Vermiştim translate Spanish
4,323 parallel translation
Ve tekrar yaşamayacağıma dair kendime söz vermiştim.
Y me prometí que nunca me pondría en esa posición para vivirlo otra vez.
Direktör Kendrick'e bazı dosyalar vermiştim.
Di director Kendrick algunos archivos.
- Çoktan vermiştim.
Ya decidí.
Pirate Bureau'ya ( Korsan Bürosu ) satın aldığım bir bilgisayarı vermiştim.
Compré una computadora que se la di a The Pirate Bureau.
Çünkü Tansy'ye onun duşunu tamir edeceğime söz vermiştim.
Porque le prometí a Tansy que iba a arreglar su ducha.
Birkaç sayfayı ona vermiştim. İsimde onunkilerin içinde.
Le di unas cuantas páginas a Grant, el nombre estaba en ellas.
Ah, ama ben önceden Mike'a söz vermiştim.
Pero ya se lo he pedido a Mike.
Korktum çünkü alevi körükleyeceğini biliyordum ama telefonu da çoktan Shane'e vermiştim.
Me asusté porque sabía que estaba armada, pero ya se lo había dado a Shane.
Gitarı birine vermiştim. O da başkasına vermiş.
Se la presté a alguien que... se la prestó a alguien.
Ben sana iş sözü vermiştim, öyle değil mi?
Te prometí un trabajo ¿ no?
Ayrıca bil ki ; ben Ryan Gosling'e oy vermiştim ama ikinci favorim sendin.
Seré honesto, voté por Ryan Gosling, pero saliste segundo por poco.
Bisikletimi de ödünç vermiştim.
Yo le presté mi bicicleta.
Bugünün geleceğini sana söz vermiştim.
Te prometí que este día llegaría.
İki yıl önce ödünç vermiştim hani.
Te la presté hace dos años.
Çikolataları getirdim, söz vermiştim.
Tengo las trufas que te prometí.
Ben de söz vermiştim.
Y ya me he comprometido
sana güvenlik gözlüklerini vermiştim!
¡ Te di gafas de seguridad!
- Söz vermiştim ya.
- Le prometí que lo haría.
Sabrina'yla tanıştığım gün, onun balayında odasına gül yaprakları saçacağıma dair kendime söz vermiştim.
El día que conocí a Sabrina, me prometí a mí mismo que algún día esparciría pétalos de rosa en una suite de novios para ella.
Sadece... Kendime bir yıl vermiştim. Televizyona çıkacak ya da bırakacağım.
Es solo que... me he dado un año para entrar en televisión o irme.
Sana o şansı vermiştim!
¡ Te saqué de todo aquello!
Maalesef Sheila'lara gideceğime söz vermiştim.
No puedo. Le dije a Sheila que iría a su casa.
- Haklısın yapmadım. Yapamadım çünkü istifamı çoktan vermiştim.
Tienes toda la derecha no lo hice, porque yo no podía, porque yo ya había dado previo aviso.
Marvin'in emziğini otobüste unutmuştun da yaşlı bir hanımın onu kucağına almasına izin vermiştim ya hani?
Recuerdas el día en que dejaste el binky de Marvin en el autobús y deje que aquella vieja anciana lo recogiera?
Oğlunuza kartımı vermiştim.
Le di mi tarjeta a su hijo, creo.
Bu gece ağlamayacağıma dair kendime söz vermiştim.
Me prometí que esta noche no lloraría.
Sana kilisede söz vermiştim.
Te hice una promesa en esa iglesia.
Bunu hayallerinin peşinden koşması için kız arkadaşıma vermiştim.
Le dí esto a mi novia para que pudiera alcanzar sus sueños.
-... özet vermiştim.
- a un periodista de televisión.
Eski giysilerim ve yün şapkam vardı, ona vermiştim.
Una vez tenia un monton de ropa vieja y un sombrero de lana y se la di, y ella la tomo.
Geçen yıl yolculuk rehberimi ona ödünç vermiştim.
Le presté una vieja Guía Baedeker el año pasado.
- Son görüştüğümüzde atkımı ona vermiştim.
Le presté mi bufanda la última vez que la vi.
Ivy'ye Derek'e göz kulak olacağıma, onu hizada tutacağıma söz vermiştim.
Le prometí a Ivy que cuidaría de Derek. Que lo mantendría por el buen camino.
İsminizi vermiştim.
Dejé tu nombre.
- Ben de alkol vermiştim.
- Le he dado alcohol.
Ceketi uzun zaman önce Goodwill'e vermiştim.
Doné esa chaqueta a la beneficencia hace mucho tiempo.
- Ama onu Lacey'e vermiştim.
- Pero le di eso a Lacey.
Ve karşılığında bizi hiçbir şeyin ayırmayacağına söz vermiştim.
Y a cambio, le prometí que nunca permitiría que nada nos separase.
Çünkü bir zamanlar her zaman seni koruyacağıma dair söz vermiştim.
Porque una vez te hice la promesa de que siempre cuidaría de ti.
Evet, geçen hafta arkadaşıma ödünç vermiştim... onun olmalı.
Sí, se lo presté a mi amiga la semana pasada, así que... debe ser suyo.
Bu konuda sana söz vermiştim.
Tienes mi palabra.
Çiçekleri başkasına vermiştim.
Me llevé esas flores, Thor.
Kusura bakma. Dikkatimi yarım vermiştim. Ama öncesinde tamdı.
Lo siento, estoy prestando atención a medias, pero mucho antes estuve en lo cierto.
Seni zamanında havalimanına ulaştıracağıma söz vermiştim.
Te prometí que te llevaria al aeropuerto a tiempo.
Dün bir tahminimi yazıp sana vermiştim değil mi?
Escribí una predicción ayer, y te la di, ¿ no es así?
Kendime tüm bu isimleri listeden sildiğimde işimin biteceğine dair söz vermiştim ama... Bu kişileri alaşağı etmek onu onurlandırmaz.
Me prometí que cuando tachase todos esos nombres de la lista, terminaría, pero... eliminar a esa gente, no le honra.
Sana evrak vermiştim.
Yo te proporcioné documentos.
Bu adama Marsilya'ya kaçabilmesi için evrak vermiştim.
Yo le di documentos a este hombre para que se pudiera ir a Marsella.
Sana öreceğime söz vermiştim. Beğendin mi?
Prometí tejerte uno. ¿ Te gusta?
Yaran yüzünden sana müsamaha gösterilmesine hayır oyu vermiştim.
Sabes, voté no a la clemencia debida a tu lesión
Ona vermiştim.
Se lo di a ella.