Vivid translate Spanish
58 parallel translation
Sizi vadiden söküp atarlarsa dağlarda yaşayın, ama yaşayın!
Si os echan de los valles, vivid en las montañas, pero vivid.
Özgür insanlar olarak yaşayın, ancak özgürlüğünüzü, kötülüğü gizlemek için... kullanmayın, onu Tanrı'nın hizmetçileri olarak kullanın.
Vivid como hombres libres pero no uséis la libertad para encubrir la malicia sino como servidores de Dios.
Ölümden kaçmak istiyorsanız denizleri aşın, cehennemin sınırları dışına çıkın, Richmond'a sığının.
Si deseáis huir de la muerte, cruzad el mar, y vivid con Richmond lejos de las garras del demonio.
Ordun ölüyorken sen yaşa.
Vivid mientras el ejército perece.
Saygınlığı kaybet ve daha uzun yaşa.
Perded vuestra reputación y vivid más tiempo.
Affet, affedilirsin, ve basit yaşa.
Perdonad y seréis perdonados y vivid con sencillez.
Bir evde yaşayın. O ev asla çökmeyecek.
Vivid en la casa y la casa existirá.
- Tertemiz!
Está bien. Vivid juntas.
Çıkın ve yaşayın ya da kalın ve ölün.
Salid y vivid o quedaos y morid.
Üzülün, onarın..... yaşayın.
Creed, preparaos, vivid.
Yaşayınız.
Vivid.
Kötü parçayı at gitsin... Ve daha temiz bir yaşam sür öteki ile.
Pues arrojad la parte más dañada... y vivid más pura con la otra parte.
Sana gelince Claudio, sana haddini bildirmeyi düşünüyordum. Ama artık akraba olacağımıza göre, kurtulduğuna şükret ve kuzenimi sev.
Respecto a Claudio, pensé en golpearos, pero ya que seremos parientes, vivid intacto, y amad a mi prima.
Kardeş gibi olun.
Vivid juntos como hermanos.
Kendiniz gibi yaşayın!
¡ Vivid como querais!
Filmimi Vivid'e yolladım... Onlar, Coop ve beni sözleşme yapmak için Los Angeles'a davet ettiler.
Envié mi demo a una agencia y quieren vernos a Coop y a mi en Los Angeles para hablar de un contrato.
Hatıralarımda hep siz varsınız.
"Unidos en mi recuerdo, vivid juntos"
Sanki aynı evde birlikteyiz.
"Por caridad, vivid en una sola casa."
Vivid gibi videoları çokça izleme fırsatım oldu.
Tienen películas de Vivid, Adán y Eva... Así que veo mucho.
Yaşa bununla!
Así que, ¡ vivid con eso!
Benimle evlen ve hayatta kal.
Casáos conmigo... y vivid.
Ölenin ailesine 2 misli, Hayatta kalana 3 misli!
- ¡ Vivid y recibiréis el triple!
Tanrıya hizmet etmek, umut ve zorluklara dayanma gücü verir.
Sirviendo a Dios, vivid en la esperanza soportando las privaciones...
Vivids, dijital oyun yerleri, Adam Eve gibi yerlerde çalışmalıyım artık.
Necesito trabajar para Vivid, para Digital Playgrounds, Adam Eve.
Vivid ve Vixen bile bana geri adım attıramazken sen hangi akla hizmet bunu başarabileceğini düşünüyorsun Christian?
Si Vivid y Vixen no pueden hacerme volver, Christian, ¿ Qué te hace creer que tu puedes?
Wicked, Vivid- -
Wicked, Vivid...
Böldümse, kötü yarısını kaldır at, yalnız öbür yarısıyla yaşa bundan sonra.
Pues tirad la peor parte y vivid más pura con la otra mitad.
Mutlu bir hayat sürün.
Vivid felices.
Çok çalışın ve hayatınızı doya doya yaşayın.
Todos, trabajad diligentemente y vivid vuestras vidas al máximo.
Sahnede sizin için özel ziyafetimiz ; Üçlü Süperstar, Vivid sözleşmeli kızlarımız.
Una sorpresa especial en el escenario es la súper estrella porno, la cara de Vivid.
Aileni al isimlerinizi değiştir ve bu Tanrı'nın cezası şehir dışında bir yerde onlarla birlikte yaşa.
Recoge a tu familia, cambiaros los nombres, y vivid una vida juntos en algún otro lugar que no sea esta ciudad alejada de la mano de Dios.
Aksi takdirde, henüz yapabiliyorken hayatını doya doya yaşa.
Si no, vivid vuestra vida. Todos vosotros, mientras podáis.
Kendinize yeni bir hayat kurun.
Y vivid por vosotras mismas.
Temiz yaşayın!
* ¡ Vivid libres! *
Ve sonra sanırım benden çok hoşnutlardı çünkü Vivid'de ayrıldığımda tamamen asyalı olan Koby Tie'ı aldılar.
Supongo que les fue bien porque cuando salí de Vivid, pusieron a Kobe Tai, que era completamente asiática.
Bu konuda mutlu değildi ama sonunda ben bir kariyer yaptım. Ve Vivid'le anlaşma imzaladım ve filmler daha güzeldi.
Ella no estaba feliz con eso pero con el tiempo, cuando formé una carrera y firmé con Vivid y las fotos eran mejores
Bir Vivid kızı olmak bilirsiniz her yetişkin sanayiindeki işinin olmak istediği şeydir.
Ser una chica Vivid es... Es lo que todas las actrices de la industria quieren ser.
Vivid en büyüktür ve dünyada bilinen bir şirkettir.
Vivid es la más grande, mejor, y más conocida compañía en el mundo.
Bir aile olarak beraber yaSayin.
Vivid vuestra vida juntos como una familia.
Hayatını yaşa.
Vivid vuestra vida.
Daha fazla yas içinde olduğunu söyleme ama şükürle dolu olduğundan bahset.
Dice que no sintáis pena porque él ya no está, sino vivid con gratitud porque estuvo.
Vivid Bharti'ye hoş geldiniz.
Bienvenidos a "Vivid Bharti" ( canal de radio India )
VIVID Kontrolden Çıkmış Öğrenci Evi!
VIVID - Fiesta loca en la fraternidad Psi Alfa Zeta
Vivid dergisi ile bir görüşme yapmayı umuyorum.
Tengo una reunión con la gente de Vivid la próxima semana.
Benim için yaşa hayatım.
Vivid por mí, querido.
İstediğiniz gibi yaşayabilirsiniz.
Vivid como queráis.
Fransa için yaşa ya da Kral için öl.
Vivid para Francia... o morid por el rey.
Acınızı alıp onunla yaşayın pislikler!
¡ Así que tomad su maldito dolor y vivid con ello, gilipollas!
Artık hayatınızı yaşamalısınız.
Ahora vivid vuestra vida.
Susan, onunla görüşmen şartsa görüş, istersen beraber yaşa, umurumda değil, ama onunla evlenme.
Susan... Sigue viéndote con él, vivid juntos, me da igual, pero no te cases con él.
Gidip yanıldığımı kanıtlamak için yaşayın.
Iros y vivid para demostrar que estoy equivocado.