Volare translate Spanish
845 parallel translation
"Volare" gibi, ancak daha iyi.
Como "Volare", pero mejor.
Ne yapıyorsun? "Volare" yi çalmak istiyorum.
Quiero oír "Volare".
Cevap ver yoksa o lanet kafanı havaya uçururum!
Respóndeme o te volaré la maldita cabeza.
3'e kadar sayıyorum, durmazsan beynini uçuracağım.
Si no paras cuando llegue a tres, te volaré los sesos.
Tek bir valizle ve seninle Sibirya'ya uçacağım. Eğer bana o şansı verirsen tek bir valizle seninle hayatımı geçiririm.
Volaré contigo a Siberia con una sola maleta, estaré toda la vida contigo y una sola maleta, si me das esa oportunidad.
- Bunu basarsan burayı dağıtırım.
- Saca eso y volaré el periódico.
Müdüre kendisiyle konuţmak istediđimi söyleyin. Yük kapýsýna gelsin yoksa doktor kurţunu yer.
Digan que iré a la puerta de mercancías... y, si no la abre, le volaré la cabeza al doctor.
Eğer adam gibi gitmezse kafasını uçuracağım.
Si no va más despacio, le volaré la tapa de los sesos.
Artık şirketin. Sen isteğini yap ama o traktörle evime dokunursan, seni vururum.
Como quieras, pero te aseguro que si tocas mi casa con ese tractor te volaré la tapa de los sesos.
Bu elbiseyi 50.000'e uçuracagïm, elimle tïrmanmam gerekse de.
Volaré con esto a 15.240 aunque deba arrastrarme.
- Göreve ben gidiyorum. Sen mi?
- Yo volaré en su lugar.
6.10'da Washington'a uçmam gerek. Evrakımın dağıtılmasını istemiyorum.
A las 6 : 10 volaré a Washington... y no permitiré que desordenen mis papeles.
Madem gazetemdeki hiç kimseyi kovamıyorum, ben de kapatırım ya sizin kelleniz uçar ya da benim ki.
Cuando no pueda despedir a nadie en mi diario, lo cerraré y te volaré los sesos o los míos.
Gürültü yaparsan, derhal kafanı patlatırım.
Si hace algún ruido, le volaré, la cabeza en el acto.
- Rüzgarla birlikte süzülüp giderim.
Volaré de regreso.
Sen o kadar uğursuzsun ki, seni kafandan vurmalıyım.
Si se le ocurre mover un dedo, se lo volaré.
Yemin ederim kulaklarını uçururum.
Ayúdame o te volaré las orejas.
Silahını çekersen kafanı uçururum.
Sáquelo y le volaré la cabeza.
Etrafında döneceğim, siz onu alın.
Volaré en círculos hasta que la recojan...
Yarın Havana'ya uçuyorum.
Mañana volaré a La Habana.
Üçe kadar sayacağım, eğer hala bilmiyorsan beynini uçuracağım.
Voy a contar hasta tres, y si aún no lo sabe le volaré los sesos.
Gariban patronuna söyle karım ve çocuğumla uğraşmaya devam ederse onu burada yaşatmam.
Dile a ese imbécil de tu jefe... que si mira fijo a mi esposa o hija, le volaré los sesos.
Bir gün o zehirli kafanı koparacağım.
Algún día te volaré tu cabeza podrida.
Bulduğum bütün İngiliz kamplarını patlatacağım.
Luego volaré todas las instalaciones británicas que encuentre.
Daha hızlı, kahrolası, beynini dağıtacağım.
Más rápido, maldición, o te volaré la cabeza. Date vuelta.
Bahseden ilk adamın, tanrının izniyle, kafasını uçurayım.
Al primero.. Le volaré los sesos.
Benim uçmam lazım.
Ya tengo que irme, pues pronto volaré.
Kafanı uçururum senin!
¡ Le volaré la cabeza!
Bir bombam var. - Füzeyi ateşleyecek olursanız, gemiyi havaya uçuracağım.
- Si intentan disparar el misil, volaré la nave.
Taş * klarını havaya uçuracağım!
¡ Te volaré las pelotas!
- Hayır. Konuş yoksa parmaklarını patlatırım!
Habla, o te volaré los dedos.
Bir hainlik yapmaya kalk, ve kafanı uçurayım.
Si trata alguna preversión le volaré la tapa del cerebro.
Bu yüzden alçaktan atalım diyorum.
Así que volaré bajo.
Uçağı uçuracak ve bombaları bırakacağım.
Repito : yo volaré el avión y arrojaré las bombas.
Şimdi gemiyi havaya uçuracağım.
Ahora volaré el barco.
Bir daha asla uçamayacağım
Nunca volaré de nuevo?
Bir daha bana silah doğrulttuğunda tetiği çeksen iyi edersin. Çünkü seni öyle ufak parçalara bölerim ki arkadaşların aramaktan yorgun düşer.
La próxima vez que me apunte con un arma, será mejor que dispare, porque... lo volaré en tantos pedazos que sus amigos se cansarán de buscarlo.
Bağırırsan kollarını uçururum.
Si grita una vez, le volaré los brazos.
"Ben doğrudan güneşe doğru uçacağım".
"Pues yo volaré directamente hacia el sol".
´ ´... bu durumda beyninizi dağıtırım ya da denileni yaparsınız ve paçayı sıyırırsınız.
... en cuyo caso yo les volaré los sesos... ... o pueden hacer lo que se les diga. En tal caso puede que sobrevivan.
Ben de haftaya Cenevre'ye gideceğim ve evleneceğiz.
Y yo volaré a Ginebra la semana que viene para que nos casemos.
Yoksa kafanızı uçururum.
O le volaré la cabeza.
Sizin için uçarım.
Volaré para ustedes.
Sizin için onu uçururum.Ama bir isteğim var.
Volaré para usted, pero quiero algo.
Hepsini ve bir seferde yolun dışına bombalayacağım!
¡ Lo volaré de una vez por todas!
Birisi ona yeterli yakıtı veremeyen Adlof Hitler. Diğeride elindeki az miktardaki yakıtı patlatacak olan ben.
Uno es Hitler, que no le da mucho combustible... y el otro soy yo, que voy volaré el poco que tiene.
Yeterli yakıtı vermeyen, Adolf Hitler. Ve ben, çünkü elindekini patlatacağım.
Hitler, que no puede darle mucho combustible... y yo, porque volaré el poco que tiene.
Şu tefi, bir davulu.
- Le volaré los sesos si no sigue las órdenes.
Yarın orada olacağım.
Mañana volaré.
Telefonda bana yarın uçacağımı söylediniz.
Usted me ha dicho por teléfono que volaré mañana.
Onun üstünden kalk. Bu çok ileri gidiyor. Eğer yatmazsan, kahrolası ağzını dağıtacağım.
Si no te acuestas, ¡ te volaré la maldita cabeza!