Xerxes translate Spanish
153 parallel translation
İ.Ö. 480'de, Pers Kralı Xerxes muazzam köle imparatorluğunu o zaman bilinen dünyadaki en kuvvetli bağımsız devlet olan Yunan Devletlerini yok etmesi için harekete geçirdi...
En el año 480 a. C., el rey Jerjes de Persia movilizó a su enorme imperio de esclavos para aplastar a un reducido grupo de estados griegos independientes, último bastión de la libertad del mundo tal como se conocía entonces...
- Xerxes'lesin.
- Estás aquí con Jerjes.
Biliyorsun ki Xerxes gibi bir orduya tahta duvarlar karşı koyamaz.
Ningún muro de madera se interpondrá ante un ejército como el de Jerjes.
Xerxes'in beraberinde 100 ulus getirdiğini söylüyor.
Dicen que Jerjes lleva a cien naciones con él.
Kral Xerxes bunu bilmek için çok altın verirdi, değil mi?
El rey Jerjes pagaría mucho oro por esta información, ¿ no crees?
Xerxes'in milyonlarca adamı var.
Jerjes tiene hombres por millones.
Ama Xerxes olmadan bütün o kalabalık dağılır.
Pero sin Jerjes, esa gran horda se desintegrará.
Eğer Xerxes olsaydın şimdi ne yapardın?
¿ Qué harías ahora si fueras Jerjes?
Xerxes bir tahtta oturuyordu, suratında hüzünlü bir ifade vardı ve yanan adamlarının çığlıklarını dinliyordu.
Jerjes, sentado en su trono, miraba afligido cómo ardían sus hombres.
Kral Xerxes piyadelerin önünde gidiyor.
El rey Jerjes va al frente, en su carro.
O yüzden saldırıp Xerxes'i korumalıyız.
Así que atacaremos y mataremos a Jerjes.
Joey?
- ¿ Joey? ¿ Xerxes?
Xerxes?
- Podríamos repetirlos.
Eski Dünya'daki Atlantis, ya da Xerxes 7'deki Neinman gibi.
Como la Atlántida de la Tierra, o Neinman de Xerxes VII.
Onlara Amazon kadınlarının Alfa yerleşiminde değil Xerxes 4'de yaşadığını söyledim.
Sólo que las hembras amazónicas no viven en Alfa Centauri, sino en Xerxes 4.
Xerxes 4 gezegenindeki Amazonlar hakkında bir öykü yazmıştım, senin şu mahvettiğin.
Escribí la historia de las amazonas en Xerxes 4. ¡ La que arruinaste!
Eggplant-Xerxes - Crybaby-Overbite-Narwhal.
"EX CONVICTO" Elefante-Xilofón-Cacahuete-Oso-Narval.
Bunu Xerxes'e ver... Siyah Kurt'tan!
Denle esto a Xerxes, de parte de Lobo Negro.
Şu ana kadar Xerxes'in zindanında takılıyordu.
Tan bien que terminó en el calabozo de Xerxes.
- Burada ne yapıyorsun? - Persix ve Anteocles diğer tarafta yaşıyorlar... şu öldüren zorba, Xerxes sağolsun. Ailen nerede?
¿ Qué estás haciendo aquí?
Ve şimdi de Flora'yı zindanına attı.
Pérsix y Antéocles habitan en el otro lado gracias a ese tirano asesino, Xerxes. Y ahora ha puesto a Flora en el calabozo.
Xerxes'i alt edebileceklerini düşünmesini sağladı. Ve şimdi...
Le hizo creer que podrían contra Xerxes.
Xerxes'in zindanından daha önce hiçkimse kaçamadı... mezara gitmek dışında.
Nadie ha escapado del calabozo de Xerxes antes excepto en un ataúd.
Xerxes'in zindanında.
En el calabozo de Xerxes.
- Eminim Xerxes buna inanıyordur.
Estoy segura de que Xerxes cree eso.
Sadece Xerxes'in muhafızlarından dolayı değil, ama bunların inanılmaz kelepirler olmalarından dolayı!
No sólo por los guardias de Xerxes sino porque estas son gangas increíbles.
Eğer ben Xerxes olsaydım... Siyah Kurt'u almak için - seni buraya yollamaktan - daha iyi bir yol düşünemezdim.
Si yo fuera Xerxes no se me ocurriría una mejor forma para atrapar al Lobo Negro que enviándote aquí.
Xerxes seninle konuşmak istiyor.
Xerxes quiere hablarte.
Zindanıma girer girmez, size karşı çalışmaya başladı, Lord Xerxes.
Una vez en el calabozo, empezó a tramar en contra de ti, Lord Xerxes.
Güneş bu sopaya değene kadar, Xerxes sizin Siyah Kurt'dan vazgeçmenizi emrediyor.
Xerxes ordena que entreguen al Lobo Negro para cuando el sol ilumine esta vara.
Herkes Xerxes'i selamlasın, ülkenin Lord İmparatorunu.
Todos saluden a Xerxes, el señor Emperador de esta tierra.
X erxes.
- Xerxes. - ¿ Qué?
X erxes.
Xerxes.
Hiç X erxes, diye birşey duymadım.
Yo jamás había oído de Xerxes.
Xerxes! Ötekilere haber verin. Bir felaket oldu!
Alerta a los demás, ¡ ha habido una gran tragedia!
Xerxes gözünü diktiği her şeyi fethediyor ve hâkimiyetine alıyor.
Xerxes conquista y controla todo aquello donde posa sus ojos.
Tanrı-Kral Xerxes'e tek gereken ise şu :
Todo lo que el Dios-rey Xerxes pide es :
Xerxes'in o kadar çok kaybı olacak, adamları öyle hüsrana uğrayacak ki seferinden vazgeçmekten başka bir seçeneği kalmayacak.
sus hombres estarán tan desmoralizados que no tendrá otra opcion mas que abandonar su campaña.
Ama Xerxes'e karşı sadece bu bir avuç askeri mi getirdin?
Pero traen solo este puñado de soldados contra Xerxes?
Xerxes'in ordu mevcudunun hiçbir önem taşımadığı o dar koridora doğru yürüdük.
Marchamos dentro del corredor estrecho donde los números de Xerxes no le servirán de mucho.
Xerxes'in canavar ordusunun sadece bir bölümünü gördük.
Vimos solo una fracción del monstruo que es el ejército de Xerxes.
Hadi git de, Xerxes'ine söyle, karşısında özgür adamlar var köleler değil. Artık sana ait değil.
Ya no es tuyo.
Sen Xerxes olmalısın.
Debe ser Xerxes.
Bir sürü kölen var, Xerxes ama çok az savaşçın var.
Xerxes pero pocos guerreros.
Kral Xerxes'in kişisel korumaları.
La guardia personal del mismo rey Xerxes.
Xerxes yemi yutmuştu.
Xerxes se tragó la carnada.
Xerxes gelecek sefer kimi göndermeye cesaret edebilir?
A quién osará enviar Xerxes ahora? A quién?
Hayır, Xerxes, sen haklısın.
No, Xerxes, tienes razón.
Consuelo!
¡ Xerxes!
Sparta'nın, Xerxes'in arzusuna olan itaatinin bir göstergesi olarak, sadece bir parça toprak ve su sunması.
Una simple ofrenda de tierra y agua...
Git şimdi.
Corre y dile a tu Xerxes que se enfrenta a hombres libres no a esclavos. Ahora ve.