Véro translate Spanish
92 parallel translation
Véro. 12 yaşımda değilim.
Vero, ya no soy una niña.
Véro.
- ¡ Basta! ¡ Me haces enojar!
Véro, ben Isabelle.
No estoy nada bien.
Küçük Louis, Vero'ya onu düşündüğümü anlat.
Pequeño Louis, dile a Véro que pienso en ella.
" Louis, Vero'ya onu düşündüğümü söyle.
" Louis, dile a Véro que pienso en ella.
Vero kimdi?
¿ Pero quién era Véro?
Evet, Véro ve kız kardeşiyle
- Sí, ceno con Véro y su hermana.
Véro'ya, onu becerdiğimi anlatacak diye ödüm patlıyor.
Siempre me da miedo que le diga a Véro que me la he tirado.
Véro biliyor zaten. Bana anlatmıştı.
Véro lo sabe, me lo dijo.
Véro ve çocukları istasyondan almalıyım.
Voy a buscar a Véro y a los niños.
Véro'yu bekleyin. Huyunu biliyorsunuz.
Esperad a Véro, ya sabéis cómo es.
Bunun iyi olduğundan emin misin?
¿ Véro? ¿ Te parece bien?
Véro'ya demin söyledim, hepinizin burada olması çok güzel.
Le decía a Véro que es muy agradable teneros aquí.
Ben Véro ile markete gideceğim.
No, voy a comprar con Véro.
Ben de Véro ve Max'e sizi gördüğüme ne kadar sevindiğimi anlatıyordum.
Les decía a Véro y a Max que me hace muy feliz veros.
Véro bana kızgın mı?
¿ Véro está enfadada?
Véro'nun dediği gibi, mala gelsin.
Como dice Véro, sólo es material.
Doğru, Vero. Kurtulduk.
Vero... estamos salvados.
O tek delil, Vero.
Es la única prueba, Vero.
Savaşmak için senden izin alıyorlar zaten, değil mi?
¡ Vero! ¡ No van a pedirte permiso a ti para hacerla!
Baroness de Vero 8 uçlu Sicilya yıldızı da dahil olmak üzere tüm Sisonya elmaslarını takacağına söz verdi. "
"La baronesa de Vero prometió llevar los diamantes Cisconia... " incluyendo la fabulosa estrella de ocho puntas de Sicilia. "
Madam D'Vero'yu çok beğendiğimi söylemek isterim. Son derece homojen bir ses tonu var.
Debo decir que Madame Devereaux tiene un timbre encantador, una gran homogeneidad de tono, ¿ cómo lo diría?
Lucius Verus, babamın adı.
Lucio Vero, como mi padre.
Ne biliyor musun?
Sabes lo que vero?
Maggie 20. yüzyılın şarkılarını kaçırmama yardım ediyordu. Bir zaman yolculuğunda oturuyorduk. Öyle değil mi Mag?
Maggie mi ha aiutato a sottrarmi alla musica del XX secolo ne abbiamo approfittato per stare seduti qui vero, Mag, a escogitare una trama diabolica!
Orada kalıp kendi gerçek işimizde orada birlikte çalışmaya başlasaydık Charlotte, çok sonra değil, hemen şimdi Sence nasıl olurdu?
Se andassimo via per un lungo periodo? restando li e iniziando il nostro vero lavoro Charlotte insieme tu ed io... Non più tardi non in un tempo futuro ma adesso!
bu iş bitmeli vera. sen amerika'da olmamalısın ben de senin odanda olmamalıyım.
Vero, esto debe terminar. Tú no deberías estar en América, y yo no debería estar en tu cuarto.
Özel meseleler özel kalmalı.
Los asuntos privados, son privados. ¡ Vero!
Véro, bekle.
- ¿ Qué?
Mesajınızı bırakırsanız size en kısa zamanda geri dönerim.
Vero, habla Isabelle.
V.
Vero...
WPPZ kanalında yayınlanan Palyaço Krusty'yi izliyorsunuz, AccuCurl Dalga Ölçümleri'nin merkezi Florida'daki Vero Sahili'nden sesleniyoruz.
Ústed está viendo Krusty el Payaso, por WPPC, en Flórida. El lugar donde nació la tabla de surf.
Bu Vero, birliğin komutanı.
Este es Vero, el comandante de la unidad.
Hâlâ yarım saatim var, Vero'yu kim karşılayacak?
Todavía tengo una hora, ¿ quien enfrentara a Vero?
Vero beni ürkütüyor, gözleri çılgın gibi bakıyor.
¿ Que puedes hacer? Vero me asusta, tiene ojos de loco.
Vero, sen de aynı şekilde mi düşünüyorsun?
Vero, ¿ eso piensas también?
Achilli, beni tanımadın mı?
Achilli, ¿ no me conoce? Es Vero.
- Vero, seninle konuşmam lazım.
- Tengo que hablar contigo Vero. - ¿ Que pasa?
Vero.
¿ Vero?
Vero?
¿ Vero?
Euro Sahili'nin üç mil doğusundaki Aurelia'dan.
... del Aurelia, a tres millas de Vero Beach.
Hamile mi yoksa?
Está embarazada, ¿ Vero?
- Véro nerede?
- ¿ Y Véro?
Ama onunla tanışacağım.
Vero voy a reunirme con ella.
Vero plajına hiç gittin mi?
¿ Has estado alguna vez en Vero Beach?
Aman Tanrım, Vero Plajı.
¡ Oh, Dios mío! ¿ Vero Beach?
Zar zor seçebiliyorum sizi.
Casi no puedo vero.
Vero. sizin ki?
Vero, ¿ y tú?
Vero da herkes gibi, evine gitmek zorunda.
Vero tiene que irse a su casa, como todos.
Ben Vero'yla birlikte kalmak istiyorum.
Quiero quedarme con Vero.
Vero, bu güzel çiçeği senin saçına takacağız.
Vero, vamos a ponerte esta linda flor en el pelo.