English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Vibora

Vibora translate Spanish

85 parallel translation
Doktorun Hindistan'dan getirttiği birtakım hayvanları evinde barındırdığını öğrenmem bunun bir yılanla ilgili olabileceğini düşündürdü.
La idea de una vibora se me ocurrió... cuando supe que... el Doctor disponía... de un buen surtido de animales de la India.
Blackadder!
¡ Vibora Negra!
Bir şeyler yapmalıyız, yoksa Blackadderlar, aynı şu karınca gibi yokolacaklar.
Si no, los Vibora Negra están tan perdidos como esa hormiga.
Kıyafetini bana ver, sonra da hemen Krala git ve Edmund Blackadder'ın yarın yanında olamayacağını bildir.
Préstame tu traje y ve inmediatamente a informar al Rey de que Edmund Vibora Negra no puede estar con éI mañana.
Sadık dostum Sör Edmund Blackadder'ın burada olacağını umuyordum, ama maalesef, baldızının köpeği çilek tarlasına düşmüş.
Esperaba que mi leal amigo Sir Edmund Vibora Negra estuviera aquí, pero, tristemente, el perrito de su cuñada se cayó en la mata de fresas
Koynumda yılan beslemişim!
¡ ; Vibora en mi hogar!
Sakın merak etmeyin, içimizde bir köstebek varsa mutlaka çıkarırız.
No te preocupes si hay un a vibora escondida, yo Io encontrare.
Yılan derisi yapmakta bir şey yok.
Agarras Ia pistola, sales al desierto y matas una vibora.
Yılanı lanet bir sopayla öldürürsün.
Puedes matar una vibora con un palo. Este tipo tuvo que rentar un barco.
Baba, bir yılan daha yakaladım.
Papi, hallé otra vibora.
Biraz yağladıktan sonra yılanı kafesinden çıkardım.
un poquito de lubricacion alco-jodica y era la hora de liberar la vibora piton.
Hey, Vibora.
Che Víbora.
Daima, İngiliz tarihi ve toplumunun tam odağında yer almış Blackadder Efsanesinde Son Bölüm
El episodio final de la saga de la familia Vibora Negra, de suma importancia siempre en la historia y sociedad británicas.
Öyle bir yer zaten var Blackadder, adına da'pazar'diyoruz.
Ese lugar ya existe, Vibora Negra, se llama mercado.
Çocuklar görünen o ki Lord Blackadder'ı yakalamışız!
Mirad, chicos, hemos cazado a lord Vibora Negra.
Hep bir Blackadder varmış, hep bir Baldrick.
Siempre hay un Vibora Negra y siempre hay un Baldrick.
Yüce Tanrım, Blackadder başınıza neler geldi?
Dios Santo, Vibora Negra, ¿ qué ha ocurrido?
Lütfen... buna hiç inanmamızı beklemiyorsun, değil mi Blackadder?
No esperará que nos lo creamos, Vibora Negra.
Aferin Blackadder!
- Bien hecho, Vibora Negra.
Hiç aşina gelmedi, daha iyisini bulamadın mı Blackadder?
- Nunca había oído hablar de él. ¿ No tiene nada mejor, Vibora Negra?
Canın sağolsun Blackadder.
No importa, Vibora Negra.
Yüce Tanrım, Blackadder, başınıza neler geldi?
Dios Santo, Vibora Negra, ¿ qué ha pasado? - ¡ Bravo!
Aferin, Blackadder!
Bien hecho, Vibora Negra.
Muhteşem, ama acele et Blackadder, gece yarısındaki büyük eğlenceyi kaçırmak istemezsin.
- ¡ Espléndido! Dese prisa, Vibora Negra. No querrá perderse el sarao de medianoche.
Hiç bir çıngıraklı yılanın futbol topu yuttuğunu gördün mü?
Alguna vez has visto una vibora comerse una pelota.
Herif tam bir yılan.
pequeña vibora.
Koca için bir sinek mi?
Una maldita vibora mentirosa como marido?
... otra vibora por ser...
... otra vibora por ser...
Yılandan bile aşağılık.
Menos que una vibora.
- O yılan derisi takımına ne oldu?
- Y ese traje fino de cuero vibora?
Hayır. Senin gibi bir yılan için olmaz.
No... no para una vibora como tu.
- Yılanın teki mi?
"cuidado, ese tipo es una vibora. Juega a un doble o triple juego"
Çıngıraklı-Yılan Joe.
Rattle vibora Joe.
Daha çok engerek yılanı ısırığına benzer delikler.
Perforaciones de colmillos. O mas probablemente de algun tipo de vibora.
Yılan, maktul sokağa düşmeden duvara mı çarptı?
¿ Vibora, la victima golpeó el edificio ¿ Antes de golpear en el callejón?
Ayrıca özellikle Lobos'un Soldado Nation çetesi lideri Vibora Ruiz ile görüşmesinden bahsediyorduk.
- Más específicamente, Estábamos hablando de una reunión lobos tuvo con Vibora Ruiz de Soldado Nation.
Vibora Ruiz'in kızı mı?
¿ La hija de Víbora Ruiz?
Vibora Ruiz, Felipe Lobos ile olan görüşmesini sana ayarlattı.
Vibora Ruiz te tuvo organizando su reunión con Felipe Lobos.
Sorun benim Anibal'ın öldüğünü bilmem değil sorun senin Anibal'in öldüğünü bilmemen ve arkadaşın Vibora Ruiz'in benim organizasyonumda yer almak için neden bu kadar hevesli olduğu.
La cuestión no es por qué sé que Aníbal está muerto, la cuestión es por qué tú no sabes que Aníbal está muerto, y por qué tu amigo, Víbora Ruiz, está tan ansioso de coger tu posición en mi organización.
Benim çetedeki çocuklar kollarına yılan dövmesi yaptırıyorlar böylelikle beni onurlandırıyorlar, Vibora *.
Los chicos de mi banda se están tatuando serpientes en los brazos para poder honrarme a mí, Vivora.
Vibora satıcısıyla tekrar ilişki kuracak ve deposunu yine uyuşturucularımızla dolduracak.
Ahora Vibora va a conectar con el distribuidor de nuevo, reponer nuestro suministro de drogas.
Vibora Ruiz'in zehirli sineklere karşı bir sevdası var, değil mi?
Víbora Ruiz tiene algo con las serpientes venenosas, ¿ eh?
- Vibora için bir hediye. İşte bu. - Bunu ülkeye nasıl soktun?
Un tributo para Víbora. ¿ Cómo conseguiste esto en el país?
- Mutlu doğum günü, Vibora. Daha birçok yıllar göresin. Hadi.
Feliz Gran Día Santo, Víbora.
Vibora yaralandı!
¡ Víbora está herido!
Bu yılan derisi değil.
- No es como vibora.
Lord Blackadder.
Ah, lord Vibora Negra.
Çok sinsisin.
Vibora
Sinsilik...
Vibora...
Yükseklerden uçacaksın tekrardan. 25. yılın kutlu olsun. Vibora.
Volarás alto de nuevo.
- Vibora.
- Víbora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]