Uğurlu translate Spanish
551 parallel translation
– Uğurlu kolyeni mi?
- ¿ Su gri-gri?
Yedi uğurlu rakamdır.
Siete es un número de la suerte.
- Senin şu uğurlu tavşan ayağını kullanmam gerekecek.
- Me vendría bien tu pata de conejo.
Belki sana da uğurlu gelir.
Quizás le traiga suerte.
Bu kutsal ve uğurlu bir madalyon.
Es una medalla hueca, y es una buena.
Uğurlu bir sayı.
Es un número afortunado.
Örneğin bir uğurlu para taşıdığınızı görüyorum ya da yaklaşık 20 yıllık değerli bir eşya.
Por ejemplo, puedo ver que ha llevado consigo una moneda... o una curiosidad de algún tipo durante casi 20 años.
Uğurlu parçanızı defalarca düşürdünüz ama her defasında da geri buldunuz.
Perdió varias veces ese objeto de la suerte... pero lo ha encontrado siempre.
BUGÜN UĞURLU 776 KAZANDI İkramiye tutarı, Piyango Bankalarını Batırdı
Los bancos se quedarán en números rojos. "
Öylesine kutsal, uğurlu günlermiş onlar.
Tal es la santidad y gracia de ese momento.
Dilerim, senin gibilerin bulamayacağı uğurlu bir yerde olsun.
Espero que en ningún lugar tan impío donde alguien como tú pueda encontrarle.
Şu güzelim, uğurlu sayıya bakın.
Mira qué número tan precioso.
- Altı, uğurlu sayımdır.
El seis es mi número de la suerte.
- Mavi benim uğurlu rengim
El azul es mi color de la suerte.
# Sen benim... #... uğurlu nazarlığımsın #
Tú eres Mi estrella de suerte
Git rahiplere söyle, kurban kessinler. Uğurlu uğursuz ne görürlerse gel söyle bana.
Dile a los sacerdotes que hagan el sacrificio y tráeme su opinión.
Bundan güzel, uğurlu düş olamaz.
Es una visión justa y afortunada.
- Uğurlu sabahlar Sezar.
- Buenos días, César.
Uğurlu Ocak : Bir oğlumuz oldu ve sen bir iş buldun.
Afortunado enero : el niño ha nacido y tú tienes trabajo.
Sizin bana layık gördüğünüzü ben ona layık görüyorum. Uğurlu burcu sayesinde bu onun hakkı ve kısmeti.
Le cedo el peso con que queréis abrumarme, que le pertenece por derecho y feliz estrella.
Ne yazık ki lal taşını türkuazla değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü türkuaz senin uğurlu taşın.
Le cambiaremos el granate por una turquesa que es tu piedra.
Evet, uğurlu gün.
Sí, el día de la suerte.
Uğurum. Uğurlu domuz heykelimi almalıyım.
Mi amuleto, no me voy sin mi amuleto.
Ama uğurlu saat geçiyor.
Pero la hora propicia está pasando.
Uğurlu saat geçince, bir daha asla kızım evlenemeyecek.
Cuando la hora haya pasado, mi hija nunca se casará.
Onda yeni bir uğurlu saat yok mu?
¿ No puede haber otra hora propicia, a las 10?
Eğer nikah uğurlu saatte gerçekleşmezse gelin lanetlenir.
Si la boda no tiene lugar a la hora propicia la novia quedará maldita.
Kırık cam uğurlu gelir!
¡ Un vaso roto da suerte!
- Bayan Louise, bize uğurlu objenizi göstermeyecek misiniz?
Madame Louise, Nos enseba su misterio.
o gerçekten bu konuda bize uğurlu geldi.
En verdad cumplió en la primera.
İşlerin yolunda gittiğine göre, uğurlu olmalı.
Tendría que traer suerte, considerando cómo te han ido las cosas.
Benim uğurlu sayım.
Bueno, siempre ha sido mi número de la suerte.
Uğurlu yüzüklerini takıyor.
Vaya racha que tiene.
Yeni bir tavşan ayağı aldım, birinci olan bir attan nal ve Frankie'nin verdiği uğurlu çekirge.
Tengo una nueva pata de conejo una herradura de un ganador del Derby y el grillo de la suerte que me dio Frankie.
Tek ihtiyacın yeni uğurlu kızıl, onu nerede bulacağımızı biliyorum. BAYANLAR SALONU
Ahora sólo necesitas otra pelirroja y sé el lugar perfecto para hallar una.
Uğurlu miğferim.
Mi yelmo de la suerte.
Hem ayrıca, sizlerin de uğurlu rakamı yedi değil miydi?
Además, mi primo dice que el siete es su número de la suerte, ¿ verdad?
Küçük uğurlu yedi.
El siete de la suerte. El siete de la suerte.
Uğurlu sekiz. Uğurlu sekiz.
Ocho de la suerte, ocho de la suerte.
Bay McB uğurlu geldi.
Hallie dice que el Sr. McB nos trajo suerte.
Bu doğaüstü kehanetler uğurlu da olabilir uğursuz da.
Esta incitación sobrenatural no puede ser mala no puede ser buena.
Uğurlu olsun.
Felicitaciones.
Uğurlu olsun.
- Felicitaciones. - Felicitaciones.
Bu benim uğurlu haftam.
Que esta semana gano.
Ayrıca, yüzyıllar boyunca nesilden nesle bugüne bu uğurlu ana kadar beni bekleyen tüm kutsal insanlara da minnettarım.
Y dile que les estoy agradecido a todos los hombres sagrados por haberme esperado, generación tras generación durante siglos hasta el día de hoy, en esta inolvidable ocasión.
Toprağı bol olsun, babam öldükten sonra... müneccimler ağabeyimin taç giyme töreni için, ilk dolunayın... uğurlu geleceğini söyledi.
Luego de la muerte de mi padre... Alá protegía su alma... Los astrólogos habían decidido que la primer luna llena sería auspiciosa para la coronación de mi hermano Kassim.
Uğurlu mu?
¿ La fiesta del día de la suerte?
Bu yatak uğurlu.
No dudes de eso, viejo.
- Uğurlu gelir mutlaka.
Un signo de buena suerte.
Uğurlu yedi.
Lo he notado en mis huesos.
Üç uğurlu sayımdır.
Mi número de la suerte.