Vivar translate Spanish
18 parallel translation
Yarı Hristiyan, yarı Berberi. Bu hikaye Vivarlı Lord Rodrigo Diaz'ın hikayesidir.
De esta época es la historia de Rodrigo Díaz de Vivar.
Vivarlı Rodrigo Diaz.
Rodrigo Díaz de Vivar.
Bizimle birlikle Vivar'a gelecekler.
Vendrán a Vivar con nosotros.
Beni ve milletimi... Vivar'da canlı tek Hristiyan kalmayana dek as.
Cuélgame y mis hijos no descansarán hasta que no quede un solo cristiano con vida en Vivar.
Ben, Saragossa Emiri Mutamin, Vivar hükümdarı Büyük Şef'in sonsuza dek dostu olacağıma... ve yüce kralı Ferdinand'ın müttefiki olacağıma şerefim üzerine yemin ederim.
Yo, Moutamín, Emir de Zaragoza, juro amistad al Cid de Vivar y alianza a su soberano, Fernando de Castilla.
Garcia Ordonez, Rodrigo Diaz'ı vatana ihanet suçuyla itham etmektedir.
García Ordóñez acusa de traidor a Rodrigo de Vivar.
Vivarlı Rodrigo, eldivenleri al.
Rodrigo Díaz de Vivar.
Vivarlı Rodrigo, bu vesileyle şampiyonumuz ve... krallığın ilk şövalyesi oldun.
Rodrigo de Vivar. Estás aquí como nuestro Campeón, y Primer Caballero del Reino.
Çok güzel bir şaraptır, özel olarak Vivar'dan getirildi.
Es un vino muy bueno, traído especialmente de Vivar.
Tüm gece boyunca leydime Vivar'dan gelen şeylerin ne kadar... - Güzel olduğunu anlattın durdun.
Llevas toda la noche diciéndole a mi señora lo bueno que es todo porque viene de Vivar.
Vivar'a geldiğinizde kendi gözlerinizle göreceksiniz leydim.
Lo verá Ud. misma cuando vaya a Vivar.
Vivarlı Rodrigo, "Şef" Rodrigo...
Rodrigo de Vivar, conocido como "El Cid",
Leon ve Asturias kentleri, Kastilya kralı şanlı hükümdar Alfonso'nun bu fermanı ile,
Nuestro ilustre soberano Alfonso, rey de Castilla, León y Asturias, hace saber que Rodrigo de Vivar ha ofendido su real persona, y se le condena al destierro de por vida.
Şimdi seni Vivar'a, eve... gururla götürebilirim.
Ahora puedo llevarlas a casa, a Vivar, con honores.
Seni Vivar'a götürebiliriz, orada iyileştirebiliriz. Aşkım ölmene izin vermez.
Podemos llevarte a Vivar y curarte.
Amerikan, kimi istersen alkışlayabilirsin, hiç şansın yok.
Los americanos pueden vivar a quien quieran, no tienen posibilidades.
Ellsworth'u doğruca oraya götürme. Böylece, heyecanlanıp kahrolası Bullock'a seslenebilir.
No lleves a Ellsworth directamente a ello para que pueda emocionarse y gritar y vivar a Bullock.
Vivarlı mı?
¿ Vivar?