English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Venedik

Venedik translate Spanish

1,245 parallel translation
Kışın Venedik.
Sobre Venecia, el invierno.
- Venedik mi?
- ¿ Venecia? - Sí.
Belki bazı kış akşamları, Venedik'te, aynı sis.
Puede que fuese una tarde en invierno, en Venecia, con la misma bruma...
Lido Oteli, Venedik.
Lido, Venecia.
Bu sene Venedik'e gimeyi çok istiyorum.
Me encantaríia ir a Venecia.
- Ey Venedik! - Ey Kraliçe!
- Oh, princesa!
Ey Venedik!
¡ Oh, Venecia Reina!
Aşağıda imzası olan ben Messer Grande, Venedik engizisyon mahkemesi üyeleri adına tutuklu olduğunuzu ila ediyorum ve sizi Piombi hapishanesine gönderiyorum.
Yo, Messer Grande, ordeno a los Inquisidores de Venecia que te declaren bajo arresto y te encarcelen en la prisión del Plomo. "
Venedik'i daha önce hiç böyle görmemiştim.
Nunca había visto Venecia desde tan alto.
Neredeyse ezeceğimiz kişi benim manastırdan din kardeşimdi. Bir süre önce Venedik'i ve papazlık cübbesini terk edip hovarda bir hayat yaşamak üzere Paris'e gitmişti iltifatlarına tav olan Treviso'lu kızıl saçlı genç bir kadınla.
De hecho, el hombre que casi acaba bajo las ruedas no era otro que mi hermano, el clérigo quien tiempo atrás dejó Venecia y los hábitos de sacerdote para llevar una decadente vida en Paris junto a una joven pelirroja de Treviso la cual incautamente le había acompañado en su bajeza.
- Venedik'teki o geceyi hatırlıyor musun? - Emin değilim.
... en Venecia, en casa de la culona.
Venedik'e dönmek istiyorum.
Espero volver a Venecia, en cuanto...
Bir daha Venedik'e gidecek miyim?
¿ Volveré alguna vez a Venecia?
Ölüp giden bir kent orası. "Venedik'te Ölüm" ü sende okudun.
Es una ciudad moribunda. ¿ No has leído Muerte en Venecia?
"Venedik'te Ölüm" ü sen de okudun.
¿ No has leído Muerte en Venecia?
Sonra oyuncu olan eski dostum Rita Scott'ı aradım. "Venedik Taciri" nde çok sevilen Tony DeForrest'la beraber oynamıştı.
Luego llamé a Rita Scott, una actriz amiga mía... que estaba en El Mercader de Venecia con Tony DeForrest.
Bangkok'a, Venedik'e Tokyo'ya, yani seninle gitmek isteyeceğimiz hiçbir yere gidememiş.
Nunca ha estado en Bangkok, Venecia o Tokio, o en esos lugares con los que todos soñamos.
Boyu Venedik tarzı ölçüye uyuyor, ve harf ölçüsü de İtalyan.
El tamaño corresponde a un octavo veneciano y el tipo de letra es italiano.
Önce Venedik'te çıktı karşımıza, sonra Brindisi'de, sonra Kahire'de ve şimdi de burada. Böyle devam etmesine izin verilmemesi gerekir.
Primero apareció en Venecia, luego en Brindisi, después en El Cairo y ahora aquí.
- Ah, Venedik!
- Ah, Venecia.
Emilienne ve ben Venedik'teyken küçük bir villa kiralamıştık.
Cuando Emilienne y yo vivíamos en Venecia alquilamos un pequeño chalet.
Eski bir Venedik efsanesi der ki, eğer iki aşık gün batımında, çanlar çalarken, İç Çekmeler Köprüsü altında bir gondolda öpüşürlerse birbirlerini sonsuza dek seveceklerdir.
Una antigua leyenda veneciana dice que si dos amantes se besan bajo el Puente de los Suspiros al ocaso, cuando doblan las campanas se amarán para siempre.
- Venedik.
- Venecia.
- Neden Venedik?
- ¿ Por qué a Venecia?
Venedik olsun.
A Venecia.
Venedik'e gitmek istiyorum.
Quiero ir a Venecia.
Venedik'e gittiğimizde harika durumda oluruz.
Alcanza para ir a Venecia, en gran estilo.
Önemli olan Lauren Venedik'e gidip hasta annesini görebilecek ve annesi çok daha çabuk iyileşebilecek, değil mi?
Lo importante es que Lauren vaya a Venecia, a ver a su pobre madre quien, al verla, se recuperará enseguida.
Çünkü Venedik'in sensiz benim için hiçbir anlamı yok.
Sin ti, Venecia no significaría nada para mí.
Geceyi Verona'da geçirip, sonra Venedik'e devam edecektik
Pasaremos la noche en Verona, y luego iremos a Venecia.
- Büyük Kanal Venedik'te.
- El Gran Canal está en Venecia.
Sen Venedik'e hasta anneni görmeye gitmiyorsun.
No vas a Venecia para ver a tu pobre madre enferma.
Sizi Venedik'e ulaştırmalıydım.
Tenía que llevarte a Venecia.
Çünkü senin Venedik'e gidip hasta anneni görmeni sağlamalıydım.
Tenía que llevarte a Venecia, con tu pobre madre enferma.
Venedik artık söz konusu değil.
No podemos ir a Venecia.
Neredeyse Venedik kadar iyi.
Es casi tan linda como Venecia.
Bu yüzden Venedik'e gitmek istedim.
Por eso quería ir a Venecia.
Hayır, sevdiğim kızı Venedik'e götürür ve İç Çekmeleri Köprüsü altında öperdim.
Llevaría la chica que amo a Venecia y la besaría bajo el puente.
Venedik'e.
A Venecia.
Polis polistir, ister Venedik'te ister Verona'da.
La policía es la policía, en Venecia o Verona.
İşleri koordine etmek için Venedik'e uçacağım. Gelmek ister miydiniz?
Voy a Venecia para coordinar las cosas. ¿ Me acompaña?
İşte burada Venedik'in batmaya devam ettiğini gösteren bir kanıt bulunuyor.
Eso demuestra que Venecia sigue hundiéndose en sus cimientos.
Mısır'ı, Venedik'i, her şeyi görüyordu. Evinden bütün dünyayı görüyordu.
Veía Egipto, veía Venecia, lo veía todo, el mundo entero desde esta casa.
Venedik'te ne yaptığını sorabilir miyim?
¿ Puedo preguntar qué hace en Venecia?
- Hava Venedik'ten buyana serinledi.
- Te has vuelto fría desde Venecia.
Venedik'ten aldığın bir şişe sıvının analizi.
Es un análisis del líquido que trajiste de Venecia.
Bunlar Venedik'te gördüğüm içinde sinir gazı tüpleri olan küreler.
Ésos son los globos que vi en Venecia con los viales de gas nervioso dentro.
Bu ciddi işe başladığımızdan beri, Venedik bardaklarına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Pero al maquinar este negocio severo, pensé, que es necesario un vidrio veneciano.
1971 de Venedik'teydim.
Yo estaba en Venecia en 1971.
- Ey Venedik!
¡ Oh, Venecia Reina!
Venedik!
¡ Venecia!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]