Verdin translate Spanish
17,461 parallel translation
Demin gazı verdin, değil mi?
Lo acabas de hacer, ¿ no?
Raporu benden başkasına yollamayacağına söz verdin.
Me prometiste que no enviarías el informe a nadie más que a mí.
- Neye karar verdin?
¿ Y qué has decidido?
Bana geldiğinde bir iş verdin.
Cuando usted vino a mí, usted me dio un trabajo,
Neden böyle yapmama izin verdin?
¿ Por qué no me dijiste? ¿ Porque me dejaste...
Bana söz verdin.
Me diste tu palabra.
Onlara AAA kartını verdin mi?
¿ Recordaste entregar tu tarjeta del AAA en recepción?
Bana onların stadyumunun adını verdin.
Usted me puso el nombre después de su estadio.
Bugün özel mülklere yeteri kadar zarar verdin.
Hoy has causado muchos daños personales.
- Yine de bir karar verdin değil mi? - Evet verdim.
- Tomaste una decisión, ¿ no?
Röportaj mı verdin?
¿ Fuiste a una entrevista?
- Numaramızı birine mi verdin?
¿ Le diste a alguien nuestro número?
Yaşamasına izin verdin.
Lo dejas vivir.
Bana yardım teklif ettin, ama beni sarhoş edip sızmama izin verdin.
Me ofreciste tu ayuda pero me dejaste borracho.
- Hangi odayı verdin?
¿ Qué habitación les diste? 210.
- Gitmesine neden izin verdin?
¿ Por qué lo dejaste ir? ¡ No pude hacerlo!
Yine de fazla uzatmayacağım çünkü doğru kararı verdin ve buna pek rastlanmıyor.
Y ahora te voy a dejar ir porque tomaste la decisión difícil, y eso no es común.
O zaman neden onları durdurmayıp, her zamanki gibi tepene binmelerine izin verdin?
¿ Y por qué no los paraste en lugar de dejarles pisotearte como siempre haces?
- Sen de verdin mi?
¿ Y se los diste?
Neden Tucker'a iki ateşli kız getirebileceğimiz hakında söz verdin?
¿ Por qué le prometiste a Tucker que llevaríamos dos culitos?
Tamam, kararını verdin
Ok, tú tomaste tu decisión
Marcus, bunu bana sen verdin ve iyi bir örnek olmamı istedin ama burada yapmaya çalıştığımız şey yeni bir şey, sanki...
Marcus, me diste esto, y me pediste que diera un buen ejemplo, pero lo que estamos tratando de hacer aquí es algo nuevo, algo...
Öyle mi karar verdin? Kendi halkı yerine dünyalıları seçen, kurtarmaya geldiğimizde bize sırtını dönen yüce Wanheda.
Lo has decidido tú la poderosa Wanheda la que eligió a los terrícolas por encima de su propia gente la que nos dio la espalda cuando fuimos a rescatarte.
Problem çözüldü. Sonra da sen Pike'ın her şeyi mahvetmesine izin verdin.
El problema ha sido resuelto, y luego tú permites que Pike lo arruine todo.
Kardeşimin üzerine bomba atılmasına izin verdin.
Estabas dispuesta a que le cayera una bomba a mi hermana.
Bana bir kase siyah fasulyeli noodle verdin sadece.
Solo me dio un plato de fideos de frijol negro.
Beni tanıtmadın bile. Öylece salıverdin.
No siquiera me presentas sólo me ignoras
- Neden onlara telefonumu verdin? - Ufacık röportaj.
¿ por qué le diste mi nímero?
- Ne zaman karar verdin?
Gracias ¿ Cuándo decidió...
Bana sakinleştirici mi verdin?
¿ Me sedaste?
Buna sen izin verdin.
Tú dejaste que pasara.
Sen de ona bilgiyi verdin.
Entonces usted le dio la información.
Kendi himayendeki bir canlının bu hale gelmesine izin mi verdin?
¿ Dejaste que le pasara esto a una criatura a tu cuidado?
Az önce verdin zaten.
Ya me lo has dado.
Rubinex hakkındaki SPK tebliğine nasıl cevap verdin?
¿ Cómo respondiste a la carta de la Comisión en Rubinex?
Ona niye zarar verdin peki?
Entonces ¿ por qué la has lastimado?
Birine hayat verdin. Bırak da o hayatı yaşasın.
Creaste vida... entonces déjala vivir.
Dostum, neden ringde sana vurmama izin verdin?
¿ Por qué me dejaste aporrearte así?
"Ne karar verdin?"
"¿ Qué ordenas?"
O'nu yatak odana davet ettin ve onun senin içinde bir çocuk yaratmasına izin verdin
Lo invistaste a tu cuarto y dejaste que se venga en tu interior para crear un niño.
Bana güç mü verdin? Lanet şakaları... bana anlatacak mısın.
Me vas a decir... un chiste de mierda?
- Halkımı destekleyeceğine söz verdin.
Me hiciste una promesa de apoyar a mi gente.
Acı çekiyordun ve fevri karar verdin çünkü sen hep böyle yaparsın!
Estabas dolido, y arremetiste porque eso es lo que tú haces.
Ona özel bir oda mı verdin?
¿ Tiene un cuarto privado?
- Neden bunu bana yapmasına izin verdin?
¿ Por qué le has dejado que me hiciera eso?
Aramaya ara mı verdin?
¿ Has suspendido la búsqueda?
Fidye aramalarına cevap verdin.
Tú contestaste la llamada del rescate.
Peter, arkadaşlarını sabahın 7 : 45'inde eve davet etmeye karar verdin demek?
Peter, ¿ decidiste invitar a tus amigos a las 7 : 45 de la mañana?
Söz verdin.
Lo prometiste.
Boşanmaya çoktan karar verdin.
Ya decidiste divorciarte.
- Ne verdin sen adama?
¿ Con qué lo enfermaste?