Wickes translate Spanish
66 parallel translation
Grup dağıldığında olan Les Wickes'a olmuştu.
Les Wickes fue el que más se cabreó por la separación.
Wickes, Barking.
Wickes, Barking.
Wickes Çelik Gemi Yapımı şirketinin CEO'su ve başkanı olarak bu muhteşem makinaların yapımında ailemizin de yer almasından dolayı gururluyum.
Como Presidente y Director Ejecutivo de Wickes Steel Shipbuilding, estoy orgulloso del trabajo que mi familia ha desarrollado construyendo estas estupendas máquinas.
- Henüz bir gelişme yok Bay Wickes.
Aún no sabemos nada, señor Wickes.
Hedef, Wickes Çelik Gemi Yapımı Şirketi'nden Phillip J. Wickes.
Nuestro objetivo es Phillip J. Wickes de Wickes Steel Shipbuilding.
Phillip Wickes'le arkadaş olduğumu bilmenizi istiyorum.
Quiero que sepan que Phillip Wickes es un amigo personal.
Bilgisayar ofisi, AUTEC'in güvenlik duvarın geçen bilgisayarın IP sini belirleyemedi. ... ama şantaj mesajının Wickes Çelik'ten geldiği belirlendi.
La división informática no puedo identificar el origen de la brecha en el firewall del CEPSA, pero nos contaron que el mensaje de chantaje fue enviado por correo electrónico desde...
Geçen ay donanma, Wickes'le iş yapmayı bıraktıklarını açıkladı.
Wickes Steel. El mes pasado, la Marina anunció que había roto toda relación con Wickes.
- Yani şantaj yapan Phillip Wickes mı?
Entonces, ¿ el chantajista es Phillip Wickes?
Çocukluk arkadaşını vurulurken görmek Wickes'i savunmasız bir hale getirdi.
Ver cómo han disparado a su amigo de infancia, hará que Wickes esté más vulnerable.
Ona vurulmanın, Wickes Çelik ve AUTEC'le ilgili olduğunu söylemeyi planlıyoruz.
La idea es decirle que hemos relacionado el tiroteo con Wickes Steel y con el CEPSA.
Wickes şantajın parçası ise, adamlarının tetiği neden çektiğini bilmek isteyecektir.
Si Wickes forma parte del chantaje, entonces querrá saber por qué su gente ha apretado el gatillo.
- Ya Wickes olayın içinde değilse?
¿ Qué pasa si Wickes no está involucrado?
Oraya gitmene ve açık bir şekilde Wickles ile bağlantısını kurmana ihtiyacım var.
Necesito que salgas ahí fuera, y que de hombre a hombre, establezcas un vínculo con Wickes.
Wickes'in vücut dilini öğrenmeliyim. Daha da önemlisi, AUTEC kelimesini duyunca verdiği fiziksel tepkiyi görmeliyim.
Necesito estudiar el lenguaje de Wickes, su expresión corporal, y lo más importante su respuesta límbica y física la primera vez que oiga la palabra CEPSA.
Uzun zamandır bu işteyiz Bay Wickes.
Llevamos repasando todo esto un buen rato, señor Wickes.
Wickes Çelik zor zamanlar geçiriyor olabilir.
Wickes Steel está pasando... por una etapa muy complicada.
- AUTEC'in ne olduğunu biliyor musunuz Bay Wickes?
¿ Sabe lo que es el CEPSA, señor Wickes? Sí.
Wickes, 70'lerin sonlarında AUTEC için çalıştı.
Wickes construyó algo para el CEPSA en los setenta.
- Wickes'i izlemem gerektiğini söylemiştim.
Te dije que necesitaba estudiar a Wickes.
Wickes ortağının adını verip, bu işten kurtulmaya çalışıyor olamaz mı?
¿ Crees que Wickles estaba tan alterado como para entregarnos así a un compañero?
Üçüncü nesil çelik işçisi.
La tercera generación de metalúrgicos, contratado por Wickes Steel cuando era un niño.
Binlerce şirket hissesini kaybetmiş, emekliliğe zorlanmış. Eğer Wickes Çelik batarsa emekli maaşını da kaybedecek.
Perdió miles de dólares con las acciones de la empresa y le han despedido hace poco, y si Wickes Steel cae, él perderá su pensión.
Wickes'in, AUTEC işini başaracak biri olmadığını söyleyebilirim.
Puedo deciros que Wickes tampoco tenía los conocimientos para hacer esto del CEPSA. Creo que estamos buscando a un equipo.
- Demek ki bir ekip arıyoruz. - Wicke'le görüşmenizden bir şey çıktı mı?
Entonces, ¿ ha determinado basándose en la entrevista que Wickes está implicado?
- Wickes'le Ridgeway bağlantı kurdu mu?
¿ Algún contacto entre Wickes y Ridgeway?
- Wickes'e oyun oynamadan önce.
Antes de que nosotros empezáramos a jugar con Wickes.
Ryan geçen hafta boyunca Wickes'i izliyordu.
Ryan estuvo vigilando a Ridgeway la semana pasada.
Suikastte AUTEC bağlantısından bahsettikten sonra Wickes üç kişiyle bağlantı kurdu.
Wickes ha contactado con tres personas desde que le hablamos de la conexión de CEPSA con el disparo al Secretario Naval.
Hepsi Wickes Çelik yönetim kurulunda.
Todos ellos forman parte de la junta directiva de Wickes Steel.
- Wickes'in gizlenmesinin bir nedeni var.
Wickes está oculto por algún motivo.
- Phillip Wickes'le bir bağlantısı var mı?
¿ Podemos vincularla con Phillip Wickes?
- Baylor'ın Wickes Steel'la bir bağı var gibi görünmüyor.
No hemos podido vincular a Baylor con nadie de Wickes Steel.
Wickes onlarla konuşan ve belgeleri bilen tek kişi.
Wickes sigue hablando con ellos y solo sobre documentación.
Nazikçe sorarsak, Wickes bu soruların cevabını verebilir.
Wickes podría contárnoslo si le preguntamos con buenas maneras.
Wickes'le aramızda özel bir bağ oluşturmak istiyoruz.
Wickes y yo vamos a caernos muy bien.
- Wickes'den ödünç aldık. Gibbs durumunuz hakkında bilgi verdikten sonra hemen bu resme baktı.
Le echó un buen vistazo justo después de que Gibbs diera noticias sobre su estado.
Avlanmaya gitmiştik. Wickes'in olayda parmağı olduğunu mu söylemeye çalışıyorsunuz?
¿ Pretenden decirme que Wickes tuvo algo que ver?
Wickes tetiği çekmedi ama birini tutup tüfeği ona vermiş olabilir.
Wickes no apretó el gatillo, pero el rifle podría ser suyo y también el encargo.
Wickes'in bu resime bakması bize çok şey söylüyor efendim.
Señor, es más que posible que Wickes mirara esta foto como si fuera una pista.
Wickes'i buraya getirin.
Traed a Wickes aquí. Ya.
İlk görüşmeden beri Wickes'in masum olduğunu düşünüyordun. Ona karşı olan kanıtların azlığına ve Jarvis'in söylediklerine bakarsak haklısın. - Baylor'a odaklanmalıyız.
Pensaste que Wickes era inocente en cuando saliste de esa primera entrevista, y basándote en la falta de pruebas que teníamos contra él y los indicadores en la habitación con Jarvis, tenías razón.
Kendime sürekli Wickes'in fotoğrafa bakmasının bir nedeni olduğunu söylüyorum ama yoktu.
No he dejado de decirme que Wickes miró esta foto por un motivo, pero no lo hizo.
Wickes Çelik'den biriyle ortak çalıştığını da biliyoruz.
También sabemos que usted está confabulada con alguien de dentro de Wickes Steel.
- Wickes aracılığıyla kiralandım ama kiralayanın ismini bilmiyorum.
Muy bien. Vale, alguien me contrató a través de Wickes, pero no tengo ningún nombre.
Yardım edebilir miyim? Wickes, Barking lütfen.
Aló, Wickes, en Barking. por favor.
Küçüklüğünden beri Wickes Çelik için çalışıyor. Kendini işine adamış biri tıpkı sizin gibi.
Un empleado comprometido, una especie de siempre fiel.
Bıraktığımızdan beri Wickes'in sesi soluğu çıkmıyor.
No se sabe nada de Wickes desde que le dejamos irse.
Wickes bir satranç oyuncusu.
Wickes es un jugador de ajedrez.
- Bunu nereden buldunuz?
¿ De dónde han sacado esto? Se lo cogí prestado a Wickes.
- Wickes bir şey söyledi mi?
¿ Wickes ha dicho algo más?