Yapalım translate Spanish
22,113 parallel translation
Bir şeyler ayarlamaya çalışalım. Bir anlaşma yapalım.
un arreglo, correcto o un acuerdo..
KarşıIıklı yapalım mı?
Por lo tanto, ¿ debemos intercambiar?
Bilgi diyorum, karşıIıklı bilgi alışverişi yapalım mı?
Información. ¿ Debemos intercambiar nuestra información?
Ne yapalım?
Después nada ". ( GRABACIÓN ) "¿ Qué hacemos?".
Olur, yapalım.
Sí, hagamos eso.
Her neyse tekrar yapalım.
Bien, en fin... Hagamos esto de nuevo.
Gizlice bir sürpriz saldırı yapalım.
Que el sigilo y la sorpresa sean nuestras armas.
- Biraz cin büyüsü yapalım mı?
- ¿ Deberíamos probar la ginebra mágica?
- Tamam, hadi yapalım.
- Sí, de acuerdo. Vamos a hacerlo.
Duymak istemiyorsanız, bırakın da işimizi yapalım.
Si no desea oírlo, le sugiero que nos deje hacer nuestro trabajo.
- Şerefe yapalım mı?
- ¿ Un brindis?
Röportaj yapalım.
Deja que te entreviste.
Ve iyi olup olmadığımı sormak yerine röportaj yapalım diyorsun.
Y en lugar de preguntar si estoy bien, preguntas si me puedes entrevistar.
Pekala, haydi bunu yapalım.
Muy bien, hagamos esto.
Yapalım gitsin.
Vamos a hacerlo.
Yapalım.
Hagámoslo.
Aslında şöyle yapalım, dört tane alalım.
Digo, que sean cuatro.
Şöyle yapalım, bizim için müzik açayım.
Te digo que, voy a poner un poco de música para nosotros.
Ben birlikte çalışıp daha iyi bir yer yapalım diyorum.
Yo digo que trabajar juntos para que sea aún mayor.
Direk plan yapalım. Birlikte Julio's Cantina'ya gidelim.
Plan improvisado... tú, yo, Cantina de Julio.
Hadi yapalım şunu.
De acuerdo.
Hadi yapalım.
Hagamos esto.
Pekala, yapalım şunu artık.
Muy bien, ahora hagamos esto.
Öyle yapalım.
Vamos a hacer eso.
Konuşmaya başlamadan önce kendi aramızda oylama yapalım.
Antes de comenzar con los argumentos Hagamos un voto informal Sí
İlk önce bunu yapalım ama, olur mu?
Pero terminemos con esto primero, ¿ vale?
- Hadi röportajı soyunma odasında yapalım.
Vamos a hacer la entrevista en el vestuario.
- Bunu neden yapalım ki?
¿ Por qué diablos haríamos eso?
O zaman hazır olman için bir duruşma yapalım.
A continuacion, vamos a hacer una prueba para ayudarle a prepararse.
- Bence yapalım.
- Yo digo que vayamos.
Bugün, hemen şimdi yapalım.
Para hacerlo ahora, hoy...
Sadece gözden uzak kalmak Senin için çağrı kadar ve bana tüm konuşma yapalım.
Solo quédate fuera de la vista hasta que te llame y deja que yo me encargue de las palabras.
Ama mutlaka ödemesini yapalım. Borçlu kalmayalım.
Sólo asegúrate que él nos deje pagarle por esto.
- Oturun arkadaşlar. Kahvaltı yapalım. - Gerek yok.
Siéntense chicos, les haré el desayuno.
İşin doğrusunu yapalım.
Así que hagamos lo correcto.
Kendimle ilgili gözlemler yapmamı istiyorsanız öyle yapalım.
Si queréis un poco de introspección, me pondré introspectivo.
Beyazlarla ilgili ırkçı bir espri yapalım ki rahatsız olmayın.
Contemos un chiste racial sobre blancos para que dejen de estarlo.
Ne seçim yaparsak yapalım, kendimizi burada, cezaevindeki bu yatakta yan yana otururken bulurduk.
No importa lo que hayamos hecho, igual habríamos acabado aquí, en esta puta cama, sentadas una junto a la otra en prisión.
Diğerlerini ne yapalım?
¿ Qué haremos con el resto?
- Öyle yapalım, olur mu?
- Hagámoslo, ¿ sí?
Hazretleri, izin verin ufak bir bağış yapalım... - Defol!
Su Eminencia, aceptad una humilde donación...
Elimizden gelenin en iyisi yapalım.
Así que, hagamos nuestro mejor juego.
Yapalım hadi.
Hagámoslo.
Yapalım şu işi.
Hagámoslo.
Ne yapalım biliyor musunuz?
¿ Saben qué?
Oldukça yoğun bir programımız var. Görev bölümü yapalım.
El tiempo apremia así que nos separaremos.
Her yeri yakın. - Onları ne yapalım?
Quémala hasta los cimientos.
Yapalım şu işi.
Terminemos con esto.
Peki Zoey, yeni şarkının provasını yapalım.
Zoey, ensayemos la nueva canción.
Yapalım o zaman.
Vamonos.
Pekâlâ, yapalım.
Ok, aquí vamos.