Viable translate Spanish
715 parallel translation
Davy, bu eski kilise, Santa Anna'nın ordusuna... dayanamaz, sen de biliyorsun.
Davy, sabe que esta vieja misión no soportaría el ataque de Santa Anna. - Mi plan es el único viable.
Bu yöntemin keşfi, alüminyumun ucuz ve... pratik yoldan üretilmesine olanak sağladı.
El descubrimiento de este proceso posibilitó... una producción barata y viable de aluminio.
Sevgili oğlum, deüşüncelerin sadece bulanık değil, aynı zamanda ekonomik olarak sağlıksız.
Su idea no sólo es confusa, sino económicamente poco viable.
Sana bunun ekonomik yönden sağlıksız olduğunu söylemiştim.
Te dije que no era económicamente viable.
Bu ideal bir toplum olmayabilir, ama yaşanabilir.
Capitán, quizá no sea una sociedad ideal, pero es viable.
- Düşünceli, Kaptan. Bu pek pratik olmasa gerek.
Muy considerado, Capitán, pero probablemente poco viable.
Morelli, "Weiss" Plânı artık olanaklı değil.
Morelli, el "Weiss" plan ya no es viable.
Sadece öldürdüklerinizi söyleyin.
¡ 161 ; Digamos muertos, es una cifra más viable!
Ama Gideon bunu imrenilir bulmadı.
Pero para Gideon no era viable.
- Bu uygulanabilir bir çözüm.
- Eso es una solución viable.
Eğer ordu bize işe yarayacak bir fikirle gelirse bunu inceleyeceğiz.
Si el ejército viene y trae un plan viable y si tu estas de acuerdo, lo consideraré
Peki, komite sizden haber bekleyecek. Ama askeri operasyon mümkün görünmezse, mahkumları salıvermeye hazır olmalıyız.
Bueno, estaremos esperando Su informe, pero si el plan militar no es viable, deberemos intercambiar prisioneros
Planımız cesurca bir plan.
Nuestro plan es viable
Çabanızı anlıyorum. Takdir de ediyorum. Fakat işe yarayan bir Pasifik stratejisini sırf bu yüzden iptal edemem.
Comprendo y admiro tu fervor... pero no debe interferir con una estrategia viable en el Pacífiico.
Eğer bu teori doğrulanırsa, bir çeşit aşı üretilebileceği de, söyleniyor.
Y tal vez llegar a algún tipo de vacuna viable.
Kontrolün elimde olduğunu ve Fransa'nın hâlâ işe yaradığını göstermek için, bir işaret yollayıp, bir gösteri yapacağıma söz verdim.
Les he hecho saber que les haré una demostración, una señal, para demostrar que sigo al mando. Que Francia sigue siendo un territorio viable.
Şu anda geçerli olacak başka bir bakış açısı yok Crane.
En este momento no hay otra perspectiva viable.
Geçici yaşam tecrübesini yaşanabilir ve mantıklı bir anlayışla birleştiriyorum.
Fusiono el vapor de la experiencia humana en un concepto lógico y viable.
Gördüğünüz gibi Bay Horman, saklanma teorisi polis ve asker için geçerli.
La teoría del escondite parece ser la más viable, al menos de momento.
- Ama artık teorini sınayamayacaksın.
Entonces su teoría ya no sería viable.
Hayır, hayatın anlamını açıklamak için... uygulanabilir bir hipotez bulmaya çalışırsınız.
No, es más bien un intento de desarrollar una hipótesis viable... que explique el sentido de la vida.
Birer sevgili gibilerdi tıpkı çölde ulaşılamaz bir yerde gibilerdi.
como un compañero en esta estación de servicio en el desierto que nunca fue realmente viable.
Bu programı saklayacağız. Umarım, zamanı geldiğinde, yeterli bilgimiz olduğunda... seni geri getirip, sanal güverteden çıkartabiliriz.
Salvaremos este programa y espero que cuando sepamos suficiente podremos recuperarle en una forma viable fuera de esta sala.
Geçerli bir genetik temel oluşturmak için 30 çift yeterli.
30 parejas bastan para crear una base genética viable.
Bunu yapması mümkün değil.
No parece muy viable, ¿ verdad?
Senin için tek geçerli yöntem geri çekilme.
En su caso, el método de la marcha atrás es la única alternativa viable.
Rehine değişimi akla en uygun tanım sanırım.
Pienso hacer un intercambio de rehenes. Es lo único viable.
7 yildir bu bankanin müşterisiyim. ªimdi küçük bir kredi istedim, bana "ekonomik açidan rantabl değil" dediler.
Hace 7 años que vengo a este banco. Cuando pedí un crédito, una cantidad pequeña... ... me dijeron que no era "viable económicamente".
Bu, bay rantabl olmali!
¡ Será viable económicamente!
Ekonomik açidan rantabl bir kişi, işte böyle olmali!
¡ Ése es el aspecto de alguien viable económicamente!
Rantabl değilmişim.
Que no era viable económicamente.
Ekonomik açidan rantabl değilseniz, başiniza bu gelir!
¡ Esto es lo que pasa si no eres viable económicamente!
Ekonomik açidan rantabl değildim.
No soy viable económicamente.
At etiyle karışınca ilginç bir karışım olmalı.
Mas, adicionando carne de caballo, queda mas viable.
Yaşamadığını nereden biliyorsunuz?
¿ Cómo sabe que no es viable?
Arabanız japon markası ama, Amerikan yapımı ise bağımsız bir otomobil endüstrimiz varmış gibi davranarak bunu desteklemek için 3 ü tuşlayın.
Si tu coche es japonés, pero hecho en Estados Unidos En un intento paternalista de pretender Que tenemos una industria automotriz viable Pulse 3.
Amacımız, Hamiltonian etkileşimi sonucu dikte edilmiş olan dinamiklerin, soğuk füzyon donanımlı araçları olanaklı kılıp kılmadığını anlamak.
Hay que ver si la dinámica dictada por la interacción del hamiltoniano genera una reacción que haga viable un motor impulsado por fusión.
Buluşamayız. Hayati değil.
No puedo, no soy material viable.
Küçük denememin ispatladığı gibi... Grazer 1 çalışıyor... ve sonuçlar elde edebiliyoruz.
Como mi demostración acaba de probar el Grazer 1 es viable y puede producir resultados.
Yapılması imkânsızmış.
Dijeron que no era viable.
Ölüleri hayata döndürmek tabi ki imkansız Bart.
No es viable resucitar a los muertos, Bart.
C-Sistemlerinin... sürdürülebilmesi mümkün değil.
Sistemas C... dejó de ser una organización viable.
- Bu bizim için bir seçenek değil.
- Esa opción no es viable.
Ve geçen 2 ay burada vakit geçirdikten sonra Springfield ile Aruba arasında bir süper tren hattı kurmanın mümkün olmadığı kanısına vardım.
Tras visitar la zona durante dos meses he determinado que no es viable construir un supertren entre Springfield y Aruba.
İşe yarayabilecek tek olasılık bu. bu şekilde Melek'in sanal devresini bir milisaniyeliğine bozacağız.
Es la única solución viable. Lanzaremos las 992 bombas N2 al núcleo mientras los dos Eva restantes cortocircuitan la figura conceptual del Angel con su A.T. Field.
Usta sensin, ama biliyor musun, bu pek de belli olmuyor.
Eres el maestro, pero no creo que esta sea una opción viable.
Satış toplantısı cuma günü o yüzden iyi bir fikir bulana kadar, kimse bu odadan ayrılmayacak.
La presentación es el viernes. Y no nos moveremos de esta sala hasta inventar una idea viable.
İyi bir oyun değil gibi geliyor. Tabii bir o kadar da baştan çıkarıcı.
Este golpe no es viable aunque resulte tentador.
Çünkü maliyeti çok az.
Es algo viable.
Büyük olasılıkla ben söz verdiğim içindir. Bütün bunlara bir de hukuksal bir savunmayı ekle.
Además, es viable jurídicamente.
"eğer mümkünse."
"Cuando sea viable".