Vârisi translate Spanish
57 parallel translation
Efemine Mösyö La France tahtın yasal vârisi.
El heredero al trono, el afeminado Monsieur La France.
Tek vârisi ben olmalıyım.
Somos del mismo pueblo y soy probablemente el único heredero.
- Vârisi misin? - Borçlarına.
- ¿ Es su heredero?
Akşamın sonunda, genel istek üzerine tahtın vârisi ben olacağım, öyle mi?
Cuando termine la velada seré el Delfín a petición del pueblo.
Annemin vârisi.
Su sucesora.
Vârisi mi?
¿ Sucesora?
Efendimizin şu andaki tek vârisi genç efendi Masamoto.
Su único heredero ahora es el joven Señor Masamoto.
Yine de, bayan İchi, her kadının efendimizin metresi olma ayrıcalığına erişememesi bir yana, belki de günün birinde oğlunuzun efendimizin vârisi olma imkanı var.
Aún así, Señorita Ichi no cualquiera puede llegar a ser la Dama de nuestro Señor. ... ya que su hijo puede llegar a ser nuestro Señor heredero.
Ama Sasahara, efendi Kikuchiyo efendimizin vârisi oldu.
Pero Sasahara... El Señor Kikuchiyo se ha convertido en el heredero de nuestro Señor.
Aşağılık herifler. Sizi vârisi olarak seçmemeye karar vermişti.
El decidió en tu contra como heredero.
Ba-bam beni vârisi olarak seçmedi mi?
¿ No elegirme como heredero?
Vârisi olarak cesedinin incelenmesini kabul etmiyorum.
Como heredero, me niego a que se examine su cuerpo.
Ailemizin vârisi onun rahminde.
El heredero de nuestra familia está en su útero.
Pete'in imzası lazım, Catherine'in vârisi.
Pete tiene que firmar, es el heredero.
O, Yang soyunun tek vârisi.
Él es el único heredero de los Yang.
Geleneklere göre,.. ... Tianbai, Tian soyunun tek vârisi.
Según la tradición Tianbai es el único heredero de los Yang en la generación de los Tian.
Birinin vârisi olduğunu kanıtlamak o kadar mı zor?
¿ Tan difícil es demostrar que eres el heredero de alguien?
Nûmenor'un vârisi hâlâ yaşıyor.
El heredero de Númenor aún vive.
Ahit sunduklarının vârisi.
El heredero de aquel a quien profesaron juramento.
Isildur'un vârisi mi?
¿ El heredero de Isildur?
Pennsylvania'da bir laboratuarda milyar dolarlık bir servetin vârisi olup olmadığıma karar veriliyor.
En algún lugar de Pennsylvania, un laboratorio determinará si heredaré una fortuna.
Tabii Kane'in vârisi değilsem bu 5000 dolar bizim için çok önemli.
Si no soy una heredera, necesitamos los 5000 dólares.
Kane'lerin vârisi Duncan'ın bulunması için başına konan ödülle, Mars'ların vârisi Veronica'nın, prestijli bir üniversiteye gidişini hayal ediyorum.
Imagina a la familia Mars enviando a su heredera Veronica a una universidad de elite gracias a la recompensa del heredero Kane.
Kurucumuzun torunu ve Hearst-Mart mirasının vârisi.
Nieta del ilustre fundador y heredera de la fortuna Hearst-Mart.
Wall Street vârisi ve eyalet yargıcı aynı fahişeye vurulur.
Vaya, Heredero de Wall Street y juez estatal se enamoran de la misma prostituta.
Ve Bayan Gresham'ın en sevdiği yeğeni ve bir numaralı vârisi.
Y es el sobrino favorito de Sra Gresham y de su herencia.
Servetimin vârisi olmayı umuyorsan dikkat et, "Umuyorsan" diyorum ve hevesliysen buna değer olduğunu ispat etmelisin.
Si espera, digo espera... Si aspira a heredar mi propiedad, debe probar que lo merece.
Kuzen Harry, babamın vârisi benim de çocukluk arkadaşımdı.
Mi primo Harry era el heredero de mi padre, y mi compañero de juegos. "
Düşünsenize, tahtın tek yasal vârisi olan erkek kuzeninizi kaybettiğiniz gece eşiniz bir oğlan doğuruyor.
Imagínese, perder a su sobrino el heredero legítimo al trono la mismísima noche que su esposa le dio un hijo.
Tek vârisi olan size bu tek nüshalık raporu veriyorum.
Siendo que tú eres el único miembro de su familia te daré la única copia del informe.
Tek vârisi evlatlık oğlu.
El único heredero de su fortuna tiene que ser su hijo adoptivo.
- Leydim. Ben de Richard, tahtın vârisi.
Yo soy Richard, su hijo y heredero.
- Yeni vârisi tanıyor musun?
- ¿ Conoces al nuevo heredero?
Miras tamamen dağılmalı ve Mary her şeyin vârisi olarak tanınmalı.
La herencia debe ser deshecha por completo y Mary reconocida como heredera de todo.
Kont'un vârisi olan en büyük kızının düşes tacı takmaması için bir sebep yok.
¡ Tú no la servirás! No hay ninguna razón por la que la hija mayor y heredera del Conde no debiera llevar una corona de Duquesa con honor.
İki vârisi... tek gecede... kaybetmek berbat. - Doğru.
Perder a dos herederos en una sola noche es terrible.
Kont olup mülkün vârisi olursun.
Vas a ser conde. Heredarás el patrimonio.
Anne, Lord Grantham, orta sınıf bir avukatın vârisi olduğunu... -... istemeden keşfetti.
Madre, Lord Grantham acaba de descubrir que su heredero es un abogado de clase media, hijo de un médico de clase media.
Vikont Branksome'ın oğlu ve vârisi.
Hijo y heredero del Vizconde Branksome.
Tabii, çünkü hayatımın araştırmasını atmak o kadar önemsiz ki özellikle de her şeye hazıra konmuş olan bir Eureka vârisi için.
Claro, porque tirar a la basura el trabajo de mi vida es tan intrascendente, especialmente para un heredero mimado de Eureka al que se lo han dado todo en la mano.
Multi milyar dolarlık bir servetin vârisi ve işverenimin oğlu.
Heredero de una fortuna multimillonaria Y el hijo de mi jefe.
Fransız Isabella'nın oğlu Fransa Kral'ı IV. Philip'in ve Capet Hanedanı'nın vârisi olarak...
Como hijo de Isabel de Francia, nieto de Felipe IV de Francia, heredero de la Dinastía de los Capetos,
- Anlatın bakalım. Walter Copland'ın vasiyetinin tek vârisi kostümcüsü Bay Hansen.
Resulta que el beneficiario del testamento de Walter Copland es el señor Hansen, su ayudante.
Kongre üyesi Will Caldwell. Meşhur Cumhuriyetçi Caldwell hanedanının vârisi. Caldwell sihri burada gerçekleşiyordu demek.
El congresista Will Caldwell, heredero de la famosa dinastía republicana Caldwell. ¿ Aquí es donde se hace la magia de los Caldwell?
Herkes Fransızlardan korkuyor ve onların vârisi bizim elimizde.
Todos le temen a los franceses, y su sucesión real está en nuestras manos.
SC Grup'un vârisi, önceki evliliğin başarısız olduğu için korkuyor mu?
¿ Estás asustado porque falló tu primer matrimonio?
Onların babalarıymışım gibi yasal vârisi olduğumu söyleyen belgelerim var.
Tengo documentos que dicen que soy su tutor legal como si fuera su padre.
Arrow 2x13 "Şeytanın Vârisi"
♪ ♪ Flecha 2x13 Heredero del Demonio Fecha original del aire en 05 de febrero 2014
- Şeytanın vârisi.
Heredero del demonio.
Ava ailesinin ithalat-ihracat şirketi Esperazar Brazil'in tek vârisi.
Ava es la única heredera del negocio de importaciones y exportaciones de la familia Esperazar Brazil.
Bu kadar masum olduğum ve herkesi böyle sandığın için ve babanın vârisi olduğunun için bu yaptığın affedilebilir.
- Hijo, eres joven e ingenuo y aún... no sabes cómo es el mundo. No te culpamos. No todos tienen una mente honrada como tú.