Vernik translate Spanish
81 parallel translation
Ne yani daha önce hiç vernik görmedin mi? Bekle.
¿ Nunca has visto barniz?
Marie, bana vernik getir!
¡ Marie, trae el barniz!
Vernik kuru değilmiş, filan.
El barniz no estaba seco, o algo.
Bu Rokusuke bir altın vernik ustasıydı.
Este Rokusuke esmaltaba objetos en oro y creo que era un artesano de bastante fama.
- Bir vernik dükkanım var.
- Tengo un taller de barnizado.
Dünyada daha iyi bir vernik yok.
No lo hay mejor en el mundo.
Yazıyı üzerindeki pigmentten bir vernik katmanı ayırıyor... bu da bizi "yazının tablo tamamlandıktan sonra... olasılıkla bir başka el tarafından... gizlice yazıldığı" sonucuna götürüyor.
Una capa de barniz separa la inscripción del pigmento que la cubre, lo que nos lleva a la conclusión que cubrieron la inscripción después que se terminara el cuadro... y probablemente lo haya hecho otra mano.
Bu vernik harika bir ışıltı katıyor. Nedir?
Este abrillantador deja la superficie espléndida, Charlie.
Aslında benim suçum. Vernik dediğin koltuk üzerinde olur çünkü.
Es mi culpa, porque el sofá está donde guardamos el barniz.
L.A.G. istiyorum. Rezonans testi, kütle özellikleri. Laboratuara da biraz vernik örneği gönderelim.
Quiero análisis a láser, de resonancia, de masa... y muestras del barniz para el laboratorio.
Evet. Olabilir. Ama imza okunmuyor ve vernik çok tuhaf.
Puede serlo, pero la marca está apagada y el barniz es extraño.
Sadece üzerinde şu uymayan vernik var. Ama bazıkarşılaştırma testleri yapabiliriz ve böylece bundan kopya edilip edilmediğini anlayabiliriz.
Todavía el barniz no encaja... pero podríamos comprarlos para ver si éste es el modelo de la réplica.
Size Salı günü bazı vernik örnekleri göndermiştim.
Envié unas muestras de barniz el martes.
Bir kat vernik atılacak. Bunların hepsi kalifiye elemanlar.
Son artesanos cualificados.
Vernik ve zamk da kullanırım.
Luego hermosa, y barniz
O kahrolası şeye çok vernik dökmüş.
Le dio demasiada laca a esa cosa.
Mobilyadaki vernik gibi.
Como una rémora tras el tiburón.
Vernik tenekelerini havaya uçurmak çok keyiflidir.
Está lleno de latas de barniz.
Hayır, sanki vernik gibi.
No, debe ser el barniz.
Zeminin, en az 9 kat vernik istiyor.
Sus pisos necesitarán un mínimo de nueve capas de teñido.
Büyük olanlar için beş, altı kap vernik gerekir.
Los grandes necesitan cinco o seis capas de barniz.
Vernik çekiyorum.
Tiñendo.
Hayır, hayır boya değil bu. Vernik.
No, no es pintura, es tiño.
Onları havlu ile, vernik inceltici kullanarak yok ederim.
Limpio con diluyente para pintura en una toalla.
En son ne zaman vernik sürdünüz?
- ¿ Desde cuándo no le ponen sellador? - Pues...
Neden üzerine vernik sürmüyoruz?
Bueno, ¿ no se puede poner un poco de sellador?
Ceviz rengi vernik ile boyadım. Komple rezil oldu.
Le puse color nogal y lo arruiné completamente.
50 santimlik vernik ver.
Dame 50 céntimos de barniz.
Boya ve vernik olmayınca evlerdeki keresteler termitlere karşı savunmasızdır.
Sin pintura y conservantes, la madera de los hogares está indefensa contra las termitas.
Cila, vernik, ne şişesi bulursan getir. Her çeşit şişeyi.
Recupere cualquier botella de goma laca, barniz, algo por el estilo.
- "Vernik."
- "Fijador".
- Vernik.
- Fijador.
Vernik.
Fijador.
Vernik Leningrad'dan.
Vernik es de Leningrado.
İyi misin, Vernik?
¿ Está bien, Vernik?
Vernik, yürü!
¡ Vernik, vamos!
Vernik, hadi, hadi!
¡ Vernik, camine, vamos!
Vernik, buradan çıkmalıyız!
¡ Vernik, vámonos de aquí!
Burası da vernik kururken yıldızların yeri.
Aquí colocaron las estrellas mientras se secaba el barniz.
Üç grup parmak izi, Sayın Hâkim, takım komutanı Yüzbaşı Gerald Gauthier Er Luis Suarez ve Onbaşı Bradley Vernik.
Tres pares de huellas dactilares, señoría el líder de la unidad, capitán Gerald Gauthier el soldado Luis Suárez y el cabo Bradley Vernik.
Onbaşı Vernik'ın askeri sabıkası var, Sayın Hâkim. - Eski kız arkadaşına saldırı suçlaması.
El cabo Vernik tiene antecedentes militares, señoría cargos por agresión a una exnovia.
Askeri Müfettişin notlarında var, Sayın Hakim hatta bu notlar davalı ve Onbaşı Vernik'in evleri arasında defalarca telefon görüşmesi yapıldığını gösteriyor..
Está en las notas del investigador militar, señoría que también se refiere al registro telefónico indicando repetitivas llamadas entre la casa del acusado y la casa del cabo Vernik.
Ben de o birisinin Onbaşı Vernik olduğunu ileri sürüyorum, ki bu durumda kendisi bir numaralı şüpheli oluyor ve tanık olarak çağırmamız gerekiyor.
Yo sostengo que ese otro era el cabo Vernik en cuyo caso es sospechoso principal y como tal, necesitamos llamarlo como testigo.
- Nedenmiş o? Onbaşı Vernik, üç ay önce Marja saldırısında öldürüldü.
El cabo Vernik murió hace tres meses en el ataque a Maryé.
Şüphelin var ya, Onbaşı Vernik, Afganistan'da ölen.
Tu sospechoso, el cabo Vernik, el que murió en Afganistán.
Ama Onbaşı Bradley Vernik'in maktulü aradığını gösteren telefon kayıtlarımız var.
Pero tenemos registros de llamadas que muestran que el cabo Bradley Vernik llamó a la víctima.
Çünkü aksi halde elimizdeki tek isim Onbaşı Bradley Vernik ve mahkemede de kullanacağız.
- Porque si no el cabo Bradley Vernik es el único nombre que tenemos y lo utilizaremos.
Saat 11'de ayrıldım, ve Onbaşı Vernik ile Er Suarez'i birliğe bıraktım.
Me fui a las 2300 horas, y llevé al cabo Vernik y al soldado Suárez de vuelta a la base.
Dekopaj için berrak vernik.
Barniz limpiador para decoupage.
VERNİK
BARNIZ
- Evet, bu bu vernik.
- Sí, es...