Varız translate Spanish
102,443 parallel translation
- Artık sadece ikimiz varız.
Solo somos dos.
12 saniye kadar boş zamanımız var.
Teníamos como, ya sabes, 12 segundos de reserva.
Şanslıyım ki, ölümcül uzaylılar iş yerimi çevrelediğinde önceliğimin bu olduğunu anlayan bir kız arkadaşım var.
Bueno, por suerte, tengo una novia que comprende que cuando los alienígenas letales invaden mi lugar de trabajo, es una prioridad.
Bu sefer sadece bir alıntıdan daha fazlasına ihtiyacımız var.
Esta vez necesitamos algo más que una cita.
İhtiyacımız olursa uzun süre yaşamamıza yetecek yeterince şey var, fakat ihtiyacımız olacağına şüphem var.
Hay suficiente aquí para mantenernos por mucho tiempo si lo necesitamos, pero sospecho que no lo haremos.
Kriptonlulardan ve diğer her uzaylı istilacıdan kesin olarak kurtulmamız için ihtiyacımız olan her şey var.
Todo lo que necesitamos para librar a este planeta de kryptonianos y cualquier otro invasor extraterrestre, de una vez por todas.
Sınırsız gücü var ve bana Adalet için yardım edebilir.
Tiene poder ilimitado que puede usar para ayudar en la lucha por la justicia.
Ama bu... bir dakika insan kaynaklarımız mı var?
Eso no es... Espera, ¿ tenemos departamento de recursos humanos?
Anlaşmamız var, değil mi?
Tenemos un trato, ¿ verdad?
Şanslısınız ki bunun için bandım var.
Por suerte para usted, tengo cinta adhesiva para eso.
Kimin canı tehlikede olursa olsun, bundan böyle her bir alıntıyı doğrulamak için en az iki bağımsız kaynağa ihtiyacın var.
A partir de ahora, necesitas al menos dos fuentes para verificar cada frase, sin importar las vidas que estén en juego.
Bence biraz daha fazla içeceğe ihtiyacımız var.
- Creo que necesitamos más bebidas. - Vale.
Önemli olan babamız ve hala içinde iyilik var.
Lo que importa es nuestro padre y todavía hay bondad en él.
Şanslısınız ki hemen düzeltmek için özel bir bandım var.
Por suerte para usted, tengo una cinta especial para arreglarla.
Lyra'yı yakalamak istiyorsak, o zaman Winn'e ihtiyacımız var. İki gün.
Si queremos coger a Lyra, necesitaremos a Winn.
Yani görünmez bir kız arkadaşım var.
Así que, tengo una novia invisible.
İnsanlarımızın yeniden yükselmesi için bir geleceğe ihtiyaçları var.
Para que nuestra gente se alce otra vez, necesitan un futuro.
Suyu var, ve bir sarı güneşi, hayatta kalmamız için gereken her şey var.
Tiene agua y sol amarillo, tiene todo lo que necesitamos para sobrevivir.
Yeniden başlama şansımız var baba.
Tenemos una oportunidad de empezar de nuevo, padre.
O zaman ulaşmak istediğiniz yerin tam koordinatlarını bildiğiniz sürece sadece bir geçite mi ihtiyacınız var?
Así que, mientras tengas las coordenadas exactas de donde quieras transportarte, ¿ solo necesitas un portal?
Ve böyle muhabirlere daha çok ihtiyacımız var.
Y necesitamos a más periodistas así.
24 saat 11 dakikanız var.
Tienes 24 horas y 11 minutos.
Dünyayı değiştirmeye var mıyız?
¿ Preparada para cambiar el mundo?
Bak, sabah dediklerimi hatırlıyorum ama gerçekten yardımına ihtiyacımız var.
Mira, sé lo que dije antes, pero nos vendría muy bien tu ayuda.
Herhalde elinizde bir koz var da, pazarlık ediyoruz falan sandınız.
Creo que estás confundiendo esta situación con una en la cual tienes algún tipo de poder negociador.
- Başkente geri yolladım. Yanında iki ajanımız var.
- La he mandado de vuelta a Washington, escoltada por dos de nuestros agentes.
Pozitron topuyla en azından National City halkını kurtarma şansımız var.
Al menos con el cañón de positrones, tenemos una oportunidad de salvar a la gente de National City.
- Farkındayım ama onlara ihtiyacımız var.
- Lo sé. Pero los necesitamos.
Yardımına bu yüzden ihtiyacımız var.
Eso es por lo que necesitamos vuestra ayuda.
Gökyüzü alemimizde pek çok yıldız var ancak bunlardan sadece bir tanesi sizi doğru yola yönlendirebilir.
Aunque hay muchas estrellas en nuestro reino celestial, solo una os llevará por el camino correcto.
Şu anda yapmanız gereken bir iş var.
Y ahora mismo, tenéis una misión que cumplir.
Michael çocuğa bakmak için, banka soymaya gidiyor. Çünkü kızının kalp nakline... ihtiyacı var.
Michael vuelve a robar bancos para cuidar de la pequeña, porque esa dulce niña necesita un trasplante de corazón.
Kahve çekilmiş olmasın. Çünkü kahve makinamız var hatırlarsan.
Asegúrate de que el café sea en grano, no molido, porque tenemos un molinillo, por si no te acuerdas.
3 hafta içinde yönetim kurulu toplantımız var.
Tenemos una reunión de la junta en tres semanas.
Odamız var.
Y tenemos sitio.
Küçük kızımın, kalbe ihtiyacı var. "
Mi pequeña necesita mi corazón ".
Sırada 12A parçamız var...
Ahora vamos con el lote 12A.
- Ama sana ihtiyacımız var.
- Pero te necesito.
Biliyorum, her zaman ihtiyacınız var ama bugün olmaz.
Ya lo sé. Siempre me necesitas, pero hoy, no.
Kocanızın Monaco'da bir rezidansı var...
¿ Su marido tenía residencia en Mónaco?
Dışarıda Marcel endişesi duymayacağımız koca bir dünya var.
Hay un mundo entero ahí fuera sin un Marcel por el cual preocuparse.
Yeni bir başlangıç için fırsatımız var.
Tenemos la oportunidad de un nuevo comienzo.
- O zaman git ve başka bir yerde yalnız ol, çünkü düşünmem gereken şeyler var ve bunu pahalı şarapların yakınında yapmak istiyorum.
- Bueno, vete a estar solo a cualquier otro sitio, porque tengo cosas que pensar, y me gustaría hacerlo cerca del vino más caro.
Etrafta dolaşarak yaralı ateş böceklerini büyüyle iyileştiren, küçük ve tatlı bir kızım var.
Tengo una adorable niña pequeña que va por ahí curando a las luciérnagas heridas con su magia.
Panzehire her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var, tabi...
Necesitamos la cura más que nunca, a no ser...
Eğer bu gerçekten bir tuzaksa, eğer Marcel bizi öldürme niyetindeyse kızının bir babaya ihtiyacı var.
Si esto es una trampa, si Marcel tiene intención de matarnos, tu hija necesita un padre.
Bay Griffith ve benim tartışılacak konularımız var.
El Sr. Griffith y yo tenemos mucho de lo que hablar.
Lara adında bir kız var.
Hay una chica llamada Lara.
Biliyorsun, planladığımız şeyler ile kalplerimizin içindeki şeyler kalplerimizin içine saklamaya çalıştığımız şeyler arasında bir fark var, değil mi?
¿ Sabes? Hay una diferencia entre lo que proyectamos y lo que tenemos dentro de nuestros corazones, lo que intentamos esconder dentro de nuestros corazones, ¿ cierto?
Ama şimdi bir kızım var.
Pero ahora tengo una hija.
- Kızının sana ihtiyacı var.
Tu hija te necesita.