Yanar translate Spanish
1,036 parallel translation
Birinin tüm yapması gereken bana yan bakması, anında evi yanar.
Con que un hombre me mire de refilón, incendio su casa.
Bırak kalsın, belki bütün bina yanar.
Déjalo, a lo mejor se quema todo el conjunto.
Yan dersin yanmaz,.. - yanma dersin yanar.
Cuando no se necesitan se enciende, pero cuando se necesitan no se enciende.
Boynun yanar.
La sentirás caliente en el cuello.
Bu fünye 10 saniye yanar.
La mecha arde en 10 segundos.
Yakında dışarıda ışıklar yanar. Çukuru gece kazamayız.
Pronto apagarán las luces, y no podemos cavar si es de noche.
Yoksa daha çok can yanar.
Si no, sufrirá más gente.
Bir iki tane kundakçı ile bu eski binalar kağıt gibi yanar.
Un par de bombas incendiarias, y estos edificios arden como celofán.
"Senin adımlarını ve yürümeni tanır." "Her gece yanar, ama ben çoktan unutuldum."
"Él ilumina cada noche, pero yo fui olvidado hace mucho tiempo".
Biri yolumuza çıkarsa, o birinin canı yanar
Quien se cruza en nuestro camino acaba mal parado.
Canınız yanar ama.
Dolerá.
Ateş dışarı çıkamaz. İçin için yanar ve dumanı odayı doldurur sonunda da kiler camından dışarı sızar.
Arde sin llama y llena de humo la habitación y toda la casa, y finalmente se cuela por una ventana.
Ruhlar cehennemde yanar. Nefret ve kıskançlık cehenneminde.
Las almas arden en el infierno, el infierno del odio, de los celos.
çiftçinin dünyasının yavaş ölümü hala kıtaları insanlarla dolduruyor binlerce bataklıklarda köpek balıklarla dolu kıyılarda ve yanar dağların tarafından yakmış adalarında
La lenta muerte del mundo campesino que sobrevive poblando los continentes en miles de pantanos en largas costas infestadas de tiburones y en islas carbonizadas por los volcanes
Yapmazsak tarlalarımız yanar. Yazık değil mi tarlalarımıza?
Si no lo hacemos, nuestra tierra se secará.
Bu gece lambanı yanar vaziyette tutarsan iyi olur.
Por si acaso, deja la lámpara encendida esta noche.
Ateşi karıştır, daha iyi yanar.
Mueve un poco el fuego. Prende mejor.
Ruhu merakla yanar, o büyüleyici meraktır bastırılmış görünümünün altında duran.
Tiene la gran característica de comportarse... con una gran suavidad.
Bu, müzenin zeminine bir düşerse yanarız.
Si se cae en el museo, seremos hombres muertos.
Kim ki günaha göz yumarsa, günahkarın suç ortağı olur ve sonsuzluğa dek cehennemde yanar.
Que penen aquellos que uno tiene que tolerar porque los hace cómplices. Ellos se quemaran con los pecadores en el fuego eterno.
- Ama siste hafif yanar.
- Avanzará despacio en esta mugre.
Utanç ateşinde yanarım.
Me moriré de vergüenza.
Doğru cevap vermezsen ruhun alevlerde yanar, cevabın nedir? "
"No olvides que tu alma está en peligro, ¿ qué respondes?"
Bu füzyon 10 saniye yanar.
La mecha arde en 10 segundos.
Sonsuza dek yanar.
Arde eternamente.
Onu yakalarlarsa, yanarız.
Si le atrapan, se acabó.
Vietnam yanar, ben bağırırım bar bar Mao, Mao!
El Vietnam arde y yo grito Mao Mao.
Önce biraz canın yanar... sonra biraz zevk alırsın. Korktun mu?
¿ Tiene miedo?
Yalnızca bir dakika canın yanar.
Sólo dolerá durante un minuto.
Cobb, tüm kasaba cayır cayır yanar.
Cobb, todo este pueblo arderá como una pastizal en llamas.
Bu kadar yanar dönersem, neden uzaklaşmıyorsun benden. Orada dikilip durma.
- Si tan mala soy, ¿ por qué no te vas?
- Kağıt yanar gider.
- El papel puede quemarse.
Çok kolay canım yanar. Elimde değil.
Me hago daño fácilmente.
Kutsalların en büyüğü, şefler ve şef oğulları sözleri söyleyebilir. Ama Kötü'nün dili elbette yanar.
El más grande de los santos, jefes e hijos de jefes hablarán, pero la lengua del maligno arderá.
Doğrudur, yanlıştır. Adamın yüreği yanar.
Adecuado o no, su corazón arde.
Umarım cehennemde yanar!
¡ Y que arda en el infierno!
Çarparsak, yanarız.
Si chocamos, arderemos.
Bu hakka saygılı ol yoksa kavga devam eder ve gemin yanar.
Soy su prisionero. Cumpla con ese derecho o la lucha continuará, y su nave desaparecerá.
- Tabi ki yanar.
- Pues claro.
Maymunun kıçı bile yanar.
Hace tanto calor como para cocer el culo de una mona.
"Majesteleri, maymunun kıçı bile yanar." dedi. O da hafifçe gülümsedi.
Aquí hace tanto calor como para cocer el culo de una mona, majestad.
Yanlış bir şey yaparsan Chie'nin canı yanar.
Si no te comportas Chie sufrirá las consecuencias.
Ben de çağırmak istemiyorum çünkü 36 saate kalmaz onun yatırım parası hesabıma geçecek. Bu olay bir duyulursa ben yanarım.
No quiero siquiera llamarlos, porque en 36 horas, su dinero de inversión llega a mi cuenta bancaria.
Bu şeyler ancak 10dakika yanar.
Esto sólo arderá por diez minutos.
-... şimdi bunun aynısından benim evimde de var,... her gün 8 - 10 saat dışarda yanar.
Si su casa es como mi casa la bombilla está encendida entre 8 y 10 horas por día.
İlk yudumda boğazın yanar, ama ikinci yudumdan sonra kanın damarlarından fışkıracak gibi olur.
Total, después de la primera taza ya estás ciego y tras la segunda, te alegras de estar ciego.
Çok zekice bir mekanizma ile patlayıcı iz bırakmadan yanar gider...
Algo sumamente inteligente para que no descubrieran el explosivo. Podría quemarse con la gasolina.
"Her gece fener yanar."
"Conoce tus pasos, y el camino que recorres"
Birilerinin canı yanar.
Alguien va a salir herido.
Ama aynı sıcaklıkta yanar...
'Un fuego dentro no dar llamas ni humo pero arder y dar calor'.
Eşyalar yanar.
Los incendios ocurren, coronel.