Vandemar translate Spanish
33 parallel translation
Ben de tam Bay Croup ve Bay Vandemar'dan işkence yapmalarını rica etmek üzereydi.
Pensaba pedirle a los señores Croup y Vandemar- - Que la torturemos.
Şimdi Bay Vandemar, bize bu şerefi bahşeder misiniz?
Ahora, señor Vandemar, ¿ le gustaría hacer los honores?
Yani, şunu mu demek istiyorsun, Croup ve Vandemar'a "anahtar bende" dediğimde üzerimi arama imkanları varken anahtar bendeydi...
¿ Quieres decir que cuando les conté a Croup y Vandemar que la tenían... y que podían registrarme si querían... la tenía de verdad?
Bana'Bay Croup'diyebilirsiniz kardeşime ve ve yardımcıma da, 'Bay Vandemar'.
Pueden llamarme señor Croup, y pueden llamar a mi hermano asociado, señor Vandemar.
Efendim, ailem Croup ve Vandemar tarafından öldürüldü.
Señor, a mi familia la mataron Croup y Vandemar.
Sen onu takip et, Bay Vandemar.
Sígale usted, señor Vandemar.
Oyuncaklarınla oynarken daha dikkatli olmalısın Bay Vandemar.
Debería tener más cuidado con sus juguetes, señor Vandemar.
Dedi ki, Bay Vandemar, Marki'ye ne dilersek yapmakta özgürmüşüz.
Ha dicho, señor Vandemar, que somos libres de hacerle todo lo que queramos al Marqués.
Evet, Bay Vandemar.
Sí, señor Vandemar.
Eee, Bay Vandemar.
Bien, Sr. Vandemar.
Naçiz uğursuz ruhum adına, Bay Vandemar,... gördüğümü siz de görüyor musunuz?
Dios bendiga mi almita negra, Sr. Vandemar. ¿ Ve lo que yo veo?
Ben Bay Croup, bu bey de kardeşim Bay Vandemar.
Yo soy el Sr. Croup y este caballero es mi hermano el Sr. Vandemar.
Ne zeka ama, Bay Vandemar.
¡ Qué cerebro! ¿ Eh, Sr. Vandemar?
- Croup ve Vandemar... - Evet.
¿ Croup y Vandemar?
Croup ve Vandemar oralardayken mi?
¿ Con Croup y Vandemar rondando?
Ne ben ne de Bay Vandemar kimseyi tehdit etmiyoruz, değil mi, Bay Vandemar?
Ni yo ni el señor Vandemar amenazamos a nadie, ¿ verdad, señor Vandemar?
Üzerimizdeki caddelerde yürüyüp de, bu kanalizasyonun güzelliğinin farkında olmayan insanları düşünmek ne acı, Bay Vandemar.
Me entristece pensar que hay gente caminando por las calles de arriba que nunca conocerán la belleza de estas cloacas, señor Vandemar.
Şehirler de insanlar gibidir Bay Vandemar... Bağırsaklarının durumu son derece önemlidir.
Sucede lo mismo con las ciudades que con la gente, señor Vandemar, el estado de sus intestinos es de suma importancia.
Croup ve Vandemar!
¡ Son Croup y Vandemar!
Biraz'gecikmiş'( = rahmetli ) görünüyor, değil mi Bay Vandemar?
No ha "afinado" muy bien su hora de llegada, ¿ no cree, señor Vandemar?
Helal olsun bana, bu kurnazca hileye kalben inanmıştım Bay Vandemar.
Dios Santo, debo confesar que su astuta treta me ha engañado del todo, señor Vandemar.
Canını yak Bay Vandemar.
Hágale daño, señor Vandemar.
Truva'yı, Bay Vandemar ve ben yakmıştık, hatırlatırım size.
Le recuerdo que el Señor Vandemar y yo quemamos Troya.
Onlara veda et, Bay Vandemar.
Despídase de ellos, Señor Vandemar.
Aferin iyi yakaladın, Bay Vandemar.
Buena captura, Señor Vandemar.
Eğer dikkatini çekebilseydim, Bay Vandemar.
Si pudiera prestarme su atención, Señor Vandermar.
Croup ve Vandemar.
Croup y Vandermar.
Efendim, Bay Vandemar ve benim, genç kızın vücutsal fonksiyonlarını ortadan kaldırmaya çalıştığımızı mı ima ediyorsunuz?
Señor, ¿ está insinuando que el señor Vandermar y yo estábamos intentando acabar con las funciones corporales de la chica?
- Eee? Yani Bay Vandemar, neden biz de kendimize bir koruma tutmayalım ki?
¿ Y, Señor Vandermar, no deberíamos también contratarnos un guardaespaldas?
Bay Vandemar, bir tarafımızı kesersek, kanımız akmaz mı?
Señor Vandermar, si nos cortan, ¿ no sangramos?
Bay Vandemar kurbağa sopasıyla ufak bir kazaya sebebiyet verebilir.
El Señor Vandermar podría tener un pequeño accidente con su viejo puñal.
Çoğu kazalar evlerde gerçekleşir. Öyle değil mi, Bay Vandemar?
La mayoría de los accidentes ocurren en casa. ¿ No es así, señor Vandemar?
Croup ve Vandemar yaptı...
Fueron Croup y Vandemar- -