Varoş translate Spanish
324 parallel translation
Sen bir varoş çocuğusun tatlım.
Eres de lo más bajo, amor.
Kes şu varoş muhabbetini.
No te recrees.
Kes şu varoş muhabbetini.
Deja de recrearte.
Varoş bölgesinden buraya adamlar getirmendeki maksat nedir?
¡ Qué idea hacer venir a la gente de los cuarteles populares!
Bankalar, bilardo salonları tavan araları, mahzenler ya da Leo'nunki gibi varoş apartmanlarında bulunuyordu.
Estos bancos estaban situados en la trastienda de los billares, bodegas o escondidos en pisos de los barrios bajos, como el de Leo.
Hepiniz buraya varoş çocukları ve haksızlıkla kan ağlayan kalplerinizle gelmişsiniz.
Viene aquí a defender a esos chicos de los suburbios contra la injusticia.
Ağır varoş hastalığı.
Es sólo una otitis aguda.
Daha fazla isteyin! Fakat mekânımız varoş!
Nuestra área, es la zona.
Crawleyville'deki varoş hayatı üzerine.
Las condiciones en los suburbios de Crawleyville.
Varoş formalitesi mi?
¿ Modales de clase media?
Varoş mahallelerde ya da yarı boğucu metroda uyuyarak geçirdiğin saatleri çıkarırsan...
Al descontar las horas de sueño pasadas en la ciudad dormitorio... Añadidas a las horas de transporte vividas al límite del ahogo...
Toplu mezarların şehri : kokuşmuş sebze halleri, Paris'in göbeğindeki varoş mahallesi polisler ortaya çıktığında bulvarların dayanılmazlaşan korkunçluğu :
Ciudad osario : los mercados podridos, el arrabal en el corazón de París, el insoportable horror de los bulevares de policías :
Rakibim varoş bölgelerine gitmiş ve oy satın almak için dolar dağıtmıştı.
Mi oponente fue al ghetto... y repartió billetes de dólar intentando comprar votos.
Evet, varoş mahallesinde, belki.
Quizá en el ghetto.
- Şu varoş çocuğu RJ.
Es ese desgraciado...
Varoş mantığıyla değil. Kafana göre ateş edersen incinecek tek kişi yukarı pencerede duran bir çocuk olur.
Con esas actitudes idiotas no durarias ni una semana.
Hadi bakalım.Altın varoş'tan biraz ruh
Allá vamos. Una pequeña alma del ghetto de oro.
Eski kocan gibi varoş zombisi değil o!
No es un zombie suburbano como tu marido.
Adam varoş kodesinde 48 saat idare edebilir. Adam hiçbir lanet kodeste bir saat daha geçirmeyecek.
¡ Adam no va a pasar un minuto más en ninguna maldita celda!
Onlar varoş çocukları. Ben de kenar mahallede büyüdüm.
Son chicos de barrios bajos.
Varoş serserilerinin yaptığı gibi yatağımın altında saklayacağım.
Lo guardo debajo del colchón, como los vagabundos.
Laura Ashley'in varoş versiyonu gibi.
Son una mutación residencial de Laura Ashley.
Zavallı varoş polisleri!
¡ Pobres policías de los suburbios!
Ama Star'ın ailesi asla keş olmadı onlar sadece özürlü, varoş hippilerindendi.
Los padres de Star no son drogadictos. Simplemente son jipis inválidos de la suburbia.
Varoş'ta benim için muhbirlik yapıyordu.
Ha estado trabajando para mí como informante en el Bajofondo.
Diğerleri gibi Varoş'ta bulunmuş.
La encontramos en Bajofondo, como a los otros.
İzin ver de mutlu olayım. Varoş'a ineyim.
Déjeme limpiar Bajofondo.
Varoş katlarında olduğunu biliyoruz.
Hasta ahora, está en Bajofondo.
Varoş'ta tek başına yaşıyormuş.
Ha estado viviendo sola en una zona del Sector Marrón.
Genç bir kız bulduk. Bir yetim. Varoş'ta yaşıyormuş.
Hemos encontrado a una huérfana que ha vivido en una zona del Sector Marrón.
Özellikle de Varoş'takiler.
Especialmente los de Bajofondo.
- Varoş'a mı indi? - Evet.
- ¿ Él se fue hacia el sector de Bajofondo?
Varoş'ta yaşarım da onlara bir kuruş vermem.
Prefiero irme a vivir al Sótano antes que pagarles un penique.
Tahmin ettiğim gibi, iki tetikçi de üssün Varoş'ta yaşıyormuş.
Los dos que le dispararon vivían en el Sótano como lo pensé.
Geçen sene Varoş'ta bir klinik açarak kaçırma işlemlerini başlattım böylece klinikten fark edilmeden kayıtları değiştirebilecektim.
El año pasado, organice una clínica secreta, para poder empezar a procesar fugitivos y cambiar los registros sin que nadie del Laboratorio médico supiese de ello.
Jay, Varoş'ta bir patlama meydana geldi.
Jay, ha habido una explosión en el Zócalo.
- Varoş adını verdiğiniz yerde yaşayacağız.
- Viviremos en lo que llaman el Bajo Fondo.
Varoş'un bu kısmı bana ait.
Ésta es mi parte de los bajos fondos.
Varoş'un en kötü yerlerinden biri.
Es más o menos la peor parte de Abajo.
Müteveffa erkek, insan, 35 yaşında. Haziran 2258'den beri Varoş'ta yaşandığı belirlendi.
El difunto es un humano de sexo masculino, de 35 años... identificado como morador de los bajos fondos desde junio de 2258.
Bunca zamandır giderek artan sayıda Varoş sakininin normal davranmadığı hususundaki makul ve mantıklı endişelerimi seninle paylaşıyorum.
Todo este tiempo pensé que expresaba una preocupación razonable y racional... sobre el hecho de que está creciendo el número de personas de los bajos fondos... que no actúan normalmente.
Normal olsalardı zaten Varoş'ta yaşamazlardı.
Si fueran normales, no estarían en los bajos fondos.
Varoş'ta bir kavgayı ayırmaya çalışırken saldırıya uğramış.
Separaba una pelea cuando lo atacaron.
Üssün haritasına göre burası "Varoş" dedikleri yer.
Según el mapa de la estación, estamos en el los bajos fondos.
Ama Varoş'ta yaşayanlar, Steve umutlarının sonundalar hatta bazıları hayatlarının sonundalar.
Pero la gente que vive en los bajos fondos, Steve... están al límite de sus fuerzas. puede que algunos de ellos, al final de sus vidas.
Varoş'u görmediğiniz nasıl da belli oluyor.
Nunca has estado en los bajos fondos.
Biri Varoş'ta diğer ikisi 3. rıhtımda.
Uno en los bajos fondos, dos en el Muelle 3.
Lyta, evet. 4. klinikte Varoş'tayken soyulan bir adam var.
Lyta, sí. Tenemos un tipo en el laboratorio 4 que fue asaltado en los bajos fondos.
Ben 12 yaşındayken Bayan Varoş'la kaçtı gitti.
Se escapó con la Reina de los Basureros cuando yo tenía 12 años.
... kendimi kiralık bir evde bir koca ve çocuklarla yaşayan bir varoş güzeli olarak buluvereceğim.
- con un marido niños y deudas.
Stara Varos'ta bir teyzem var.
Yo tengo una tía, en Stara Varos.