Vesaire vesaire translate Spanish
1,079 parallel translation
vesaire vesaire..
... etcétera, etcétera.
Bu nedenle tarih öğrenimi basitçe bir inanç sisteminin diğerinin yerini alması denebilir. Vesaire vesaire.
Así pues, el estudio de la historia no es más que el estudio de un sistema de creencias que sustituye a otro, etcétera, etcétera, etcétera.
"Biz açlıktan kırılıyorken yemek yediğin için, biz susuzken su içtiğin için, biz yağmur altındayken kuru kaldığın için vesaire vesaire vesaire."
Por haber comido cuando todos nos moríamos de hambre. Por haber bebido cuando todos nos moríamos de sed. Por haber permanecido siempre seco cuando el resto nos mojábamos bajo la lluvia.
Vesaire vesaire. Bunlar, görevin gereği söylemen gereken ilk şeylerdi.
Son las primeras palabras que su deber hace que me diga.
Tanrım, yalvarırız, vesaire vesaire. Amin.
Oh Señor, etcétera, etcétera.
... rötarlara neden oluyor, gelir kaybettiriyor, vesaire vesaire.
"pérdida de ingresos para las líneas aéreas, etc."
Tamam, İsa ilk sosyalistti, vesaire vesaire.
Ya sé que Jesucristo fue el primer socialista, etcétera, etcétera...
Dennis Moore Dennis Moore Vesaire vesaire
Dennis Moore, Dennis Moore, etcétera, etcétera.
Bir ceket çaldım. Vesaire vesaire...
Robé un abrigo, etc., etc., etc.
... rötarlara neden oluyor, gelir kaybettiriyor, vesaire vesaire.
"... causa demoras en los vuelos y pérdidas de ingresos, etc. "
Vesaire vesaire.
Etc, etc, etc...
Lütfen altta imzası bulunan kızım Annabel Andrews'un, kredi kartımı kullanmasına, izin verin, vesaire vesaire.
Por favor deje a mi hija, Annabel Andrews, cuya firma aparece debajo, usar mis tarjetas de crédito, etcétera, etcétera.
Poliçenin tamamı, Çin hariç her ülkede ve her koşulda doğal ve kaza sonucu ölüm riskini vesaire... kapsıyor.
La póliza cubre todo tipo de muertes naturales o accidentales bajo cualquier condición y en cualquier país.
Bu gezegenden sistematik bir şekilde alınıp başka bir gezegene götürülen ve seçici döllenme ve atomik ameliyatlar vesaire ile evrilen maymunlar.
¿ Que los monos fueran apresados y...? Alterados. Con crianza selectiva, cirugía atómica...
Radyo tüpleri, vesaire.
Tubos de radio y cosas así.
Uçuş için yazılı izin, suçluyu iade talebi vesaire.
Declaración jurada, solicitud de extradición y demás.
"Bence Sayın Başkan, kaçamak cevapları bırakabiliriz, vesaire..."
Pienso señor Presidente que podemos dejar de contestar evasivas, etcétera...
Üniversitedeki ümitsiz vaka serseri oğluna, Shakespeare ve vesaire için!
He enviado al inútil de mi hijo a un colegio de los buenos.
Aspirin, Mentholatum, vesaire.
Aspirina, Mentolatum, todas esas porquerías.
Şimdi, bir eş için ev sağlamak lâzım, yiyecek, elbise, tıbbî bakım, vesaire, vesaire.
A una esposa se le debe proporcionar una casa... comida, vestidos, atención médica, etc.
Yangın, iki taraflı zatürre vesaire Tanrı'yla sizin aranızda.
En caso de incendio, terremoto o pulmonía, hagan lo que puedan.
"Ben, Bertrand... diğer adım Çinli... vesaire... bar sahibi... vesaire... " belirtiyorum ki bu yılın 22 Mayısında,
" Yo, Bertrand Anatole, alias el Chino, con dirección...
Kendimi biraz... Vesaire vesaire.
Etcétera, etcétera.
Vesaire, vesaire...
Etcétera, etcétera.
Sözcüklerin büyüsü, "ezilmek," "pide," vesaire...
El encanto de las palabras, "espachurró", "aplastó", etc...
Ben üç diyene kadar... " Vesaire, vesaire, vesaire.
Puede usted dormir hasta... " Etcétera, etcétera.
Gerisi vesaire vesaire.
Se creen que hay suficiente gente para pasar desapercibidos.
Birşey olduğunda o başka bir yerdedir, vesaire.
Cada vez que sucede algo en el pueblo, él no está o viceversa.
Araştırma, işi yapma vesaire için 1500 dolar avans istiyorsun.
Quieres 1.500 dólares para investigar, preparar el golpe, etc.
Temyiz vesaire ile Dük'ün daha en az dokuz ayı var.
Con las apelaciones y lo demás, a Duke le quedan 9 meses.
Bilirsiniz, gelişen piyasa vesaire.
Es un mercado al alza.
Ha bir de Eşinin evrakları, taahhüt kağıtları, ölüm sertifikası, vesaire.
Los documentos de tu mujer, certificado de defunción, etcétera, etc.
Ve hele dünyayı... size uygun gelen belli bir açıdan görüyorsanız... ve insanlar bununla özdeşleşebiliyorsa... müzik vesaire aracılığıyla... bu çok korkunç bir durumdur, çünkü kendinizi geliştiremezsiniz.
Particularmente, si ves el mundo de un modo particular y pertinente para ti con el que otra gente se puede identificar la música y lo que sea. Estás en una situación terrible porque no puedes crecer.
Venezuela, Vatikan, Liechtenstein, vesaire.
Venezuela, El Vaticano, Liechtenstein, etcétera.
Vesaire, vesaire...
Etc., etc.
Vesaire, vesaire...
"... de la temporada... "
Topluma hizmet etmeliyiz... vesaire... 1950'lerde bu havaları okuyordu.
Servimos a la sociedad... etcetera... Esta era la onda en los 50.
"Lordum, punç mu şarap mı?" derse... bu kupa demek oluyordu, vesaire.
Si decía "¿ ponche o vino, milord?"... significaba corazones, y así sucesivamente.
Yaralarını, çürüklerini vesaire halleder.
Se ocupará de tus cortes, heridas y todo tipo de cosas buenas.
- Eşyaları onlar verir elbise, erzak, vesaire.
- Bien, ellos le darán el resto... ropas, comida, tu sabes.
Ve ayrıca tüm bilgileriniz : doğum yeri ve tarihi, pasaport vesaire.
También toda tu información : lugar y fecha de nacimiento, pasaporte, etc.
Politika vesaire.
Políticos y otra gente.
Boşanma, nafaka vesaire durumunda finans durumum kurcalanır.
Cualquier divorcio o arreglo y luego mis finanzas serían examinadas.
Babanla, annenle vesaire ile birlikte cehenneme git. Amin.
Ve a la mierda, tu padre, tu madre, tus tíos y toda la familia.
Varsayımsal bir durumda yasayı kullanma yeteneğinizi, vesaire.
Tu pericia en aplicar la ley ante una situación hipotética.
İmza sahibi, muhasebeci Mario Vivaldi, Roma doğumlu, vesaire... gerekli görüldüğü takdirde tasdikli sertifikaları başarı sırasına göre listeleyecektir.
El abajo firmante, Contable Mario Vivaldi, nacido en Roma, etc., hará, de ser necesario, una relación de los certificados que así lo atestiguan en orden sucesivo.
Vesaire, vesaire, vesaire.
Etcétera, etcétera, etcétera...
- Balıkçılar Sendikası, vesaire.
- del sindicato de pescadores.
Zavallı bir otel bekçisi. O'nun, Noelle Page'ı tanıdığını kim düşünebilir? O gece bungalova gitmiş, vesaire, vesaire...
Un pobre portero de hotel... que creyó reconocer a Noelle Page... de visita en el bungalow esa noche, etcétera, etcétera.
Vesaire, vesaire, vesaire. O dalkavuk ifadesini görmek için sabırsızlanıyorum.
Y me dedicará una de sus sonrisas hipócritas.
Yani burada herhangi bir ses olsa çok rahat duyarsın diyorum. Kahkaha, tartışma, yüksek ses vesaire.
Lo que significa que usted podría oír lo que pasase aquí, como risas, peleas, ruidos fuertes.