English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Veneno

Veneno translate Spanish

6,176 parallel translation
- Kakaonun içine zehir mi koydun? - Hayır.
- ¿ Un poco de veneno en la cocoa?
Çalıştınğın eczaneden zehri aldın sonra da hayırlı işler.
- No. Veneno que robaste de tu trabajo en la farmacia y... a dormir.
Senatörler, sana söylüyorum. Aslan pençeleri Kaçanlar yılan zehirinin zehirlendi edilecektir.
Senadores, les digo que los que escaparon de las garras del león serán envenenados por el veneno de la serpiente
'Yılan zehiri'ile... Ey Sezar... sen... ne demek istiyorsun?
Oh César... ¿ Qué quieres decir con " veneno de serpiente?
Zehir çalışıyor.
El veneno hace efecto.
Zehirli pullardan mı acaba?
¿ Es veneno?
"Beyaz Zehir" ismindeki?
¿ Cómo se llama, "White Veneno"?
Hayır, bu " Beyaz Zehir 2 :
No, es " White Veneno 2 :
Ne tür bir zehir kullandığını öğrenirsek zehirlendiği zaman aralığını bulabiliriz.
Si podemos hallar el tipo de veneno que usó, podremos calcular el periodo de tiempo en el que tuvo lugar la inyección.
Evet ama ne tür bir zehir kullandığını öğrenmek için toksikoloji sonucunu beklemek zorundasın.
Sí, pero para descubrir el tipo de veneno tienes que esperar el informe de toxicología.
Toksoloji raporu çıkar ve zehirlenme vakasını seninle ilişkilendirirsem ne olacak?
Bueno, ¿ qué pasará cuando ese informe de toxicología llegue y pueda relacionarle con el veneno?
İçerisi zehirle dolu olabilir.
Esto podría estar lleno de veneno.
- Zehir.
- El veneno.
Koehler'ın laboratuvarında daha çok zehir bulmuşlar.
Acaban de encontrar más veneno en el laboratorio de Koehler.
Peki ya zehir?
¿ Qué pasa con el veneno?
- Neden?
- ¿ Qué es? ¿ Veneno?
Elimizde ne şüpheli var ne de zehir.
Bueno, no tenemos sospechoso ni veneno.
- Doku örneklerinden neyin onu zehirlediğini çıkarabilir misin?
- ¿ Vas a poder decir qué veneno utilizaron a través de las muestras de tejido?
Sinek larvaları ve kurtçuklar... kurbanın etiyle beslendiler, sineğe dönüşmeden önce de aynı zehirden dolayı öldüler.
Los dípteros... las larvas... se dieron un festín con la carne de la víctima, murieron por culpa del mismo veneno antes de transformarse en moscas.
Kurtçukların dokularını, kozalarını ve dışkılarını topladım, böylece zehrin elementlerinin özünü ayıklayabilirim.
He cogido el tejido, las carcasas y las heces, para poder extraer los oligoelementos del veneno.
Hangi çeşit zehrin kullanıldığını buldum, ve öğrenmek için can attığını biliyorum.
Bueno, he descubierto qué tipo de veneno se utilizó, y pensé que estarías muriéndote por saberlo.
Baldıran otu bahçede yetiştirilen bir zehir.
La cicuta es un veneno derivado de una planta.
Katil bardağına zehir koyup, öldükten sonra da döküp, bardağı temizledikten sonra yerine kendi aldığı ucuz şarabı doldurmuş olabilir.
El asesino pudo haber metido el veneno en el vaso, y luego haberlo servido cuando estaba muerta, y luego pudo haber limpiado el vaso y haber reemplazado el buen vino con una barato que trajo con él.
Biz soruşturmamızı tam anlamıyla kapatamıyoruz çünkü Fran'in elinde bir zehir olduğuna dair finansal veya kimyasal kanıtımız yok.
No podemos cerrar oficialmente nuestra investigación porque no pudimos encontrar ninguna prueba ni financiera ni química de que Fran tuviera ese veneno.
Kurt zehri zorla temizlenir. Boyun egerek degil.
El veneno de lobo debe ser purgado por la fuerza, no con mimos.
Pabu bir tür zehir kapmış... bir zehir.
Pabu tiene una especie de veneno... sí, eso, un veneno.
- Sarı akrep zehri.
Es veneno del escorpión dorado.
Lord'umuz korkağın zehiriyle savaşıyor.
Nuestro Señor lucha contra el veneno del cobarde.
Bunun yanında zehrin türünü buldular, ve panzehiri de.
Pero identificaron el veneno, y encontraron un antídoto.
Yılan zehri olabileceğini düşünüyorlar.
Pensaron que puede ser veneno de serpiente.
Yılan zehri mi?
¿ Veneno de serpiente?
Meríasol denilen bir zehir içeriyor.
Contiene un veneno llamado Merasol.
Yani, kuşlar zehir yedi ama ölmedi?
¿ Y los pájaros se comieron el veneno pero no murieron?
Bu bir çabuk tepkili zehir.
Es un veneno de acción rápida.
Sence Hal, babama bu yüzden mi zehirli şırıngayı verdi?
¿ No crees que fue por eso que Hal le dio a papá la jeringa con el veneno?
Ne tür zehirli gaz?
¿ Qué clase de veneno?
- Zehir hâlâ içimde.
- El veneno está aún en mí.
- Ama ölmedim. Artık bir örneğimiz olduğuna göre analiz etmeye başlayıp içindekileri öğrenip belki insan kimliği hakkında ipucu elde edebiliriz.
Ahora que tenemos una muestra, tenemos que analizarla y descubrir la constitución del veneno tal vez conseguir alguna pista de su identidad humana.
Fakat bu zehir bulaşıcı.
Pero este veneno es contagioso.
Zehirli bu, Caleb.
Es veneno, Caleb.
Öfkeni bırakmamanın, zehri sen yutsanda diğerinin ölmesini ummak gibi olduğuyla ilgili bir deyiş duydun mu?
¿ Carter? ¿ Has oído decir alguna vez que aferrarse a la ira es como beber veneno y esperar que se muera otra persona?
Bir tür zehir.
Una clase de veneno.
Zehri getirin.
Traigan el veneno.
Kızıl Lotus'un Zehri.
VENENO DEL LOTO ROJO
Bu zehri zerk ettiğimizde, bedenin seni hayatta tutabilmek için doğal bir tepki vererek seni Avatar haline geçmeye zorlayacak.
En cuanto te demos este veneno tu cuerpo reaccionará naturalmente forzándote a entrar en estado Avatar para mantenerte viva.
Zehri zerk edin.
Administra el veneno.
Hem benimle, hem de zehirle baş edemezsin.
No puedes combatirme a mí y al veneno.
Zehir üstüne düşeni yaptı.
El veneno hizo su trabajo.
Zehir, bedeninde çok uzun süre kaldı.
El veneno ha estado en su sistema mucho tiempo.
Bu yılan zehiri olduğunu.
Este es el veneno de la serpiente.
Bir tas zehri tutamaz mıydım?
Yo podría sostener un recipiente con veneno.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]