English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Vermiyorsun

Vermiyorsun translate Spanish

3,700 parallel translation
Borcunun ne zaman ve nasıl ödeneceğine sen karar vermiyorsun!
¡ Tú no decides cuándo y cómo tu deuda está saldada!
Neden cevap vermiyorsun bana?
¿ Por qué no me contestas?
Neden sana yardım etmeme izin vermiyorsun?
¿ Por qué no dejas que te ayude?
Artık selam da mı vermiyorsun?
¿ Ya no saludas?
Neden o ezikler ne halt ediyorlarsa etmelerine izin vermiyorsun?
¿ Entonces por qué no superas lo que sea de esos perdedores en lo que sea que están lo que sea haciendo?
O zaman Ağustos'ta aldığını niye vermiyorsun?
Entonces, ¿ por qué no me diste lo que me tenías que dar en agosto?
Bu arada neden şöminenin başında manitanla mercimeği fırına vermiyorsun ki bu akşam?
¿ Cómo no está en casa esta noche, con su esposo, junto al fuego, horneando galletas?
Ona ikinci şans verip, Dixon'a vermiyorsun yani?
Entonces, ¿ le estás dando a él una segunda oportunidad pero a Dixon no?
Hiç bir fikir vermiyorsun.
Así que no tengas ninguna gran idea.
Neden telefona cevap vermiyorsun?
¿ Por qué no contestas mis llamadas?
İki sene oldu ve sen aşağıda uyumama izin vermiyorsun öyle mi?
¿ Han pasado dos años y no me dejas dormir allí?
Cevap vermiyorsun?
¿ No hay respuesta?
Telefonuna cevap vermiyorsun.
No contestas el teléfono.
- Neden çocuğa rahat vermiyorsun?
- ¿ En serio? - ¿ Quieres dejarle en paz?
Neden eğer istediğin buysa bütün lanet olası şehre onun adını vermiyorsun?
¿ ¡ Por qué no le pones su nombre a toda la maldita ciudad si eso es lo que quieres? !
Neden başka bir aktörle yapmasına izin vermiyorsun?
Ok, pero he pillado por qué no le dejarás hacerlo con otro actor.
-... vermiyorsun?
Gracias.
Neden kalmasına izin vermiyorsun?
Sí, ¿ por qué no lo dejas quedarse?
Neden onlara istediklerini vermiyorsun ver şu yaşlı adamı!
¿ Por qué no les das lo que quieren? Dales al viejo.
yani neden poponu biracık esnetip de fazla olan engelli park yerini bize vermiyorsun?
¿ Por qué no nos rascamos las espaldas y nos das el espacio que sobra?
Üzücü bir durum aslında çünkü 8 yaşındasın ve sevgime karşılık vermiyorsun. Yine de öyle.
Es algo triste, porque tienes como ocho años y no devuelves mi afecto, pero bueno, es eso.
Hayatıma devam etmeye çalışıyorum, ancak bana izin vermiyorsun.
Estoy tratando de superarlo, y tú no me dejas.
Neden soruma cevap vermiyorsun?
Bueno, ¿ por qué no contestas mi pregunta?
Ama sen bana izin vermiyorsun.
Pero no me lo permitirás.
Neden bir ara vermiyorsun, Mark?
¿ Por qué no te tomas un descanso, Mark?
Zoey, neden cevap vermiyorsun?
Zoey, ¿ por qué no contestas?
Bana yardımcı olacak bir şeyler vermiyorsun.
No tienes nada provechoso que ofrecerme.
Yani, baba, sana kalsa kendi sokağımıza çıkmamıza bile izin vermiyorsun.
Lo que quiero decir, papá, si fuera por ti, ni siquiera nos permitirían salir de nuestra calle.
Bakan Hong neden cevap vermiyorsun?
Señor Hong... ¡ ¿ por qué no tiene respuesta? !
Bana bir iyilik yapıp emirlere karşı gelerek kendi kararını neden vermiyorsun?
¿ Por qué no tienes mente propia y me haces un favor a pesar de tus putas órdenes?
Ona neden eski "bal ve baltasını" neden vermiyorsun ki?
¿ Por qué no le das el viejo "cariño y el hacha"?
O zaman neden bana geri vermiyorsun?
¿ Entonces por qué no lo devuelves a mis manos?
Max, niye bir rüyan olması için kendine izin vermiyorsun?
Max, ¿ por qué no te permites soñar?
Alo. Neden telefonuna cevap vermiyorsun?
- ¿ Por qué no contestas tu teléfono?
Neden şuna bir son vermiyorsun.
¿ Por qué no paras?
Sangchu'nun uyumasına izin vermiyorsun.
Le robas horas de sueño a Sangchu.
( Neden telefona cevap vermiyorsun? )
How contact not you?
Şu işyerindeki arkadaşın Will onu istiyorsun ancak ona sahip olmana kendine izin vermiyorsun,... çünkü benim gibi olursun.
Y ahora, está esta persona del trabajo... Will y tú lo quieres, pero no te permites tenerlo, porque entonces serías como yo.
- Burada emirleri sen vermiyorsun.
Tú no eres quién da las órdenes aquí.
Aramalarıma neden cevap vermiyorsun ki?
¿ Y por qué no has contestado al teléfono?
Neden bunu kendin ve yatak ıslatıcın için kolaylaştırıp bana ön yazıyı vermiyorsun?
¿ Por qué no lo haces fácil para ti y tu pequeño mojador de camas y me dejas echarle un vistazo? No.
Neden o telefonuna cevap vermiyorsun?
¿ Por qué demonios no has estado respondiendo a tu teléfono?
Ve sen hiç cevap vermiyorsun.
Y tú nunca me respondes.
Neden yardım etmeme izin vermiyorsun?
¿ Por qué no me deja ayudarlo?
- Bak kanka, işimi yapmayı bilmediğin sürece neden biraz sakinleşip işimi yapmama izin vermiyorsun?
Mira, amigo, a menos que sepas cómo hacer mi trabajo, ¿ por qué no te tranquilizas y me dejas hacer mi trabajo?
Neden telefonu ona vermiyorsun? Bir adım ötende.
¿ Por qué no le pasas el teléfono?
Şu anda sana güvenmem için hiçbir neden vermiyorsun.
Pero hasta ahora, no me ha dado ninguna razón para confiar en usted.
Caroline, neden telefona cevap vermiyorsun?
Caroline, ¿ por qué no has cogido?
Üzerine düşecek hiçbir şey vermiyorsun bana şu an Shelley.
No me estás diciendo nada para que pueda actuar, Shelley.
Neden beni öldürüp sefaletime bir son vermiyorsun?
Yo planearía un viaje por mi cuenta, porque una vez la gente recuerde quién eres...
Onları neden geri vermiyorsun?
¿ Por qué no los devuelves?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]