Veli translate Spanish
514 parallel translation
Ve içini tıka basa yulaf ezmesi ve portakal suyuyla doldurabilirim... Hatta veli toplantıların için sana da yastıklı bir hücre bile alabilirim.
Y hasta conseguirte una casa para tus encuentros de la PTA.
Veli'yi onların karşısında yalnız bırakmak doğru olmaz.
No podemos dejar que Veli vaya solo.
Zorbalığa gelince ben senden korkmam Veli. Sen benden kork!
No te tengo miedo, tú deberías tenerme miedo a mí.
- Şimdi isimlerinizi söyleyin.
Dígame su nombre. Veli Sari.
Veli'yi ben vurdum dersen her şey hallolur.
Di que disparaste a Veli y la cosa no irá tan mal.
Maktul Veli Sarı'nın öldürülmesi neticesi Hasan Kocabaş'ın itirafıyla suçu sabit olmuş ve Türk Ceza Kanunu'nun 448. maddesi mucibince 24 yıl ağır hapsine.
Hasan Kocabas ha confesado que mató a Veli Sari y lo han declarado culpable. De acuerdo con el artículo 448 de la ley penal turca, el acusado es condenado a 24 años de cárcel.
Ne olduysa Sarı Veli'ye oldu. Yediler yiğidin başını.
Y Sari Veli está muerto.
Veli'nin öcü bu yılanda kalmamalı, kalırsa olmaz arkadaş.
Tenemos que vengar su asesinato.
Yoksa Sarı Veli'yle bal gibi geçinip giderdiniz.
De otro modo, te habrías llevado bien con Sari Veli.
Annesiyle birlikte yaşıyor ama annesi bugüne kadar hiçbir veli toplantısına katılmadı.
Vive con su madre. Pero nunca viene a las reuniones de padres.
Veli haber getirdi.
Veli nos trajo noticias.
Yürüyecek misin yoksa veli toplantısı mı yapalım isterdin?
¿ Segu ¡ mos o vas a darme un d ¡ scurso de Ia Asoc ¡ ac ¡ ón de Padres?
Veli misiniz?
¿ Son padres?
Sarı Veli kaçakçıların yatağını hepimizden iyi bilir.
Sari Veli conoce mejor que nosotros el escondite de los contrabandistas.
- Sağ olsun Sarı Veli yerinizi söyledi.
- Sari Veli nos indicó donde estaríais.
Sarı Veli namussuzu yapmasın?
Sari Veli pudo haberlo hecho.
Sarı Veli, Sarı Veli.
¡ Sari Veli!
Sarı Veli senin yakın arkadaşınmış.
Sari Veli es amigo tuyo.
Veli toplantısı.
Las asociaciones de Padres de Alumnos.
- Geçen seferki veli toplantısını kaçırdınız.
No vino a la jornada de puertas abiertas.
Bir de Salı günü 4'te okulda veli toplantısı var.
Y hay una reunión de padres el martes a las 4 : 00.
Veli Özen. Konservede etiket işi, 23 kişi. Görevli gardiyan :
Dos, tres personas para etiquetar las conservas, el guardia encargado es Huseyin Sari.
Veli toplantısı var bu gece.
Hoy hay reunión de padres en la escuela.
Bir sonraki veli toplantısı ne zaman?
¿ Cuándo es la siguiente reunión?
Anne ve babam, veli toplantısına gittiler, ben de korkuyorum.
Bien, Mama y Papa van a la reunión de padres, y estoy asustada.
"Veli" mi?
"Tutor".
Gelecek vaazını veli toplantısına sakla.
Guárdatelo para la Asociación de Padres.
Hadi tatlım, ellerini yıka. Yemekten sonra veli toplantısı var.
Después de cenar tenemos Junta de Padres en la escuela.
Belki veli-öğretmen gecesinde görüşürüz.
Tal vez nos encontremos en la junta de padres y maestros.
Daha önce hiç veli-öğretmen gecesine gelmemiştin. Bu seferki neden bu kadar özel bilmiyorum.
Nunca vas a las juntas de padres y maestros, no entiendo qué tiene de especial esta
Bütün veli bunu sana borçlu.
Los padres te lo deben todo a tí.
İşte şimdi başladı "Kimse nasıl iyi bir veli olunacağını bilmiyor."
Ahora comienza, Nadie sabe como ser un buen padre.
Bir veli olmanın en önemli yanı...
La parte mas importante de la paternidad...
- Veli toplantısına gitti.
- En una reunión de la escuela.
Raja bir veli ve bir melek gibi geldi.
Raja ha llegado como un guardián. Un ángel.
Veli toplantılarında sizi hiç görmedim.
Creo que no nos hemos visto en las reuniones de padres.
Goku-sa, bu gün büyük bir gün, bu gün veli olarak bizimle görüşmek için bekliyorlar!
¡ Goku! ¡ Presta atención! Ésta es la sección de entrevista del padre.
Çocuklarım iyi büyür. Veli derneğine bile katılırım.
Y voy a ver a mis hijos crecer y quizá hasta entre en la Asociación de Padres y Maestros.
Annen bugün veli toplantısına gidiyor.
Tu mamá tiene reunión con docentes hoy en la escuela.
Bayan Sutphin dünkü veli toplantısına... arabanızla gittiniz mi?
¿ Fue en su auto a la reunión con los maestros?
Bilirsin Veli Toplantıları. Bayan Linder ve Ben bu toplantının kilit isimleriydik.
Fue una reunión, padre-profesor entre el Sr. Linder y yo.
Sonuçta bu veli toplantısı.
Es tu entrevista de orientación vocacional.
Bak, Tanrı aşkına seni her önüne gelen Hasan, Ali, Veli ile yatmaya zorluyor.
¡ Por el amor de Dios! Te está obligando a acostarte con el primero que aparece.
Bu geceki özel veli toplantısının konusu ben değilim.
No soy el protagonista de la reunión extraordinaria padres de alumnos
Bu veli toplantısını düzenlememizin nedeni, bazılarının okulumuz öğretmenlerinden Dinah Groshardt'la, personelimizden Carly Lumpkin "Kurabiye"
hemos organizado esta reunión especial de padres de alumnos, porque hay cierta inquietud a proposito de la relación... galletas
Tamam, veli toplantısında herşeyi açıklarım.
Ahora, hablemos de la conferencia de padres.
Bir de düzgün bir veli gibi davranıyorsun. İki yüzlü!
¿ Y dices que eres responsable?
İyi bir veli olmuşsun sen.
Seguro que serías una buena niñera.
Pekala, bana veli toplantısından önce... Söylemek istediğin bir konu var mı?
¿ Hay algo que tenga que saber... antes de ir a ver a tus maestros esta noche?
Veli toplantısından sonra yemeğe gideceğiz, Sabaha görüşürüz.
Saldremos a cenar después, así que nos vemos por la mañana.
Yazık değil mi Veli Sarı'ya?
¿ Y Sari Veli?