Vara translate Spanish
899 parallel translation
- Bir soba maşası, ama...
- Es una vara, pero...
- Demek bunun bir soba maşası olduğunu biliyorsunuz.
-? Así que sabe que es un vara!
O, bunun düğümünü çözmeye çalışırken bir ocak maşasını kaldırıp onun kafasına vurdunuz.
Mientras se agachaba, intentando deshacer Ios nudos, usted cogió una vara y Ia golpeó con ella en Ia cabeza.
Bir soba maşası kullanıldığını nasıl bildiniz?
¿ Cómo sabe que se usó una vara?
Kumaştaki kırışıklık ve kan lekelerinden bunun bir soba maşası olduğunu anlıyoruz.
Por los pliegues de Ia tela y Ias manchas de sangre, sabemos que fue con una vara.
Bir soba maşası aradığımı düşünüyorsunuz.
Pensaba que estaba buscando una vara.
Tıpkı, aslında bu odada soba maşası olması gerekirken hiç olmaması gibi.
como eI hecho de que en esta habitación no hay ninguna vara.
Soba maşasıyla kafasına vurdum.
La golpeé en Ia cabeza con una vara.
Ama alt katta, kapıcı odasında bu soba maşasını buldum.
Pero abajo, en Ia habitación del portero, he encontrado esta vara.
Elbise üzerinde düzensiz bir leke bırakmış. Ki bu, yalnızca böyle bir soba maşasıyla yapılabilirdi.
Dejó una mancha irregular en eI delantal que sólo podría haberse hecho con una vara como esta.
Yine de soba maşası bu olsa bile elinizde onu kullandığını söyleyen bir adamın itirafı var.
De todos modos, si esa es Ia vara, tiene Ia confesión de un hombre que dice que Ia utilizó.
Çünkü sen yanımdasın ; senin asan... " "... bana huzur verir.
tu vara de pastor me reconforta.
Mesaj kaygıları yok.
¡ No dan la vara!
Burada güzel bir organizasyonun vara benziyor.
Estás llevando muy bien el estar fijo en un sitio... ¿ eh?
Senin çomağın, değneğin ; onlar bana teselli verir.
Tu vara y Tu cayado me sosiegan.
Bir tonluk bir gürz sallar.
Mueve una vara de acero de una tonelada.
ona yumruk sallayabilirsiniz,... suratına tükürebilirsiniz,... onu sopayla dövebilirsiniz... ve sonunda, onu bir çarmıha gerebilirsiniz.
Podría mostrarle el puño, escupirle a la cara, azotarle con una vara y, finalmente, crucificarle.
Ez onları. Vur ve öldür.
Golpéalos con tu vara.
Sopayı esirgersen çocuğu şımartırsın.
La vara floja malcría al niño.
Bay Sean! Güzel bayanı dövmek için güzel bir sopa.
Aquí tiene una buena vara para convencer a su encantadora señora.
Önce bir yavru köpek alırsın, sonra... uysal bir kızılderili bulursun ve bir söğüt dalı kesersin.
Te haces con un cachorro y entonces... contratas un indio pacífico y cortas una vara de sauce.
Sonra kızılderiliye köpeği günde... 4-5 kere sögüt dalı ile dövmesini söylersin.
Entonces le dices al indio que golpee al cachorro... con la vara cuatro o cinco veces al día.
Asan ve değneğin beni rahatlatır.
Tu vara y tu baculo me confortan.
- Sahibi ona "Giyinik Sopa" diyor.
- Su dueó la llama "Vara de ropa"
Ancak şu uzun sopa reddedebilir.
Pero esta larga vara puede negárselo
Son çeyreğe girilirken Lucky Arrow ile Purple Shadow çekişiyor... Stopwatch dışarıdan üçüncülüğü zorluyor.
Pasando la cuarta vara están Lucky Arrow y Purple Shadow con Stopwatch por afuera en tercer puesto.
Bariyeri kaldırabilir misin.
¿ Podrías mover la vara?
Yarım mil hedefi geçilirken...
Pasando la vara de media milla.
Yarım mil hedefi geçilirken bir ve çeyrek boyla KızıI Şimşek önde.
Pasando la vara de media milla, va Red Lightning por cuerpo y cuarto.
Kavmini kılıç zoruyla değil, bir çoban asasıyla kurtaracak.
No es con la espada como liberará a su gente, sino con la vara de un pastor.
Ve Musa Tanrı'nın asasını eline aldı.
Y Moisés tomó la vara de Dios en su mano.
Asamı Firavun'un önüne fırlat böylece Tanrı'nın gücünü görsün.
Arroja mi vara ante el faraón para que vea el poder de Dios.
Asasını bir kobraya dönüştürdü!
¡ Ha transformado la vara en una cobra!
Akreplere ve yılanlara hükmetmem için bana bu asayı vermiştin ama Tanrı onu Krallara hükmedecek bir değnek yaptı.
Me diste esto para gobernar a escorpiones y serpientes, pero Dios lo transformó en una vara para gobernar reyes.
Asana daha büyük bir mucize yaptıracağım.
Haré que tu vara realice una maravilla más grande.
- Asası onlara yardım etsin.
Deja que su vara lo provea.
Asamı suya uzat.
Alarga mi vara contra las aguas.
Bunu asası mı yaptı?
¿ Fue la vara la causante de esto?
YaşIı bayan Turner seni değnekle dövdükten sonra hep böyle komiktin.
Aun cuando la vieja maestra te pegaba con la vara siempre tenías una broma.
Beni değnekle dövmeye mi geldin?
- ¿ Viniste a pegarme con la vara?
Yapmam gereken bir değnek alıp, ona iyi bir dayak atmak.
Lo que tendría que hacer es coger una vara y darle una buena paliza.
Çomağın, değneğin güven verir bana.
Tu vara y tu cayado me sosiegan.
Onu bana ver, tatlım.
Dame esa vara, querida.
Çomağın ve değneğin bana teselli verir.
Tu vara y tu cayado me sosiegan.
Sopa çok, sevgi az.
Una vara grande y un poco de afecto.
Luis. Bana sırığı uzat.
Luis, ¡ coge la vara!
- Katlanabilen bir çelik çubuğumuz var.
- Tenemos una vara con bisagras.
Bu iyi bir alıştırma olacak.
Será una buena vara de medir.
Yarım saat önce burada çatal değnekle * kızımı bulmak isteyen bir adam vardı.
Hace una hora que un hombre se ha ofrecido a encontrar a nuestra hija con una vara de zahorí.
Beni hizaya getirmek için sırtıma sopa vurmak gerekmiş!
Que sólo una vara en la espalda me mantendría en orden.
Şu bağlama çubuğunu ver.
Dame esa vara.