Waterbury translate Spanish
49 parallel translation
Ben, Waterbury.
Waterbury es mi nombre.
J. Frothingham Waterbury.
J. Frothingham Waterbury.
SULUKULE GAZ
KEROSENO WATERBURY
Bertha Waterbury. Kampta tanıştığım bir kız bu.
Bertha Watterbury, la chica que conocí en el campamento.
İyi akşamlar, Bayan Waterbury.
Buenas tardes, Mrs. Waterbury.
Çok teşekkürler, Bayan Waterbury.
Muchas gracias, Sra. Waterbury.
Bayan Waterbury, Sizinle konuşmam gerek.
Sra. Waterbury, Tengo algo que decirle.
Eğer Waterbury ailesinin çocuklarına yeni bir isim verseydim onlara "Üç Demiryolu Kahramanı" veya "Demiryolu Çocukları" ismini verirdim.
si tuviera que cambiarles el nombre a los hijos de la Sra. Waterbury, yo los llamaría, Los tres niños salvadores de las vías o quizás Los niños del ferrocarril.
Çocuklarınızla gurur duyuyor olmalısınız, Bayan Waterbury.
Debe estar orgullosa, Sra. Waterbury.
Bu Waterbury'ler, ne kadar tatlı çocuklar.
Son buenos niños estos Waterburys.
Charles Waterbury Mahkeme sonuçlandı : 5 YıI hapis.
FIN DEL JUICIO SENTENCIA : 5 AÑOS DE PRISIÓN
Şu an Hildebrand Johnson'a bakıyorsunuz Waterbury ve Adams bünyesindeki Reklamcılık ve Halkla İlişkiler, Philadelphia, PA.
Están viendo al Sr. Don Hildebrand Johnson de Waterbury y Adams... Publicidad y Relaciones Públicas, Filadelfia, PA.
Kahve içtik. Sonra Waterbury.
Tomó café conmigo y después me fui a Waterbury.
Saatleriyle ünlü.
Tiene un reloj grande el famoso reloj de Waterbury.
Cenazeden sonra, Waterbury'deki babannemin yanına gönderildim.
Después del entierro fui a vivir con mi abuela, en Waterbury.
Waterbury Open a hos geldiniz.
Bienvenidos al partido.
- Affedersiniz, Emily Waterbury?
- Disculpe, ¿ Emily Waterbury?
Telefon kayıtlarına göre, Yargıç Albany'de adı Emily Waterbury olan bir pilicin bürosunu aramış?
La última llamada del juez fue a Albany. Al despacho de una tal Emily Waterbury.
- Emily Waterbury.
- Emily Waterbury.
Waterbury, Watergate, ne fark eder.
- Waterbury, Watergate. Qué más da.
Emily Waterbury, iki üyenin rüşvet aldığını söyledi.
Dos de la Junta son corruptos, según Emily Waterbury.
- Emily Waterbury?
- ¿ Emily Waterbury? - Eso creo.
Johnny Winter'ın alt grubu olmuştuk, ki o zaman büyük bir yıldızdı, Waterbury, Connecticut'daydı. Sevileceğimizi düşünmüştük.
Cuando abrimos para Johnny Winter, que era entonces una gran estrella, en Waterbury, Connecticut, pensamos que nos iba a ir fantástico.
Neydi? Tekrar söylesene. Waterbury ne?
Vale, dimelo otra vez ¿ Waterbury que?
Şimdilik tek suçu, bir komiseri öldürmek. 6 yıl önce Waterbury, Connecticut'da.
Su condena sólo es por el asesinato de un inspector de policía en Waterbury, Connecticut, hace seis años.
Onu Waterbury'de yakalamalarının tek nedeni.. .. kaçarken apandistinin patlaması.
La única razón por la que lo atraparon en Waterbury fue porque su apéndice reventó mientras escapaba de la escena.
Waterbury'de Sacret Heart'a gitmiştin sen, değil mi?
Fuiste a Sagrado Corazón en Waterbury, ¿ no?
Düğünü Ethel'in teyzesinde, Waterbury'de planlamıştık.
Planeamos la boda en la casa de la tía de Ethel en Waterbury.
Yerel haberler de ise ; Hollywood, Quahog'a geliyor. Buradan yaklaşık 3 saat uzaklıktaki Connecticut'da Liam Neeson en yeni filmini çekmeye başladı.
Y, en noticias locales, Hollywood llega a Quahog casi a tres horas desde aquí, en Waterbury, Connecticut Liam Neeson ha empezado a filmar su última película.
WATERBURY'E HOŞ GELDİNİZ
WATERBURY La Joya de los Lagos ¡ LE DA LA BIENVENIDA!
Siktiğimin Waterbury'si!
¡ Maldito Waterbury!
Waterbury Polisinden, Cam Henry konuşuyor.
Este es el Oficial Cam Henry, de la Policía de Waterbury.
Belki Tom'un Waterbury'de yaşayanlarla yüzyüze konuşmasının zamanı gelmiştir.
¿ Tal vez es hora de que Tom hable con los residentes de Waterbury directamente?
Waterbury ile tek bağlantısı sensin.
Su único lazo a Waterbury eres tú. ¿ Hay un motivo?
Güven bana Waterbury'e yemekleri için gelmedim.
Confíen en mí, no estoy en Waterbury por la gran cena.
Sarah'ın size söylediği gibi, ben Waterbury Bulletin'de çalışıyorum... ve ben düşünüyorum ki... siz bu hikayenin içyüzünü göstermekte bayağı yardımcı olabilirsiniz.
Como Sarah le dijo, yo trabajo para El Boletín de Waterbury, y creo que proporcionaría una información inestimable a esta historia.
Neden Waterbury'e geri döndün Sarah?
¿ Por qué tuviste que volver a Waterbury, Sarah?
Ve gecenin bir yarısı Waterbury'da dolaşıyorsun.
Y estás deambulando en Waterbury a las 11 : 30 p.m.
Waterbury'ye geri dönmenin çok aptalca bir fikir olduğunu düşünmeye başladım.
Estaba empezando a pensar que mudarse de nuevo a Waterbury fue la idea más estúpida que haya habido.
WATERBURY CİNAYETLERİ INSRAM AİLESİ KATLİAMI OLACAKLARDAN HABERSİZDİLER
ASESINATOS EN WATERBURY FAMILIA INGRAM MASACRADA NO TENÍAN NI IDEA
Yedi günah, altı cinayet.
LOS ASESINATOS DE WATERBURY - Siete pecados, seis homicidios.
Sadece tek bir kurban kaldı.
LOS ASESINATOS DE WATERBURY - Sólo falta una víctima.
Waterbury'de zamana karşı bir mücadele var.
Es una carrera contra el tiempo aquí en Waterbury.
Yanımda Waterbury Bulletin'ın baş editör ve yayımcısı Dylan Bennet var.
Estoy aquí con Dylan Bennett, Editor en Jefe y Editor en vigor del Boletín de Waterbury.
Alan Henry, Waterbury'deki çok daha büyük bir sorunun küçük bir parçası.
Ahora, Alan Henry es sólo una pequeña parte de un problema mucho más grande en Waterbury.
- Waterbury'de eğlenceli vakit geçirmeyi.
Divirtiéndonos... ¿ en Waterbury?
Waterbury'nin sorunlu bir yerdi.
Waterbury... Tenía un problema.
Waterbury bu yıl birçok kayıpla yüzleşti.
Waterbury ha afrontado muchas muertes este año.
Tamam, Bayan Waterbury, biraz duralım, tamam mı?
Déjelo.