Virtual translate Spanish
946 parallel translation
Fakat aslında sakalınız var.
Tiene una barba virtual.
Dinlenmek için Enstitü'ye gitti, o günden beri gayriresmi olarak tutuklu.
Fue al Instituto por un descanso y se ha convertido en un virtual prisionero desde entonces.
Eğer böyle bir makine yapmak neredeyse imkansız ise, o zaman mantık olarak sonlu olasılıksızlıkda olmalı.
" Si tal máquina es una imposibilidad virtual, entonces debe, lógicamente, ser una improbabilidad finita.
Sen nasıl olur da bir ansiklopedi gibi programlanmış olan sen, "burnunu sokmak" gibi basit bir kelimeyi bilemezsin?
Data, ¿ Cómo ha podido ser programado como una virtual enciclopedia humana sin conocer una palabra tan simple como "husmear"?
Katilin adı Horace Pinker.
Su nombre es Horace Pinker. Hasta ayer un fantasma virtual...
Bizim önerdiğimiz ölümsüzlüğü takdir edebilecek adaylara ihtiyacımız var.
Disfrutarán el poder y la inmortalidad virtual.
Sanal parçacık yörüngelerini ekliyorum.
Proyección virtual de partículas existentes.
- Sanala geçelim mi?
- ¿ La pasamos a virtual?
Diğer bir deyişle, gördüğümüz gerçeklik, bilgisayar diliyle sanal gerçeklik olarak kafatasının içinde oluşuyor.
La realidad que vemos es reconstruida en nuestro cráneo como una "realidad virtual", dicho en jerga informática.
Şimdi bilgisayardaki sanal gerçeklik konusuna bakalım.
Veamos la realidad virtual en un ordenador.
Unutmayın ki bu gerçek bir dünya değil, sanal bir dünya. Hoşlandığınız her şey bu dünyaya konulabilir. Bilgisayar içinde hayali bir dünya.
Es un mundo virtual, en donde cualquier cosa puede recrearse mediante el ordenador.
Önünde asılı duran ok, sanal uzaydaki eli. Onun elini temsil ediyor.
Esa flecha que ven en el espacio virtual representa su mano, y responde a sus movimientos.
Kafalarınızın içinde reel dünyanın sanal gerçeklik simülasyonu var ve bu da gördüğünüz şeylerdir.
El cerebro fabrica una simulación virtual del mundo, y eso es lo que ven.
Ve dahası, sadece içi dolu görünmediği gibi yanlış yönde dönüyor gibi görünüyor böylece asıl ön kısım geldiğinde, yavaşça kayboluyor gibi oluyor.
además parece rotar en sentido contrario, se diría que la cara real se traga a la virtual.
Fakat kendimizi beynin bir sanal gerçeklik modeli oluşturduğuna ikna etmek için aygıtlara ihtiyacımız yok.
Los aparatos ilusorios no son la única forma de comprobar que el cerebro construye un modelo de realidad virtual.
Dolayısıyla beyin göz kaslarına gözün hareket etmesi gözün yuvarlanması için sıkça yaptığı gibi, emir gönderdiğinde bu emrin bir kopyasını da dünya modelinin kurulumuyla meşgul olan sanal gerçeklik yazılımına gönderiyor.
Cuando el cerebro ordena a los músculos oculares mover el ojo, y lo hace a menudo, envía una copia de esa orden, al software de realidad virtual que está fabricando el modelo interno del mundo.
Ama emrin bir kopyası beyindeki sanal gerçeklik yazılımına gönderilmiş ve sanal gerçeklik yazılımına bir hareket beklemesi söylenmişti.
Pero la copia de la orden había sido despachada al software de realidad virtual en el cerebro, informándole que esperara un movimiento.
Bizler sanal gerçekliği görüyoruz.
Vemos una realidad virtual.
Kafalarımızın içindeki evren modeli bilgisayardaki sanal gerçeklik modeliyle aynı şekilde işliyor.
Nuestro modelo del Universo estará dentro de nuestros cráneos, de manera similar a un modelo de realidad virtual en un ordenador.
Şimdi son bir sanal gerçeklik modeline bakacağız ve galiba bu konuda deneyimli birisi var.
Tenemos un último modelo virtual. Alguien lo ejecutará. ¿ Alistair?
Şimdi bilgisayardaki bu sanal gerçeklik modelinde dolaşıyoruz.
Recorremos este modelo virtual.
Yeni binyılla birlikte, Sanal Gerçeklik adı verilen teknoloji... yaygın olarak kullanıma geçecektir.
Para el fin del milenio una tecnología conocida como... REALIDAD VIRTUAL tendrá un uso muy extendido.
Sanal gerçeklikte eğitilen bu hayvanın... kızılötesi başlığı kullanmasını istiyorlar, alfabeyi ezberden okumasını değil.
Quieren a este animal entrenado en realidad virtual... para usar el casco de batalla infrarrojo, no para recitar el abecedario.
Beynin evrimi için sanal gerçeklik bir anahtar. Benim odak noktam bu.
La realidad virtual tiene una llave para la evolución de la mente humana... y ese es mi objetivo.
Bu insan beyni ilaçlara... ve sanal uyartıma hayvan deneklerimden daha hızlı yanıt veriyor.
Su cerebro humano está respondiendo a los nootropics... La estimulación virtual es más rápida... que en cualquiera de mis experimentos con animales.
Bu jirosferlerde siber giysileri giyeriz. Böylece sanal gerçekliğe girebilir ve hareket edebiliriz.
En estas esferas giratorias vestiremos trajes cibernéticos enteros... que nos permiten entrar a la realidad virtual y movernos.
İnsanoğlu bu bilgiyi kaybetmişti. Bense onu sanal gerçeklik yoluyla geri alıyorum.
La raza humana perdió ese conocimiento... y ahora lo estoy recuperando por realidad virtual.
Nasıl telgraf ilerleyip telefona,... nasıl radyo televizyona yol açtıysa,... sanal gerçeklik de ilerleyecek.
La realidad virtual crecerá... justo como un telégrafo se convirtió en teléfono. Como la radio en televisión.
Bu bir sanal gerçeklik programı.
Es un programa de realidad virtual.
Ordu savaş simulasyonları için sanal gerçeklik deneyleri yapıyordu.
El ejército experimentó con realidad virtual para simulación de combate.
- Sanal gerçeklik?
¿ Realidad virtual?
Görünüşe göre, sanal gerçekliğinden ayrılmamış.
Parece que no escapó a tiempo de su realidad virtual.
Sanal seks cinsel enerjilerin aktarımı sırasında yüksek alfa dalgaları yaratır.
El sexo virtual produce ondas alfa en la transferencia de energías sexuales.
Sanal gerçeklik ortamında... genetik uzmanlarımız DNA dizisindeki boşlukları tespit eder.
Y monitores de realidad virtual les muestran a nuestros genetistas los saltos en las secuencias de ADN.
Yani sanal gerçeklik pratikte, tamamen gerçek ama aslında değil.
Así que realidad virtual es... prácticamente, totalmente real. Pero no.
Sanal gerçeklik kasklarınızı takın.
Ponganse los cascos de realidad virtual.
Bilgisayar, veri tabanından bilgileri alır... ve başlığa aktarılan, sanal bir ortam oluşturur.
La computadora, utiliza la base de datos y construye un ambiente virtual que se proyecta en el casco.
Ayrıca, sanal yardım da oluşturduk.
También construimos una "ayuda virtual".
Bu, sadece sanal gerçeklik teknolojisinin potansiyellerini... göstermek için düzenlediğimiz bir performans.
Esto es algo que armamos para demostrar el potencial de la tecnología de "realidad virtual".
Koridora hoş geldiniz. Sanal ger çeklik veri bankamızdasınız.
Está Ud. en el Corredor, nuestro prototipo de realidad virtual.
Bilgisayar tarafından oluşturulmuş sanal bir idol olma zorluğunu aşarak o, gerçekten ateşli bir yıldız oldu ve herkes tarafından bir kız arkadaş olarak istendi.
¿ Qué opina acerca de que Sharon ya no sea considerada un ídolo virtual generado por computadora? ¿ Y qué opina de la gente que dice que quiere que sea su novia?
Sanal bir gerçeklikteyim.
Una ciberred virtual.
Sanal gerçekliğe yeni bir boyut getirdiği doğru, ama en azından bazı şeyleri açıklıyor.
Empiezan a explicarse un poco las cosas, aunque parezca una realidad virtual.
İntihar dedikleri bilgisayarla ayarlanmış bir cinayetti.
El suicidio de Stickley fue una simulación virtual.
Sonra sanal gerçek çıktı.
Palabras en movimiento. Luego vino la realidad virtual.
Intertel'i satin almayi basarirsa... telekomünikasyon piyasasinda gerçek bir tekel olusturacak.
Si el plan de Pla para adquirir lntertel tiene éxito, tendrá el monopolio virtual del mercado de las telecomunicaciones.
Lanet Mors alfabesi bu sanal gerçeklik bokundan çok daha sağlamdı! Dumanla haberleşmek bile daha kolaydır.
EI morse era mejor que esto de la realidad virtual.
Sanal gerçeklik yalnızca bir simülasyon değil.
La realidad virtual no es solo una simulación.
- Sanal gerçeklik. - Evet.
La realidad virtual.
-'Sanal'ın manasını biliyor musun? Galiba.
- ¿ Sabes qué es "virtual"?
Dönüşüm olurdu.
Su cambio habrá sido virtual.