Whalen translate Spanish
49 parallel translation
Bay Whalen'in bizi ölmemiz için bıraktığını düşünüyorum.
Supongo que el Sr. Whalen ya nos habrá dado por muertos.
Hödük Louie'yi al, düğme deliğine bir karanfil tak, herkes Grover Whalen sansın.
Louie... con un clavel en la solapa, parecerá el arbitro de la elegancia.
Tom Whalen'in evinde parti var.
Hay una fiesta en el ático de Tom Whalen.
Tom Whalen?
¿ Tom Whalen?
- Jackie Whalen'i tanır mısın?
- ¿ Conoces a Jackie Whalen?
- Kim? Whalen mi?
- ¿ Quién?
Böyle bir deneyim paylaşıldığında çok daha keyifli olacağından... bu konudaki uzmanımızı, Whalen'i, bana eşlik etmesi için davet ettim.
Una experiencia así se disfruta más al compartirla. He invitado a Whalen, el experto en ficción, a acompañarme.
San Francisco'ya hazır mısınız Bay Whalen?
¿ Listo para San Francisco, Whalen?
Bay Whalen'ın hayatı.
La vida de Whalen.
Bay Whalen'e yardım etmemize izin verin, ve bizler de size... parçayı verelim.
Déjenos ayudar a Whalen y volveremos con la... mercancía.
Data, Whalen'i al. Onu Revire götür.
Lleve a Whalen a la unidad médica.
Whalen'lerin davetlisiyiz.
Estamos con la fiesta de Whalen.
- Whalen, neye gülüyorsun?
- De qué te ríes, Whalen?
- Whalen, Effkin ve Stewart.
- Whalen, Effkin y Stewart.
Evime gelen herkesi, Robbie, Whalen, Caldicott...
Cualquiera que esté en mi casa, Robbie, Whalen, Caldicott...
Bana, Profesör Whalen'e uyuşturucuları senin getirmediğini söyle.
Dime que no estas vendiendo drogas al Profesor Whalen.
- Şef Whalen'ın, Astsubay Dobbs'ın suçlu olduğundan şüphesi yok. - Doğru.
El jefe Whalen no duda de la culpabilidad de Dobbs.
Şef Whalen soruşturmayı uzun zaman önce tamamladı.
El jefe Whalen concluyó la investigación hace mucho tiempo.
Şef Whalen, sizinle uğraşmak zorunda olmadığımızı söyledi.
Whalen dijo que no habláramos con ustedes.
Şef Whalen hep Nora'nın ormana gömüldüğünü düşündüğünü söylemişti.
Whalen siempre pensó que la enterraron en el bosque.
Bu davada olanlara yakından bakmak zorunda kalacağız. O gece Deanna Whalen, mütecavizi tarafından kendi isteğiyle evine kadar eşlik edilmiştir.
En este caso tendremos que observar detenidamente qué ocurrió la noche en que Deanna Whalen, por voluntad propia acompaño al defendido a su casa
Evet halen suçun işlendiğini iddia ediyor.
Y aun así, la señorita Whalen mantiene que se cometió un delito.
Bayan Halen polisi aramaya karar vermenin üç dün sürdüğünü dahi kabul ediyor.
La señorita Whalen reconoce que tardó tres días antes de decidir llamar a la policía
Görüşlerimi Bayan Whalen'a bir saldırı olarak yorumlayacak. Ama değil. Açıklaması gereken gerçek, müvekkilimin anlaşmalı bir sekse iştirakçi olmaktan daha fazla bir suçu olmadığıdır.
Pintarán mis argumentos como un ataque a la señorita Whalen, pero no lo es a decir verdad, mi cliente es culpable tan solo de participar en una relación de sexo consensuado, y la ironía es que su acusadora es culpable de lo mismo.
Önemli biriydi aslında. Ortaklardan birinin oğluydu. Bir partide tanıştığı kıza ilaç verip tecavüz etmekten suçlandığında 22 yaşındaydı.
Uno bastante importante de hecho era hijo de uno de los socios tenía 22 años cuando le acusaron de drogar y violar a una joven que conoció en una fiesta se llamaba Deanna Whalen el padre de Gerwin me pidió personalmente
Kendinde olmayan kızlarla birlikte olurken ki videolardı. Deanna Whalen dahil.
Eran videos que William había grabado de sí mismo teniendo sexo con una chica inconsciente y claramente drogada, incluyendo Deanna Whalen.
JOHN WHALEN : Hayalimizde ki vahşi batı Hollywood sinemasından anlatılanlarla sınırlıdır.
El Oeste Salvaje como lo conocemos tendió a venir de las películas de Hollywood.
WHALEN : 19 yüzyılda insanlar astronomi ile çok fazla ilgilendiler.
En el siglo XIX, la gente estaba muy interesada en la astronomía.
Whalen : 1865 yılında, Missouri Democrat adında biri geceleri gökyüzünde dolaşan bir ışık gördüğünü bildirdi
En 1865, el Missouri Democrat informó que un trampero vio una luz viajando a través del cielo en la noche.
WHALEN : 1985 Yılında Tombstone Kitabesinde Yazan Hİkayeye göre Arizona Çölünde bulunan çiftliğin
De acuerdo a la historia en el Epitafio de Tombstone en 1890 dos rancheros estaban fuera en el desierto de Arizona cuándo vieron algún tipo de monstruos con grandes alas.
WHALEN : Hikayeye göre bir toprak sahibi bu yaratığı arayıp bulmaya karar verdi onu yakalayıp sirke satmayı düşünüyordu sonunda Onu buldu ve bir kaç atış yaptı
Eventualmente, a uno de los terratenientes se le metió en cabeza que iba a cazar a esta criatura y la vendería al circo, de acuerdo a la historia, este ranchero fue capaz en realidad de dispararle unos cuantos tiros a esta criatura, la cual pareció
Bu Miranda Spedding ve Shaun Whalen, Colin Gibson'ın arkadaşları.
Estos son Miranda Spedding y Shaun Walen, amigos de Colin Gibson.
Whalen'ı tutukladım ama bir saniye içinde kaçtı.
Arresté a Whalen y cuando menos pensé, en un segundo, se escapa.
Mickey Cohen Jack Whalen'ı öldürmekten tutuklusun.
Mickey Cohen. Está arrestado por el homicidio de Jack Whalen.
Alcatraz'a kapatıldığında Jack Whalen'ın arkadaşları, onu kurşun bir boruyla ağırladılar.
Cuando lo enviaron a Alcatraz los amigos de Jack Whalen lo recibieron con un tubo.
Raoul Whalen hakkında bulabildiğim en eski bilgi 2002 yıIına ait.
La información más reciente que puedo obtener de Raoul Whalen es de 2002.
Çiftliğin sahibinin adı Frank Whalen.
El nombre del dueño de la granja es Frank Whalen.
Görünen o ki, Chitauri istilasından sonra, içinde Cross ve Whalen'in de olduğu bir düzine gönüllü bulunan bir itfaiye aracını New York'a göndermişler.
Resulta que enviaron un camión a Nueva York con una docena de voluntarios después de la invasión Chitauri, incluyendo a Cross y Whalen.
Chitauri istilasından sonra Bay Cross ve Bay Whalen ile birlikte New York'ta mıydınız?
¿ Estuvo en Nueva York con el Sr. Cross y el Sr. Whalen, después de la invasión chitauri?
Şu anda Amy Whalen adı altında bir müşteri kaydımız bulunmuyor.
No tenemos a ningún huésped registrado con el nombre de Amy Whelan en estos momentos.
Geldiğimde, Whalen ve Cutler çıkıyordu.
Whalen y Cutler salieron cuando llegué.
Beni mi görmek istediniz, Bayan Wayland?
¿ Quería verme, señorita Whalen? Sí.
Shana, o raporlarda neyi bulmayı ümit ediyordu bilmiyorum ama dosyada Shana'nın erkek arkadaşı Jeff Whalen'ın öldüğü partideki görgü tanıklarının ifadelerinin alındığı yazıyor.
Bueno, no sé lo que buscaba Shana... en ese informe, pero hace referencia a las declaraciones de los testigos... que se tomaron en la fiesta... en la que murió el novio de Shana, Jeff Whalen.
Jeff Whalen'ın gerçekte nasıl öldüğü gibi bir şey.
Algo sobre cómo murió realmente Jeff Whalen.
Erkek arkadaşı Jeff Whalen'ın o gece Radnor Üniversitesi'nde gerçekte nasıl öldüğünü öğrenmek istiyordu.
Quería saber cómo murió realmente Jeff Whalen aquella noche en la Universidad de Radnor.
- Çünkü gerçeği biliyordu. Parti de yaşananları, Jeff Whalen'ın nasıl öldürüldüğünü.
- Porque sabía la verdad sobre lo que ocurrió aquella noche en la fiesta, sobre el asesinato de Jeff Whalen.
Whale Earnhardt Jr. Eddie Van Whalen.
O a la ballena que va llena...
- Evet.
¿ Whalen?
Adı Jeff Whalen'mış.
Se llamaba Jeff Whalen.