Yada translate Spanish
11,363 parallel translation
Değil mi? Düşünüyorumda müşterilerin para verebileceği bir servis yada ürün pazarlayalım.
Estoy pensando en que servicio o que producto ofreceremos y que los clientes pagarán.
Ya kafayı yiyorum, yada bir kadına dönüştüm
¡ O me he vuelto loco, o me he convertido en una mujer!
Tek yaptığım, hapı yutmaktı Lab daki kadın dozajı yada yan etkileriyle ilgili bir şey söylemedi
Todo lo que hice fue tomarme esta píldora, pero la mujer del laboratorio no dijo nada acerca de la dosis recomendada o de los posibles efectos secundarios.
Yada araba ile gezmeye devam edebiliriz.
O podríamos seguir conduciendo.
Çetesi x adında bir ot satıyor. Yada keşler bu günlerde ne diyorsa.
Mira, su grupo vende hierba, x... o como se llame esa porquería en estos días.
Yada eskiden çalışan.
O lo hacía. De acuerdo, arréglalo.
Moral konuşması istiyorsan, ya Bay Shue'yu aramalısın yada Not Defterini kiralamalısın.
Si quieres una charla motivadora, llama al Sr. Shue o alquila El diario de Noa.
Eğer bunu yapacaksam benim dizim olacak yada hiç olmayacak.
Si voy a hacer esto va a ser mi show, o si no nada.
Birine göz kulak olması için kalbini veriyorsun ve ve kendine bunun güvenli olduğunu söylüyorsun ama ama kalbini yere bir taş gibi atacakları günün bugün mü yada yarın mı olduğunu bilemezsin.
Tú le das a alguien tu corazón para que lo cuide, y te dices a ti mismo que estás a salvo, pero... nunca sabes si hoy o mañana será el día en el que lo lancen como una roca.
Ya birlikte uçarız yada hiç uçmayız.
O volamos juntos, o no volamos.
Şunu bil ki kiminle beraber olursam yada ne yapıyor olursam olayım seninle yapmayı tercih ederim.
Solo piensa que... con quien quiera que esté o lo que sea que esté haciendo, preferiría estar haciéndolo contigo.
* Yada sulu bir şeftaliden *
"O una suculenta pera, si con cada jugosa mordida"
Yada sahnede iç.
O bébelo en el escenario.
Benim tekilimi geri çevirirsen pişman olursun elindekileri kaybedersen eve yada bakkala giderken bisiklet kullanmak zorunda kalabilirsin.
Sé que te arrepentirás al no aceptar mi ayuda... cuando estás volviendo a casa con tus alimentos... colgando del manubrio de tu bicicleta.
Casus yada değil, kapıda duran cahillerle hırsız - polis oynama fikrini sevmedim.
Espía o no, no me agrada la idea de que un bruto en la entrada... haga de juez y verdugo.
Kim olduğumu, nerede olduğumu yada kocanı ne kadar tanıdığımı sana söylemem yasak.
Se me prohíbe decir quién soy, dónde estoy, o hasta qué punto conocía a su marido.
- Yada- - - Tanık yer değişimi.
- Reubicación de testigos.
Ve seçtikleri o çuvalda Hiçbirşey yada bir kilo altın olabilir!
Podía no haber nada o podía haber un kilo de oro.
Yada kuzeyde biraz siyaset yapardı.
O estaba en el norte, o haciendo propaganda política.
Önceden gördüğün Papuo Yeni Gine gibi yada buraya, Uzak bir adaya Doğu Sibirya Denizinin uzaklarına.
O aquí, a una isla remota al norte del Mar de Siberia Oriental.
60'lı yıllardı. Paris, Berlin yada Chicago'da ki diğer öğrenciler gibi ikiside sol kanat hareketine katıldı.
Eran los años 60, ambos participaban en movimientos de izquierdas, como otros estudiantes en París, Berlín o Chicago.
Çok soğuk bir çimento odasında, birkaç gün uyumama izin verdiler. Kalmak için isteksiz yada istekli olduğumu görmek için.
Me dejaron dormir algunos días en una habitación de cemento, muy fría, para ver si resistía, si quería quedarme de verdad.
Küçük kardeşim benim gibi okula gidemeyecek yada okuyup yazamayacaktı.
Mi hermano pequeño nunca iba a poder ir al colegio, ni leer y escribir como yo.
İshal nedeniyle günde 12 litreye kadar su kaybedebiliriz ve 2 yada 3 güne ölebiliriz.
Podemos perder hasta 12 litros de líquido al día debido a la diarrea y morir en dos o tres días.
Erkek Libya'ya çalışmaya gider yada ailesine yiyecek getirme sözüyle Fildişi Sahilleri'ne iş için göç ederdi.
Los hombres se marcharon a Libia a trabajar, o emigraron a Costa de Marfil en busca de trabajo con la promesa de volver y traer comida para la familia.
Dönüşümü 2 yada 3 kez ertelettirdim,
Retrasé mi marcha por lo menos dos o tres veces.
Genç erkekler tutuklandı yada öldürüldü.
A los hombres jóvenes los habían retenido o asesinado.
Günde en az 12 bin yada 15 bin ölüm oluyordu.
Había, al menos, 12.000 o 15.000 muertos al día.
Küçük bir çevreye sığan her bir ineğin ayağı, 200 yada 250 kilo basar.
Cada pata de vaca que se posa sobre un pequeño perímetro, son 200 o 250 kilos de golpe.
Tabikii, ilk fikir ormanların yok edilmesi yada okyanus kirliliğini duyurma fikriydi. Ama umursamadı.
Por supuesto, la primera idea que surgió fue la de denunciar la destrucción de los bosques, o la contaminación de los océanos, daba igual.
Bende kaplumbağa, ağaç yada bir taş gibi çok doğaldım.
Que soy tan naturaleza como una tortuga, como un árbol, como una piedra.
Kadınların 3,4 yada 5 kocası olduğunu gördüğüm tek yer.
El único sitio que he visto en mi vida donde las mujeres tienen 3, 4 o 5 maridos y los maridos otras tantas mujeres.
- Yada uçan fillerden sonra ona Dumbo deriz.
O lo podríamos llamar Dumbo, por el elefante que vuela.
Frank Winter'ın kiminle savaştığını bilmiyorum. Ekseni yada kendisi.
No sé con quién va Frank Winter en esta guerra, con el Eje o con él mismo.
Yada sen!
O contigo.
Tüm personellerin, ana kapı kontrol noktasından geçip ayrılırken yada Los Alamos'a giderken kimlik belirlemesi için durması gerek.
Todo el personal debe detenerse en la barrera... para mostrar sus pases tanto para salir... como para entrar en Los Álamos.
Şimdi ne hissediyorsun, kaçma arzusu mu yada yerde kendine güvenli bir çukur mu açmak istiyorsun? Cephede her saniye hissettiğin bu.
Lo que estás sintiendo ahora, esa necesidad de correr... o de cavar un hoyo en el suelo para salvarte, así es cada segundo en el frente.
Hepsini değil sadece en üst derece sıralıları yada onun gibi bir şey.
No a todos ellos,... sólo esta docena de arriba poco más o menos.
Daha önce de partnerlerim olmuştu, terkettiler yada gittiler.
Oye, he tenido socios antes,... y se han ido o se han ido.
Birbirimizi tanıdığımız şu bir kaç günde, Seni hiç araç gereç, büyü eşyası yada sanat eseri kullanırken görmedim. Sadece beynini kullandın.
En los pocos días que nos hemos conocido,... no lo he visto utilizar ninguna de las herramientas o equipo mágico o los artefactos...
Sizi bu hayatta daha fazla tutmanın adil yada güvenli olduğunu düşünmüyorum
No creo que sea justo o seguro involucrarlos en esta vida.
Ya bi işe yara yada burayı terket.
Así que... sea útil o desaparezca.
Şimdi kullanmayacak, Peter'in vaadlerini yada bizim reklamlara para harcamamızı bekleyecek.
Él no lo usará ahora, esperará a que Peter esté demasiado comprometido, o a que nosotros empecemos a gastar dinero en comerciales.
Ya kaç... yada şavaş. O... savaşmayı seçiyor.
Ya solo le queda luchar o huir... y elige... luchar.
Ancak askere yazildigi andan itibaren, artik secim hakki kalmamistir Nezaman yemek yiyecegini, uyuyacagini, sevisecegini yada savasacagini.
Pero cuando se firma el contrato, le dejará elegir cuando quiere comer, dormir, follar o luchar.
Hersey patladi yada kullanilamaz halde
Todo es disparado o explotado.
Kimilda yada öl denizci
Mover o morir, infantes de marina!
Sen yada O'ydu
Es él o es usted.
Yürü yada öl denizci.
Mover o morir, los infantes de marina.
Chris, kimilda yada öl
Chris, moverse o morir.
Olmak zorunda yada ateşledikten sonra ayrı kalmaları gerek.
Deben serlo o estallarían al dispararlos.