English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Vean

Vean translate Spanish

6,779 parallel translation
Bakın bakalım, beğendiğiniz bir şey bulabilecek misiniz?
Vean si encuentran algo.
Maaş çeklerimi kontrol edin, memur hanımlar.
Vean mis cheques, luchadores contra el crimen.
Ya daha onlar görmeden, Sparks bebek hakkındaki bütün gerçekleri gizlerlerse?
- ¿ Y si Sparks entierra la verdad sobre el bebé antes de que la vean?
Yayımlanabilir.
Que lo vean.
Böyle görünmek istemiyorum. Bornozu verir misin?
No quiero que me vean así.
25 yıl önce gömdüğümüz şeyin öyle kalacağına dair söz vermiştin.
¿ No te asusta que nos vean? Hace 25 años prometiste asegurarte de que lo que enterramos se mantuviese de esa manera.
Ama onların görmesine izin vermiyorum.
Solo no dejo que ellos lo vean.
Gerçekten görmeye deger birsey.
Tengo que ir a que me lo vean.
O zamana kadar elimizden gelen tek şey onları sandıklamaya, kilitlemeye ve bir daha asla gün yüzü görmeyeceklerinden emin olmaya kendimizi adamak.
Hasta entonces, lo que podemos hacer es meterla en cajas, sellarlas y dedicarnos a asegurarnos de que nunca vean la luz.
Koridorun karşısındaki kişilerin görmesini istemiyorum.
No quiero que nos vean del otro lado del pasillo.
Baylar bayanlar lütfen buraya bakın ve sizin için ne hazırladık bir göz atın.
Por favor, echen un vistazo aquí y vean lo que tenemos para ustedes.
- Aa, programı ilk gördükleri kişiye aşık olmak - şeklinde ayarlamışız.
Programamos a los hombres para que se enamoren de la primera persona que vean.
Şeylerini görmelerini istemiyorum.
No quiero que vean tus bubis.
Ne görürseniz görün, ne duyarsanız duyun Efendi ölmeden durmayın.
Lo que sea que vean, que escuchen, no se detengan hasta que el amo esté derrotado.
Ya daha onlar görmeden, Sparks bebek hakkındaki bütün gerçekleri gizlerlerse?
Sparks entierra la verdad sobre el bebé antes de que la vean?
İzleyicilerin görmesini heyecanla beklediğim en önemli şey, polis karakolu.
Creo que lo que más me emociona que los espectadores vean es el escenario de la comisaría.
Beni böyle görmelerini istemiyorum.
No quiero que me vean así...
Ne yani benimle görünmek istemiyor musun?
¿ Qué? ¿ No quieres que te vean conmigo?
Seni etkilemelerine izin verme Lissa.
No dejes que te vean, Lissa.
Içimde mahkumları koymak için emredildi Galyalılar onları görmek için değil.
Tenemos la orden de meter a los prisioneros en el interior para que los galos no los vean.
Çünkü onların beni kollarımda güzel bir kadınla görmesini istiyorum.
Porque quiero que me vean con un hermosa mujer en mi brazo, ¿ sabes?
Donnie : Benimle görüldüğün için endişelenme.
No te preocupes porque te vean conmigo.
Birbirinize bakıp durmayın.
No vean a la otra. ¡ Contesten!
Yani, simdi baska bir Teresa Lisbon'dan bahsederlerse o kadin oldugunu varsayacaklar.
Así, cuando ellos vean otra mención de Teresa Lisbon, van a asumir que es esa mujer.
Çocuklar, şunu gördünüz mü?
¿ Amigos, vean esto?
Buraya geldiğimizden beri bir hiç bagaj görmedim.
No he visto que se vean en un tronco desde que llegamos aquí.
Cüzdanımdakileri görünce, bagaja bakmayacaklardır, değil mi çocuklar?
No van a mirada en el maletero una vez que vean cuál es en mi billetera, ¿ no, chicos?
Ve sonra kimse fark etmeden kayıplara karışacağız.
Y salimos de allí sin que nos vean.
Şimdi, Kraliçe'nin huzuruna çıktığınızda yeterince baş eğdiğinizden emin olun.
Cuando vean a la reina, asegúrense de inclinarse muy abajo.
Ve sakın gözlerine bakmayın, buna dayanamıyor.
Y no la vean a los ojos, no lo soporta.
Benim korumam altında haritayı takip edin, sizi nereye götürürse.
Sigan el mapa y vean adónde conduce, con mi venia.
Tam da benim istediğim gibi görünüyorsun.
Te ves exactamente como quiero que te vean.
Belki de seni sadece farklı bir şey olarak görüyorlardır.
Quizá solo te vean como diferente.
- Gitmeden önce birkaç resme bakmanızı istiyorum.
Pronto debería tener algunos dibujos para que los vean.
Bu öğleden sonra bir buluşma ayarla.
Que se vean esta tarde.
Evet, hayalet görünce kaçmaları kolaylaşır!
Sí, eso les ayudará a escapar cuando vean un fantasma.
Buraya bakın hele!
¡ Vean este lugar!
Buraya bakın.
Vean aquí. A las tres.
İnsanlar bizi birlikte görür diye korkmuyor musun?
¿ No temes que las personas nos vean juntos?
Junior ve tüm kasaba bunu görmeden bu işi arkamızda bırakamayacağız.
Y hasta que Junior y el resto del pueblo no los vean no podremos dejarlo en el pasado.
- Kare kare görmediğin müddetçe tabii.
A menos que lo vean cuadro por cuadro...
Az önce karakter üzerine hatırı sayılır bir sohbet yaptım. Bir zaman gelecek, yeniden bir şeyi isteyeceğim ve kendimi bu hale düşürmeyeceğim.
He tenido una buena conversación sobre el carácter, y llegará el momento cuando quiera algo otra vez, y cuando no permitiré que me vean en esta condición...
Ekip arkadaşlarının seni bir kaç bardak tekila içip eğlenirken görme korkusu.
¿ Fobia a la diversión, miedo a qué tus compañeros de trabajo te vean después de un par de copas de tequila?
Şu defterlere baksanıza.
Vean estos libros de notas.
Nobel kazanınca böyle bir daire veriyorlar sana.
Vean, este es el departamento que reciben cuando ganan un Nobel.
Gon'u kurtarmak için tıbbi uzmanlardan oluşan bir ekip topluyoruz.
Reuniremos a un equipo médico de especialistas para que vean a Gon.
Pusulaları kimseye ifşa etmem! Komite başkanı ben seçildiğime göre neye karar verirsem o olur.
No permitiré que vean las boletas. así que me ocuparé de los votos yo solo!
Bir kaza olsaydı Colt burada olurdu.
Vean, si fue un accidente, el Colt estaría aquí.
Şuna bakın.
Vean esto.
Kadın uzaklaşana kadar bekle.
- Espera a que no nos vean.
Herkes gelsin!
¡ Vean, vengan, vengan todos!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]