English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Varşova

Varşova translate Spanish

578 parallel translation
Varşova'dan gönderdiği mektup bugün elime ulaştı.
Recibí hoy una carta de él desde Varsovia.
- Varşova savaşından önce yaralandım.
- Me hirieron antes de Varsovia.
Burada Varşova Yahudileri tarafından... kendi kullanımları için çekilen Yahudi Purim Bayramı filmi görülüyor.
El siguiente es un festival Purim judío, filmado por judíos de Varsovia para... usarlo como película cultural.
Varşova'yı dışarı püskürttüler.
Arrasaron Varsovia.
Varşova'da, Polonya'nın başkentindeyiz.
Estamos en Varsovia, la capital de Polonia.
Varşova'da hayat, şu an için her zamanki gibi normal.
Por el momento, la vida en Varsovia se desarrolla normalmente, como siempre.
Adolf Hitler, iki ülke hala barış içindeyken Varşova'da ve tek başına mı?
¿ Adolf Hitler está en Varsovia cuando ambos países están en paz... y está solo?
İşte Hitler, Ağustos 1939'da Varşova'ya bu şekilde geldi.
Y así es como Adolf Hitler llegó a Varsovia en agosto de 1939.
Yarın saat 2'de Varşova'ya, tepeden bakıyor olacağım.
Mañana a las 2 : 00, veré Varsovia desde arriba.
Varşova büyük bir yıkıma uğradı.
Varsovia arrasada por causa de la destrucción.
Varşova gizli örgütlerinin karşılık verişi... Sabotaj, yok etme...
La resistencia de Varsovia contraataca... sabotaje, destrucción.
- Profesör, Varşova'ya mı gidiyorsunuz?
- Profesor, ¿ viajará a Varsovia?
Yani Varşova'ya gidiyorsunuz.
Entonces, sí viaja a Varsovia.
Varşova.
Varsovia.
Çok şükür ki ailem Polonya dışında. Ama Varşova'da biri var.
Por suerte, mi familia está fuera de Polonia... pero hay alguien en Varsovia.
- Şey, Varşova'da yaşadınız...
- Bueno, usted vivió en Varsovia...
Ama o Varşova'da yaşayan bir Polonyalıydı.
Pero se supone que él es polaco, de Varsovia.
O, Varşova'nın en ünlü aktristi.
Y ella es la actriz más famosa de allí.
Ona rastlamadan Varşova'da gezemezdiniz.
Nadie podría andar por Varsovia sin advertir su presencia.
- Varşova'ya gideceğini.
- Que viajaba a Varsovia.
- Varşova'daki akrabalarının adresleri.
- De familiares en Varsovia.
Profesör Siletsky Varşova'ya ne zaman varacak?
¿ Cuándo está llegando Siletsky a Varsovia?
Varşova'ya uçman ne kadar sürer?
¿ Cuánto tarda en llegar a Varsovia?
Adam, Varşova'daki gizli örgütlere iletilmek üzere talimatlar taşıyor.
El hombre lleva instrucciones para la resistencia en Varsovia.
Siletsky, o pilotlara Varşova gezisini anlattığı an kendi ipini de çekmiş oldu.
Al comentarle a los pilotos de su viaje a Varsovia, Siletsky cavó su propia fosa.
İyi dinleyin teğmen. Varşova'ya varır varmaz... Sztaluga'nın kitapçısına gidip ona bizim talimatlarımızı iletin.
Ahora mire aquí, Teniente... tan pronto llegue a Varsovia... vaya a la librería de Sztaluga... y dele las instrucciones.
Burada, Varşova'da, iyi tanıdığımız bir çok insan... ve aynı şekilde çok iyi şekilde tanımadığımız ama tanışıklığımızı artırmak istediğimiz insanlar da var.
Aquí en Varsovia, hay mucha gente... que conocemos muy bien y otra gente... que no conocemos tan bien y que quisiéramos conocer mejor.
Varşova, bu günlerde oldukça tehlikeli.
Varsovia es un lugar peligroso en estos días.
Varşova'ya eski bir arkadaşınız geliyor.
Un viejo amigo suyo llega a Varsovia.
Bu, bana ucu Varşova'ya kadar uzanan komik bir hikayeyi hatırlatıyor.
Eso me recuerda a una historia muy divertida que anda por toda Varsovia.
Savaştan önce, Varşova'dayken onu sahnede görmüştüm.
Lo vi actuar una vez cuando estaba en Varsovia, antes de la guerra.
Lider Varşova'ya daha yeni geldi.
El Führer llegó a Varsovia. Los hombres planean una gran recepción... para él esta noche.
Sizin için burada, Varşova'da bir şeyler ayarlayabilirim.
Podría ser aquí, en Varsovia.
Ebeveynlerin Varşova'da mı?
¿ Sus padres viven en Varsovia?
Varşova'da fakat bazen şehir dışına çıkarız.
Pero salíamos de la ciudad de vez en cuando.
Fakat Varşova'ya gitmeyi düşünüyor musun.
Pero no estará pensando en marcharse a Varsovia.
Londra, Viyana, Roma Varşova ve elbette Alman şehirlerinde bulundum.
Conocí Londres, Viena, Roma, Varsovia... y las grandes ciudades alemanas naturalmente.
Hep merak etmişimdir Kontes. Varşova'dan neden ayrıldınız?
A menudo me pregunto, Condesa, ¿ por qué salió usted de Varsovia?
Londra'da bombalanmanın, Varşova'da bombalanmaktan daha alımlı olacağını akıl edemedim.
Recibir bombas en Londres no era más atractivo que en Varsovia.
Varşova!
¡ Varsovia!
7 Ocak 1842'de Varşova'da politik bir skandal patlak verir.
El 7 de enero de 1842 un escándalo político estalla en Varsovia.
- Varşova.
- Warsaw.
- Varşova Polonya'da bir şehir.
- Warsaw es una ciudad de Polonia.
Kıyafetin Varşova'da dikilmiş.
Tu traje fue hecho en Warsaw.
Varşova'da içinde Sophie adı geçen bir polis dosyası.
Un caso policial en Warsaw con una mujer involucrada llamada Sophie.
Savaş öncesi Varşova bu işin merkeziydi azizim.
Warsaw fue el centro de todo eso, amigo mío, antes de la guerra.
Güney Amerika'daki fahişelerin yarısı Varşova üzerinden gelmiş Orta ve Doğu Avrupalılar'dır.
La mitad de la carne que se llevó a Sudamérica... desde Europa central y oriental... pasó directamente por Warsaw.
Varşova'dan konuşmuştuk.
Nosotros, ah, llegamos a hablar de Warsaw.
- Varşova yeraltı suç dünyası ha?
- ¿ Hampa criminal en Varsovia?
Varşova'da size çalışmış olanları.
Gente que trabajó para ti en Warsaw.
Şehirlerinizi bombalayacağız Barcelona gibi Varşova Narvik, Rotterdam gibi. Geleceğiz.
Vendremos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]