West point translate Spanish
260 parallel translation
West Point'ten mi?
¿ Es de West Point?
Kim olursa olsun, hiçbir öğrenciyi törenle karşılamayız.
No decimos : "Bienvenidos a West Point", ni formamos la guardia por un cadete.
Hoş geldiniz.
Bienvenido a West Point.
West Point'e hoş geldiniz.
Bienvenido a West Point.
Bana West Point'deki hainler hakkında doğru bilgi verilmiş.
No estaba mal informado de la preponderancia de traidores.
West Point'de beyefendiler var sanırdım!
¡ Creía que West Point era un lugar para caballeros!
West Point'deki en kötü notları almışsın.
¿ Sabe que su expediente es el peor que ha habido en muchos años?
Sanki West Point'e aşık olmuşsun.
Hablas como si estuvieras enamorada de West Point.
West Point'te nasıldınız?
¿ Qué tal se portó en West Point?
Laf aramızda delikanlı, West Point sınavlarını gördüm.
En confianza, joven, he visto los exámenes de West Point.
Soytarılıkla mezun oldun ama burada kurallara uyacaksın.
En West Point los habrá engañado, pero aquí deberá acatar la disciplina.
Hatırladın mı? West Point'e geldiğin gün heykellerden söz etmiştin.
¿ Recuerda el día de su llegada a West Point y que me habló de las estatuas?
West Point'ten yeni mezun olduğundan Bay O'Rourke ordu yönetmeliğini unutmamış.
Como recién llegado de West Point... aún no ha olvidado el reglamento.
Anladım.
Ya veo. ¿ Y cómo entró en West Point?
Sam West Point'a eğitmen olarak tayinini istedi. Bilmiyordum.
Sam ha pedido ser trasladado a West Point.
Phil akademiden bahsediyor, Sam.
Quería decir : ir a West Point.
Yüzbaşı Robert E. Lee'nin West Point'teyken yazdığı makaleyi hatırlıyor musun?
¿ recuerdas el examen que hizo el capitán Lee en West Point?
West Point mezunusun ve dokuz yıllık hizmetin var.
Se graduó en West Point, lleva 9 años de servicio.
Baban Harp Okulu kökenliymiş.
Su padre fue a West Point.
West Point'de matematikten kaldı.
Reprobó matemáticas en West Point.
West Point'te başaramadığını kabul et.
Quedó demostrado cuando reprobaste en West Point.
Jeff West Point'ten atılınca bir çocuk gibi utandı.
Jeff se sintió humillado cuando lo echaron de West Point.
West Point'te başarısız oldum.
Fracasé en West Point.
Sen West Point'e ( ABD Harp okulu ) gittin.
Fuiste al West Point.
- Fransız askeri akademisinin adı nedir?
- ¿ Cuál es el West Point de Francia?
West Point'te onun gözetmen subayıydım.
Yo fui su superior en West Point.
Savaşın ilanından önce West Point'te öğrenciyken doğduğu eyaletin açıkça sempatizanıydı.
En West Point, antes de la declaración de guerra abiertamente simpatizó con su estado de nacimiento.
Hükümetten, West Point'e benzer bir havacılık... okulu kurulmasını talep etmişsiniz.
En esta carta propone que el Gobierno cree una academia como la de West Point para aviadores.
Benimle West Point'te bulunan adamlara bir bak.
Mire a los hombres que estaban en West Point conmigo.
Unutma eğer senin de West Point'lere işin düşecek olursa emrine âmâdeyim.
Si alguna vez necesita acabar algún trabajo... que la gente de West Point no pueda hacer, sólo llámeme.
Ben West Point mezunuyum, bilirsin.
Sabe, soy formado en West Point.
West Point için bütün hazırlıklar yapılmıştı. Sahneye konulacak olan bir oyunda oynamamı isteyen bir öğretmen vardı.
Estaba listo para el examen para West Point... y había un profesor allí... que me hizo participar en una obra en la escuela.
Her neyse, birden West Point'e gitmek istemediğimi anladım. Onunla ilgili bir şey yapmak istemedim.
De repente, no quería más ir a West Point... y no quería más tener nada que ver con eso.
Okula annem geldi ve bana : "Aynen baban ve büyükbabanın yaptığı gibi senin West Point'e gitmeni istiyoruz." dedi.
Mi madre vino a la escuela... y dijo : " Siempre esperamos que fueses a West Point...
Bana tam olarak gelip "West Point'e gitme." diyemezdi ama ben anlamıştım.
Ella no podía decir abiertamente : "No vayas a West Point." Pero yo sé lo que ella quería decir.
Sadece yüzüme baktı ve bana "West Point'e gitmek istemiyorsan, gitme."
No, sólo me miró y dijo : " Si no quieres ir a West Point, no vayas.
West Point'e gitmen için seni nasıl zorladı?
¿ Cómo lo obligó a ir a West Point?
Sadece onunla biraz konuştuk. Sonra o Texas'a geri döndü ve ben de West Point'e gittim.
Sólo conversamos, el volvió a Texas... y yo me fui a West Point.
Sana bir şey söyleyeceğim, Mike West Point'e gittiğim için bir an olsun pişmanlık duymadım.
Voy a decirte una cosa, Mike. Nunca me arrepentí de haber ido a West Point.
West Point'te tam bir asker olmaya karar vermiştim. İçerisinde pek fazla insani duyguya yer olmayan.
En West Point decidí ser sólo soldado, sin que quedara lugar para ser humano.
West Point'lidir ve çok serttir.
Salió de West Point. Es duro como el pedernal.
West Point'den mi?
¿ Es de West Point?
West Point'e gidebilirdim.
Pude ir a West Point.
- Siz ordu mensubusunuz, değil mi?
- Usted estuvo en West Point, ¿ verdad?
Ben ordudan değilim ve tüm bu formalite beni biraz rahatsız ediyor.
Yo no fui a West Point, y todas estas formalidades me deprimen.
Ordu eğitimi seni mahvetmiş.
¿ Qué hay de tu paso por West Point?
Yüzbaşı, West Point te bu gibi durumlar hakkında birşeyler öğrenmişindir?
Cap ¡ tán, habrás estud ¡ ado una s ¡ tuac ¡ ón as ¡ en Westpo ¡ nt.
En iyi arkadaşιn seni savaş akademisine soktu.
El mejor amigo que tuviste fue el que te metió en West Point.
O'Rourke iyi bir subay.
Formado en West Point.
Neden West Point?
¿ Qué tiene usted contra West Point?
West Point'e karşı özel bir ilgim yok.
No tengo nada contra West Point.