda adalet çabuk uygulanır. Burada avukat da yargıç da benim Mahkemeyi hızla bitirmeyi severiz
Hacemos rápidamente justicia ya que soy abogado y juez a la vez, el juicio es corto, pues la sentencia es lo que en verdad nos divierte.
Bakirelerin kızlığını bozmak için de aynı prensip uygulanır.
Mismo principio que para desflorar.
Ne? Gemiyi açık denizde ele geçirdikleri için, ve denizler, ne İspanya, ne de Amerika'nın olduğu için antlaşma hükümleri nasıl uygulanır?
Como se apoderaron del barco en alta mar y ni España ni EE.UU. son dueños del océano ¿ por qué aplica el tratado?
Müşterek mal varlığı kanunu uygulanır ve servetin yarısını... ya da 11.395 milyon dolar hak eder!
Son bienes comunales. Tiene derecho a la mitad de ellos o sea, 11 millones de dólares.
- Kâfirlere uygulanır o.
- Lava caliente.
Kanserse eğer, erbezin alınması kemoterapi ve ışın tedavisi uygulanır.
Si es cáncer, el tratamiento es quitarle el testículo y luego administrar quimioterapia, y quizás radiación.
İç alan uçan top kuralı, birinci ve ikinci kale dolu, ya da birinci, ikinci ve üçüncü kale dolu olduğunda uygulanır. "
"Se recurre al elevado al cuadro interior cuando la 1 ª y 2ª base están ocupadas, o la 1 ª, 2ª y 3ª base lo están".
Eğer haklıysan, Cor-ai uygulanır.
Si estás en lo cierto, será sometido a un cor-ai.
Sadece bir çocuk üzerinde nasıl uygulanır, bilmiyorum, ya da bu durumda bir jaffa üzerinde.
Pero no sé qué efectos tendría en un niño, y mucho menos en un Jaffa.
Üçün beşlisi... A integrali uygulanır.
Tres quintas veces la integral de A.
Una özenle fırçalama yapılır, ve dikkatle uygulanır, bu zaman alıcı bir süreçtir.
La harina se quita bien después de cada toma... y se vuelve a colocar con cuidado para evitar perder mucho tiempo.
Tekme ve adama itme uygulanır.
Le pego y le empujo.
Çekim üstüne çekim yapılarak hassas dövüş sanatı koreografisi uygulanır.
Se ejecuta toma tras toma de coreografía precisa de artes marciales.
Yeni fikirler burada bulunur, geliştirilir, uygulanır.
Hay ideas nuevas listas para ser devoradas y redefinidas. Devoradas y redefinidas.
740 Mars'ta birçok bulguda uygulanır.
Una 740seaplicaamuchas cosas halladas en Marte.
Eğer doğru uygulanırsa süpürge gücü durdurulamazdır.
Si se ejecuta correctamente... el barrido poder es imparable.
Doğru yapana kadar oynayacağız çünkü, eğer doğru uygulanırsa süpürge gücü durdurulamazdır!
Bueno, vamos a ejecutarlo hasta que salga bien... porque, si ejecuta correctamente... el barrido poder es imparable!
O zaman mühimmat subayının tavsiyesini şef mühendis,....... riskin uygulanır düzeyde buluyor.
Lo estoy. En base a la recomendación del oficial de armamento el Jefe de Ingenieros encuentra el nivel de riesgo aceptable.
Ermenilerin yerlerinin değiştirilmesi askeri bir gereklilik haline gelmişti,... ama kötü memurların yanlışları yüzünden bu emir uygulanırken ciddi aşırılıklar yapıldı.
"La expulsión de los armenios se ha convertido en una necesidad militar, pero desafortunadamente por la culpa de malos oficiales graves excesos ocurrieron mientras se ejecutaba esta orden."
Dördüncü Cenova Kongresi kararları, tüm dünyaya göre yani İsrail dışındakilere göre, İsrailin işgal ettiği bölgelere uygulanır.
La cuarta convención de Ginebra - de acuerdo a todo el mundo, literalmente, excepto Israel - era aplicable a los territorios ocupados.
Bu kurallar titizlikle uygulanır.
Estas reglas son cuidadas estrictamente.
Radyasyon iyonlaştırıcı çalıştırıldı ve objeye uygulanıyor.
Iniciando el cintilómetro y exponiendo al sujeto.
Dövme, sol başparmakla cilde şöyle sıkıca bastırılarak ve sonrasında boya maddesi uygulanıp şekil çizilerek yapılır.
Mientras tatúas, como puedes ver,... hay que presionar la piel con el pulgar izquierdo, así. y entonces aplicas la tinta para inscribir el dibujo.
İkinci sorun izlenecek güzergah üçüncüsü ise saldırının uygulanış şekliydi. Çünkü torpido atışları sığ sularda gerçekleştirilecekti.
El segundo fue la ruta a seguir y el tercer ataque en sí mismo, era posible utilizar torpedos en aguas poco profundas.
Zazen ; bağdaş kurarak dik bir şekilde oturma biçimidir. Zen sanatının uygulanışıdır.
Zazen es una forma de sentarse con las piernas cruzadas y la espalda recta practicando el arte del Zen.
Renklerin daha da yatay uygulanışı, perspektif yoksunluğu yüzey alanındaki gerginlik ona ün kazandırır.
Su desarrollo es más evidente en el uso de las amplias superficies de colores planos... la carencia de perspectiva... la tensión entre el espacio y la superficie.
Bu kurallar titizlikle uygulanır.
Estas reglas se llevan a rajatabla.
On yıldan fazla bir süredir ; yemeğin hepsini bitirmeme,... hücrede ekstra bir çift çorabı olma, hücreyi dağınık tutma,... yemek salonundan yemek kaçırma, ekmek kırıntısı dökme, kertenkele besleme gibi suçlara uygulanıyor.
Fue en un período de 10 años por un delito como no terminar la comida por tener un par de medias extra en su celda, por ser desprolijo por contrabandear comida del comedor para una lagartija.
" Dört yıl önce tıptaki kariyerime son verip, F.B.I. adına çalışmaya başladım çünkü bu ülkeye inanıyordum, çünkü yasaların uygulanıp, suçluların cezalandırılmasını ve masumların korunmasını istiyordum.
" Hace 4 años, dejé la medicina... para convertirme en una agente del FBI... porque creía en este país... porque quería defender sus leyes... castigar a los culpables y proteger a los inocentes.
" Dört yıl önce tıptaki kariyerime son verip, F.B.I. adına çalışmaya başladım çünkü bu ülkeye inanıyordum, çünkü yasaların uygulanıp, suçluların cezalandırılmasını ve masumların korunmasını istiyordum.
"Abandoné mi carrera en medicina hace cuatro años para hacerme agente del FBI porque creía en este país". "Quería defender sus leyes, castigar a los culpables y proteger a los inocentes".
Az sonra izleyecekleriniz günümüz Amerika'sında yaşanmış olup, Katolik Kilise tarafından uygulanıp, belgelenmiş tek gerçek şeytan çıkarma olayına dayanmaktadır.
LA SIGUIENTE HISTORIA ES EL UNICO EXORCISMO DOCUMENTADO REALIZADO POR LA IGLESIA CATOLICA EN ESTADOS UNIDOS.
Tüm hizmet alışveriş yoluyla uygulanır.
Mírame a mí con Raj.
Kaptan, priaxate tedavisi,....... en ağır hastalar için en azından rahatlatmak için uygulanıyor.
Capitán, tratarlos con priaxate reduciría los síntomas de los más enfermos, al menos temporalmente.