Uğrattın translate Spanish
1,379 parallel translation
... beni hayal kırıklığına uğrattın.
-... me has engañado.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız çocuklar.
Estoy muy decepcionado con ustedes, niños.
Dün akşam pek çok insanı hayal kırıklığına uğrattın.
Desilusionaste a mucha gente anoche.
- Babanı hayal kırıklığına uğrattın.
- Tu padre está muy decepcionado.
Beni hayal kırıklığına uğrattın Ben.
Me decepcionas, Ben.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Cady.
Estoy realmente decepcionada.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Estoy muy decepcionado contigo.
Martha.. Gerçekten beni hayal kırıklığına uğrattın!
Martha... de verdad que me decepcionas.
- Gerçekten beni hayal kırıklığına uğrattın.
- Me decepcionas. - Pero el...
Ve sana gelince, Michael, Sen beni düş kırıklığına uğrattın.
Y en cuanto a ti, Michael... estoy tan decepcionada de ti.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız çocuklar.
Estoy muy decepcionado con ustedes
Julia, beni hayal kırıklığına uğrattın.
- Me decepcionas.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız, Bay Gunn.
Estoy desilusionado de usted, Sr. Gunn.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Manny.
Bueno, me defraudaste, Manny.
Beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattın, Janelle.
Estoy muy decepcionado de ti, Janelle.
Karımın neredeyse kalp krizi geçirmesine neden oluyordun. Ayrıca küçük bir kızı sarsıntıya uğrattın.
Casi le causó un ataque cardíaco a mi esposa y traumatizó a una niñita.
Beni hayal kırıklığına uğrattın Robert.
Estoy muy decepcionada de ti, Robert.
Michael, beni hayal kırıklığına uğrattın.
Michael, me defraudas.
Söylemem gerek, hayal kırıklığına uğrattın beni Francis.
Tengo que decir, que estoy un poco decepcionado, Francis.
Benjy, beni hayal kırıklığına uğrattın, ve kovulmadığın için ne kadar şanslısın bilemezsin!
Benjy, estoy tan decepcionada de ti, y fuiste afortunado. no te expulsaron.
Sana hayatımdaki en önemli şeyi emanet ettim ve sen beni hayâl kırıklığına uğrattın.. ... hem de tam bazı şeyleri yakaladığımızı düşündüğüm anda.
Te dejé la cosa mas importante de mi vida y me fallaste justo cuando realmente pensé que podriamos tener algo.
Bütün takım arkadaşlarını hayâl kırıklığına uğrattın.
Dejaste a tus compañeros perder.
Jeffrey, beni hayal kırıklığına uğrattın.
Oh, Jeffrey, me decepcionas.
Sen, Homer'ı hayal kırıklığına uğrattın.
hO-M-E-R-O está a vergonzado de ti.
Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın Ruth.
¡ Estoy muy decepcionado contigo, Ruth!
Yine hayal kırıklığına uğrattın.
Me fallaste otra vez.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Me has decepcionado.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız, Bay Wheeler.
Me decepciona, Sr. Wheeler.
Sorun şu ki, beni şu canavar işinde hayal kırıklığına uğrattın.
La verdad es que me quedaste muy mal en cuanto a esa bestia horrenda.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Auggie.
Estoy decepcionado, Auggie.
Biliyor musun Aslan beni hayal kırıklığına uğrattın.
Sabes, Aslan me has desilusionado un poco.
Beni çok hayalkırıklığına uğrattın.
Me decepcionaste completamente.
Niçin milleti hayalkırıklığına uğrattın?
¿ Por qué tan bajo?
Beni hayal kırıklığına uğrattın
Me decepcionas.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Alain.
Me defrauda usted, Alain.
Kariyerimi korumak için bu evliliği sürdürmüyorum, seni hayal kırıklığını uğrattığım için üzgünüm fakat kariyerimi önemsemiyorum!
No sigo casado para salvar mi carrera, lamento decepcionarte, pero mi carrera no me importa.
Şehrin yaşadığı en son kaostan sonra Jones'un cevabı yıllardır destek veren hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı.
Dado el caos reciente en la ciudad la respuesta de Jones desalentó a los fans que han apoyado a la pandilla.
Beni düş kırıklığına uğrattın.
He venido a por... ¡ Estoy muy disgustada contigo!
Bence İskender`i hayal kırıklığını uğrattık.
Creo que Alejandro se hubiera desilusionado de nosotros.
seni hayal kırıklığına uğrattığını düşündü.
- pensó que lo había desapontado.
Bu sabah gazeteleri okudum, Lizzie'nin beni hayalkırıklığına uğrattığını ima ediyorlardı.
Esta mañana leí los diarios y parecía que insinuaban... que Lizzie me había defraudado de alguna manera.
Belki de sen beni hayal kırıklığına uğrattığın içindir.
Porque tal vez tú me decepcionaste a mí.
Bu kadar yeter Bay Maxence. Davranışınız beni son derece hayal kırıklığına uğrattı.
Basta decir, tío Maxence, que estoy enormemente decepcionado por su comportamiento.
Hayal kırıklığına uğrattığım için bağışlayın. Ama bir ayrıntı yanlış.
Perdona si te defraudé... pero te equivocas sobre un detalle.
İkinci kitabında okuyucularını hayal kırıklığına uğrattı.
Por desgracia su segundo libro fué decepcionante.
İddia makamının davranışlarının da beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemek istiyorum.
Les expreso mi desilusión ante la conducta de la Fiscalía.
Sen dünyadaki en zeki insansın ve biz seni hayal kırıklığına uğrattık.
Tú eres el hombre más inteligente del mundo, y te hemos decepcionado.
Doğru şeyi yaptığını düşündüğünü biliyorum. Ama sen de bilmelisin ki bay Corman da, senin onu hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyor.
Sé que sientes que has hecho algo bueno por él, pero tienes que reconocer que el Sr. Corman siente que lo decepcionaste.
Okuyucularınızı hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Lamento desilusionar a sus lectores.
Ve her gün bizi hayal kırıklığına uğrattıklarını düşünürler.
Y cada día que pasa... ellos sienten que nos han fallado.
Çocuklar, babanızın sizi hayal kırıklığına uğrattığını biliyorum, ama eğleneceksiniz.
Niños, se que estan decepcionados con su padre Pero se divertiran.