Uzmanlık translate Spanish
1,775 parallel translation
Uzmanlık alanı küçük çaplı kinetik operasyonlardı.
Su especialidad eran operaciones cinéticas de bajo impacto.
Asıl uzmanlık alanım antikalardır...
Las antigüedades, que son mi fuerte en particular...
Bilgisayar korsanlığı Dag'ın uzmanlık alanlarından biriydi.
Una de las especialidades de Dag era la seguridad informática.
Öyle ama Amerikan kültürü uzmanlık alanıma girmiyor.
No soy experto en objetos históricos.
Uzmanlık alanım.
Es mi especialidad.
- Senin uzmanlık alanın.
- Es tu especialidad.
Affedersiniz, bu benim uzmanlık alanım değil ama Welton seni aldattıysa diğer kadınları da aldatmış oluyordu.
Disculpen, no tengo experiencia en esta área pero si Welton te engañó, puede haber estado engañando a otras mujeres. Probablemente.
Uzmanlık alanın kozmojenik izotop araştırması mı?
¿ Usted se especializa en investigación de isótopos cosmogénicos?
Bu iş tam benim uzmanlık alanım.
Bueno, eso me va a resultar fácil.
TLC uzmanlık alanın, değil mi?
Trust Level Control ( Control de Nivel de Confianza ) es tu especialidad, ¿ no es así?
Bu, Kathryn Hawkes'ın uzmanlık alanı.
Esa sería especialidad de Kathryn Hawke.
Bu da belli oranda beceri ve uzmanlık gerektirir.
Lo cual requiere cierta cantidad de aptitudes. Maestría.
- Uzmanlık alanım dışında.
¿ Lo sabes? No es mi campo.
Benim uzmanlık alanıma bile girmiyordu. Fakat kimse Kyle ile ilgili konuşmak için gelmedi.
La verdad no es mi área de experiencia pero nadie vino a hablar de Kyle.
Bu, benim uzmanlık alanım.. .. ve o kadının bakışlarını gördüm.
Soy experta en esta área, y he visto una mirada en los ojos de esa mujer.
Sayın Başkan, ekiplerimizi kurmadan uzmanlık alanımın dışında olan bir konuda yorum yapamam.
Sr., mi equipo no puede especular con algo que no es su área
Çünkü, çok zehirli bir yılandan zehir almanın, araç gereç ve profesyonel uzmanlık gerektirdiğini biliyorum.
Ahora... Una última pregunta, joven amigo.
Uzmanlık alanınızı düşünürsek bu istasyonun öncelikli amacının savunma stratejileri geliştirmek ve adadaki düşman yerli popülasyon hakkında bilgi toplamak olması... -... sizi şaşırtmış olmamalı.
Dada su especialización, no debería sorprenderse con que el propósito primario de la estación es desarrollar estrategias defensivas y juntar información sobre la población indígena hostil de la isla- -
Doktor Gallegher psikiyatrik tedavi konusunda uzmanlık yaptı.
El Dr. Gallagher está certificado por el Consejo de Medicina Psiquiátrica.
O ve eşi Candy, akademik uzmanlık için çalışan öğrencilere yönelik Carson Burs Fonu'nu kurmuşlardır.
Él y su esposa, Candy, fundaron la beca Carson para estudiantes que luchan por una excelencia académica.
Sanırım onun uzmanlık alanı başka alanlarda yatıyor.
Supongo que es experta en otro tipo de cosas.
Uzmanlık alanımı biliyor musun?
Sabes cual era mi especialidad?
- Benim uzmanlık alanım, değil mi?
- Porque es mi especialidad, ¿ no?
Eğer olay buysa, yanlış uzmanlık alanı seçmiş.
Si es el caso, ha elegido la profesión equivocada.
Heather, benim uzmanlık alanımdan birine inanmak için bir nedenin yok.
Heather, no tienes razón alguna para confiar en nadie de mi profesión para que actúe en tu beneficio.
Bazı sizin uzmanlık alanınızdaki insanlar da kaydedilmiş.
Sin mencionar los cientos de casos documentados algunos por colegas de su propia profesión.
Bu işi yaşamak için yapıyorum. Bu benim uzmanlık alanım.
Yo vivo de esto.
- Bu onun uzmanlık alanı ve onun hayatı.
¿ Sam?
Kötü rüyaların annenin uzmanlık alanı olduğunu biliyorsun.
Bueno, sabes, las pesadillas son más bien el campo de tu madre, pero...
Bu benim uzmanlık alanım.
Es mi especialidad.
Senin uzmanlık alanın yok.
No tienes especialidad.
Bu Geum Jan Di'nin uzmanlık alanı değil mi?
¿ Esa no es la especialidad de Geum Jan Di?
Uygulamalı fizik uzmanlık alanım değil. - Evet ama olsun.
Después de todo, la física aplicada está lejos mi área de especialización.
Uzmanlık alanlarınıza göre ayrılın.
Sugiero que dividamos su investigación.
O yazmakta ve müzikte usta olabilir, fakat insanlar, onların umutları, hayalleri, özlemleri de benim uzmanlık alanım.
Puede sobresalir en literatura y música pero, er, pero en lo que respecta a las personas, sus esperanzas, sus sueños, sus aspiraciones en eso soy una experta.
Mısır'da farklı uzmanlık alanları vardı, ve Dendera... ışık veren bilginin saklandığı bir yerdi.
Dendera era el área donde el conocimiento de las fuentes de luz eran guardadas.
Bu benim uzmanlık alanım.
Éste es mi terreno.
Evet, yanlış tedavi onun uzmanlık alanı. Ve güvenebileceğimiz birisi.
Si, la negligencia medica es su especialidad y podemos confiar en el.
Bunlar benim uzmanlık alanım.
Es mi campo.
- Bir Bayan "Yeni parçalar" Newberg. Şu anda sana 7 / 24 erişimi var, telefonla ya da ev vizitesiyle. Garanti aynı güne randevular, bütün laboratuvar işi ve uzmanlık alanına sevk etme de cabası.
- La Sra. "Prótesis" Newberg, quien desde ahora tiene acceso directo a ti 24x7 por celular y teléfono fijo y citas aseguradas en el día, incluyendo análisis y pase a especialistas.
- Uzmanlık alanınız ne? - Yahudi olmayanlar.
- ¿ Qué creencias religiosas tienen?
Bu senin uzmanlık alanın, değil mi?
Esa es tu especialidad, ¿ no es así?
Uzmanlık alanındır. Ama ben üniversitenin ilk haftasının korumasız, korkmuş, birilerinin yönlendirmesine ihtiyaç duyan çömezlerle ilgili olduğunu söylersem bu da benim uzmanlık alanımdır.
Cuando yo digo que la primera semana de la universidad, significa vulnerables y asustados estudiantes, necesitando a alguien que los guíe...
Frank dans pek uzmanlık alanım sayılmaz.
Frank, bailar no es realmente... lo mio.
Yeni bir uzmanlık dalını düşünüyor.
En realidad está pensando en una nueva especialidad, ya sabes como son los médicos.
Bu benim uzmanlık alanım ama.
Es mi territorio.
Bu onun uzmanlık alanıdır.
Es realmente buena.
Evet, uzmanlık alanıdır.
Sí, él es bueno con eso.
Ve bu da Larry'nin uzmanlık alanı.
¿ Hablar con Larry?
Uzman benim.. pediatri aslında uzmanlık alanım
Hacer todo, desde la geriatría a la pediatría.
Kuramsalı gerçeğe dönüştürmek uzmanlık alanımızdır.
La especialidad de él era tornar lo teórico a la realidad.