English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Voleybol

Voleybol translate Spanish

453 parallel translation
Biz voleybol oynarken, paltolarımızı bürünmüş prensese benziyordu.
Mientras jugamos voleibol, ella está envuelta en nuestros abrigos, mirando como una princesa.
Albay, askerlik hizmetinin iki yılı boyunca Birinci Sınıf Er Ernest Williams voleybol da dahil olmak üzere hiçbir şeye gönüllü olmadı.
En tres años de servicio militar, el soldado Ernest William jamás se presentó voluntario para nada, incluyendo el vóleibol.
Bayan Pegg, voleybol topunu rica ediyor.
La Srta. Pegg pregunta si tiene la pelota.
Amerika'da masa tenisi, voleybol oynuyor bir sürü karı tavlıyor olabilirdim.
Podría estar en EEUU jugando al ping-pong, al voleibol, con chavalas por doquier.
Rahibelerle voleybol oynadığını gördüğüm günden beri... Kendime mani olamadım.
Desde que te vi en el convento jugando al voleibol con las monjas... no pude evitarlo.
Bakalım, Pazar voleybol...
Los domingos, voleibol.
Artık voleybol yok, karides avı yok, tenis yok, hiç biri yok!
¡ Estoy harta de balonv olea, de gambas, de tenis, de todo!
Voleybol topunu nasıl şişireceğini çözene kadar yaz biter!
¡ Le tomará hasta agosto poder inflar un balón!
İyi voleybol oynuyorsun.
Juegas muy bien al voleibol.
Voleybol topundan ne farkı var bu adamın.
Mira cuando baja del auto, comienza a rebotar. Parece una pelota de playa.
Bu eğlence faaliyeti mi? Voleybol veya tenis olur sanıyordum.
No lo sabía. ¿ Es una actividad recreativa?
Saat 2'de plajda voleybol turnuvası.
El torneo de voley en la playa es a las 2.
Nasıl oluyor da Angela bütün gün erkeklerle konuşabiliyor ama biz voleybol oynamak zorunda kalıyoruz.
Porqué Ángela puede hablar con los chicos todo el día y nosotras sólo jugamos volleyball.
Voleybol üniformaları için önerim vardı.
¡ Mi sugerencia sobre el uniforme del equipo!
Bir voleybol maçı var. Ya?
Habrá un partido de vóley.
Şimdi hanımlar ve beyler bu akşamın mizahi kısmına tam olarak başlamadan önce bu sabah Bolivya'nın hemen dışı Lapaz'da bir rollercoaster kazasında hayatını kaybeden 43 zekâ özürlü, voleybol taraftarı Bolivyalı ihtiyarı anmak için bir dakika saygı duruşunda bulunabilir miyiz?
Y ahora señoras y señores, antes que realmente empecemos la porción humorística del show de esta noche Me pregunto si debemos tener un momento de silencio por los 43 ancianos, retardados mentales Ciudanos bolivianos fans de volleyball quienes perdieron sus vidas esta mañana en un accidente de montaña rusa a las afueras de La Paz, Bolivia.
O yüzden bu akşam bir dakikalık saygı duruşuyla o 43 zekâ özürlü voleybol taraftarı o rollercoasterdan uçuşa geçip lunaparka çakılan Bolivyalı ihtiyarları anmamızın uygun olacağını düşündüm.
Así que pensé que seria apropiado para nosotros esta noche, como digo, tener un momento de silencio por los 43 ancianos retardados mentales Ciudanos bolivianos fans del volleyball que fueron... fuera de la maldita montaña rusa hacia la maldita casa de la risa.
Farz edin ki Bolivya'ya gittiniz bir salonda oturdunuz Bolivyalı bir komedyeni dinliyorsunuz. Diyor ki bir grup zekâ özürlü Amerikalı voleybol taraftarı rollercoasterdan fırlamış. Bunun üzerine bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı istiyor.
Piensen que uds están de visita en Bolivia, viendo a un comediante boliviano en un teatro boliviano y piensen que dice que algunos retardados mentales americanos, fans del volleyball fueron lanzados fuera de la montaña rusa y pide un momento de silencio
Şimdi o 43 zekâ özürlü Bolivyalı voleybol taraftarı ihtiyar için bir dakikalık saygı duruşunu gözlemleyelim.
Y permitámosnos un momento de silencio por los 43 ancianos retardos mentales ciudadanos bolivianos fans del volleyball.
Voleybol bile masanın üzerine çıkılarak şişme bir top ve yüksek bir fileyle oynanan raketsiz pinpondur.
Incluso el volleyball es ping-pong sin racket jugado con una pelota inflable y una red elevada mientras están sobre la mesa.
Ayrıca sanat derslerimiz, Voleybol, kroket... ve siz sevgili yaşlı aileler içinde sepetleme yarışmalarımız var!
Tenemos una clase de naturaleza muerta. voleibol y croquet. ¡ Y los más viejos, pueden tener Sexo!
Spor salonunda voleybol oynuyorduk ve bayıldım.
Jugábamos al voleibol en el gimnasio, y me desmayé.
Belki havuzda biraz voleybol.
Quizá juguemos voleibol en la piscina.
Onun voleybol koçuydum.
Fui su entrenadora de voleyball.
Kentte her gün Amerikan futbolunun yanı sıra basketbol voleybol, hentbol, beysbol maçları oynanıyor.
En deportes vamos a comentar Fútbol Americano Básquet, Voley, Handball, Béisbol y mucho más.
Piskoposun voleybol takımına dediği gibi : Haydi arkadaşlar!
Como decía el obispo al equipo de baloncesto : "¡ Venga, nenas!"
Artık bırak o silahı. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca her akşamüstü... boncuk dizip voleybol oynayacaksın.
Suelte el arma y se dedicará a hacer matrículas y a jugar al voleibol... todas las tardes durante unos cuantos años.
Beyaz, koza halinde.Yaklaşık olarak bir voleybol topu kadar.
Blanca, en capullo, palpitante y del tamaño de un pomelo.
VOLEYBOL TATİL
VACACIONES DE VOLEIBOL
Bilirsiniz işte voleybol oynayanlar, jet-skii kullananlar, bikinili kızlar bense burada dikiliyorum, "Belki de ben biraz fazla buz koyuyorum"
Y ves a gente jugando a voleibol, motos acuáticas, chicas en bikini y yo mientras ahí pensando : "Tal vez le puse demasiado hielo al mío".
Sue'nun da voleybol çalışması var hem senin için de değişiklik olur.
Y las prácticas de Sue Así es que tienes que ser tu para variar.
Club Med'e giderler... ve Bill Mitchell şöyle der : " Saat 07 : 00'de bir saat voleybol oynayacağım...
Ellos van al "Club Med" y Bill Mitchell dice : " A las 7 : 00 quiero una hora de voleibol...
Voleybol maçınız falan mı var?
¿ Van a un juego de voleibol o algo?
Tahminimce sen bir voleybol topuna bile vuramazsın.
No le pegarías ni a una pelota de playa.
Temiz, şık, ne biliyim işte etrafı şirin bir çitle çevrili... bembeyaz çarşaflar, bilardo masası şirin bir voleybol sahası, ne dersin?
Están bien arregladas, muy limpias, con una pequeña empalizada, fundas blancas, un billar, un terreno para voley, guardias...
- Ben, yeni voleybol koçuyum.
¡ Ah, soy el nuevo monitor de voleibol!
Voleybol takımını bir gezintiye çıkarıyorum.
Todo el equipo de voleibol va a ir de excursión. ¿ Te apetecería ir?
Voleybol topları kadar büyük domatesler.
Tomates como pelotas de voleibol.
Onlara şöyle derdim, "Şarkı söylemeye daha az zaman ayırın Cuervo voleybol turnuvasından uzak durmaya daha fazla zaman ayırın eğer o zeki memeli imajınızı korumak istiyorsanız."
Deberían poner menos énfasis en su canto y más en : "Vamos al torneo de voleibol de la playa Cuervo" si desean mantener esa imagen de mamífero sabio.
VOLEYBOL DENEMELERİ
PRUEBAS DE VOLEIBOL
Bugün final maçı var, voleybol.
Hoy es la final municipal de voleibol.
Peder Hackett, hepinizi voleybol antremanına götürmeye gönüllü oldu.
El Padre Hackett se ha ofrecido voluntario para llevaros a todas a practicar voleibol.
Gelip voleybol oynar.
Vino y jugó al voley.
- Jimnastik dersinde. Voleybol oynarken birinin dirseği çarptı.
Estaba jugando voleybol y me dieron un codazo.
- Voleybol finallerindeyiz.
- Estamos en las finales del voleibol.
Kızlar voleybol oynarken onları izliyordum.
Bueno, estaba viendo a unas mujeres jugando al voleyball.
- Voleybol takımındasın değil mi?
Tú estás en el equipo de Voleyball, ¿ verdad? Sí.
- Kısa bir voleybol sorusu soracağım.
- Una pregunta sobre voleibol.
Voleybol.
- Voleibol.
Kumsalda voleybol oynamaya başlıyorlar.
Hay un partido de voleibol de playa.
- Voleybol.
- Voleibol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]