Versin translate Spanish
3,501 parallel translation
İnsanların size ne bok verirse versin bilmeden alıyorsunuz.
Estas tomando cosas que la gente te da que no sabes ni siquiera que carajo son.
Allah belanı versin!
Que Dios te maldiga!
Korkak pezevenkler, Allah belanızı versin!
Cobardes. Escoria, hijos de puta, malditos sean!
"İsteksizce ya da zorlaymış gibi değil herkes yüreğinde niyet ettiği gibi versin."
Cada cual dé según el dictamen de su corazón, no de mala gana ni forzado. Corintios.
Tanrı kocana uzun ömür versin.
Que Dios le dé a tu marido una larga vida.
Lütfen herkes dikkatini iş arkadaşım Ajan J'ye versin.
Por favor escuchen a mi asociado, el agente J.
Herkes etrafında bir hayat belirtisi versin diye bekliyor. Ama refleks türü hareketlerden başka bir belirti vermiyor.
Y de vez en cuando algo se mueve pero dicen que es solo un impulso.
Avustralyalı madenciler, annem bana versin diye babama bu ismi vermişler.
Los australianos de la mina se lo dieron a papa y el a mi mamá y ella me lo dio para usarlo yo.
Biri bana kraker versin.
Que alguien me dé una galleta.
Zarar versin ya da vermesin bir şeylerin üstünü örterler, görmezden gelirler.
ocultan cosas, las ignoran sin importar a quién dañen o destruyan.
Senden onun bütün sözlerini kayıt etmeni istiyorum. Kaderine biz değil kendisi karar versin. Ventura'nın bizzat kendisi bize anlatsın.
Le propongo que retire usted mismo sus palabras, de esta manera no tomaremos, ni yo ni usted, una decisión de su destino, será el mismo Ventura, con lo que él dirá, para condenarse o absolverse.
Biri polislere haber versin, resmen şarkıyı öldürüyorlar.
Llamen a la policía. Están asesinando la canción.
Dur. Bırak da adam kendi kararlarını versin.
Deja que decida por sí mismo.
- Allah belanı versin!
¡ Vete al diablo!
Govardhan'a söyle, berber herifin babasına haber versin.
Pídele a Govardhan, el barbero que le informe a la familia del niño.
Oh aşk tanrısı. Biri şu adama bir gömlek versin de konsantre olabileyim.
Por el amor de Dios ¿ podrían traerle a este hombre una camisa para que me concentre?
Herkes oğluma selam versin. Kendisi annesinden çok uzakta, California'da yaşıyor.
Todo el mundo, decir hola a mi pequeño niño que vive en California, lejos de su mamá.
Ne olacağına insanlar karar versin.
Que la gente decida cuál de los dos.
Sadece bana bir gün daha versin.
Si tan solo... Si Él quisiera concederme un día más...
Adını ben verdim, kaderini Allah versin.
Le di su nombre, y que Allah le dé su destino.
Allah belanı versin!
Maldito seas.
Birisi ona bir tonik içki versin?
Hostia pues menos mal, porque suena a furcia. ( Risas ) Cuidao, cuidao...
Memur Burke kıdemli olan kişi, o karar versin.
El oficial Burke es de rango superior. El decide.
Hay Allah iyiliğini versin!
Por los clavos de Cristo.
Agnes neden U.V.M.'de çalışan 2000 kişi arasından Milan Damjit'in adını versin ki?
2.000 empleados trabajan en NDC ¿ Por qué Agnes iba a tomar el nombre de Milan Damji?
Yeni başkanınız ifade mi versin istersiniz Yoksa kutlama mı yapsın?
¿ Quieren un estadista como su próximo presidente... o quieren una celebridad?
Söyle ona 57 gram kokain, 57 gram eroin ve 450 gram da ot versin.
Dile que me de dos onzas de coca, dos de heroína y una libra de marihuana. Dile.
Biliyorum, sadece müziği hisset ve bırak vücudun karar versin.
Lo sé. Sólo siente la música y deja que tu cuerpo decida, ¿ sabes?
Kullanmamam gerekiyorsa Tanrı bana bu yeteneği neden versin?
¿ Por qué iba el Señor a darme este don si no puedo usarlo?
Allah belanı versin.
Dios lo maldiga.
Senin gibi parazitin Allah belasını versin!
¡ Dios lo maldiga por un parásito!
Allah Belalarını versin.
Maldita infracción.
- Tanrı, ruhuna huzur versin.
- Que en paz descanse.
Allah belanı versin, Jonas!
¡ Maldito seas, Jonas!
Allah belanı versin!
¡ Maldita sea!
Allah cezanı versin, e mi?
Maldito seas.
Allah belanı versin!
Dios, ¡ maldito seas!
Allah belasını versin!
- ¡ Maldita sea!
Kim sana bunu yapmak için bu kadar uğraş versin ki?
¿ Quién iría tan lejos para hacerte esto?
Ayrıca, Serena için hazırladığım paketi ulaştırsın diye ve bana gelen paketleri versin diye, Vanya'yı görmeye gittim.
También paré a ver a Vanya, que tenía unos paquetes para mí y me preparó lo que le tengo que entregar a Serena.
Tanık cevap versin.
El testigo responderá.
- Tanık cevap versin.
El testigo contestará.
Neden çözemeyeceğim bir şey versin ki?
¿ Por qué darme algo que no puedo descodificar?
Numaraların Sarah ile bir ilgisi olmalı yoksa neden bana o listeyi versin?
Debe haber alguna conexión entre Sarah y los números, ¿ si no por qué darme la lista?
Eğer Moxon şirketten para çalıyorsa, neden bu numaraları bana versin?
¿ Por qué iba Moxon, si estaba robando, a darme esos números?
- Ben de öyle. Eğer zimmetine para geçiriyorsa neden o numaraları bana versin?
Si estaba malversando, entonces, ¿ por qué me pasa los números?
Bırak sana şifa versin.
Deja que te cure.
- Belanı versin.
Tengo derecho a caminar aquí.
Bırakalım da o karar versin.
Y que ella decida.
İkinizden biri karar versin lütfen.
Por favor, decidan.
Ünlü olmak bize ne verirse versin.
Sí, lo hacemos.