English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yastık

Yastık translate Spanish

1,843 parallel translation
Eugene'in ağabeyi hala yastık kaplı bir hücrede oturuyor. ... kendi dışkısını yemekten başka bir şey yapmıyor. Ve o ilk seks yaptığı anın pişmanlığıyla yaşıyor.
Hoy, el hermano de Eugene está en una celda acolchada y no hace más que comerse sus heces y arrepentirse de la única vez que tuvo sexo.
Sert yastık seviyorum.
Me gusta la almohada dura.
- Başka yumuşak yastıklık olmayacak mı?
- ¿ No mas ablandamiento de almohadas?
Heryerde yastık tüyü vardı.
Plumas por todos lados.
Bir yastık al.
Consiga una almohada.
Yastık altı imalatçılarla ilgili şikayetleri alıp, yönlendiririm.
Recibiendo y procesando reclamaciones de un fabricante de colchones.
Uçakta yastık var.
Tienen almohadas en el avión.
Memurların dediğine göre onu bulduklarında yastık yüzündeymiş,
Sí, puedo verlo. Los oficiales que la encontraron dijeron que... hallaron esa almohada en su cara, como si la hubiera asfixiado.
Hiç olmazsa bir hastaya yastık alsam?
¿ Al menos puedo comprarle una almohada a los enfermos?
Bir hasta bir yastık sordu, anlamadım...
Pregunta por los enfermos o pide una almohada, no...
Nihayet içeri döndüğünde elinde o yastık vardı. Bana öyle bir bakış attı ki öyle bir bakışı hiç görmemiştim.
Cuando por fin entró de nuevo tenía la almohada con él y me miró de una forma que jamás había visto antes.
Erkeğinizi rahatça yükseltmek için belinin altına bir yastık koyun ve tahrik olmak için...
Dice que ponga una almohada debajo de su espalda para elevarlo cómodamente y proporcionarle más estimulación a su...
İlaç reçeteleri, büyük bir yastık, yeni bedenime göre destekleyici sütyen, Kate Hudson'ın başrolünde oynadığı dört tane film, anestezi beni kusturacağından hafif ve sulu yiyecekler alındı.
Una gran almohada. Un sostén deportivo con mi nueva talla. 4 DVD's de Kate Hudson.
Yastık gibi mi?
¿ Cómo una almohada?
Aileme kınama mektupları yazardım. Yatak yastıklarının üzerine bırakırdım.
Solía escribirles correo de odio a mis padres y dejárselo en las almohadas por la noche.
Yatakta renkli yastıklar, banyoda çiçekli böcekli havlular ve sonra o kıyafetler, ayakkabılar...
Son las almohadas elegantes en la cama, las toallas con frutas en el baño y luego está la ropa y los zapatos.
Hava yastıkları sayesinde ucuz kurtardık.
No es que no agradezca los airbags, pero, tío...
Evsiz olacağız! Taş Yastık'taki Lucille Ball gibi!
Quedaremos en la calle, como Lucille Ball en La almohada de piedra.
- Pardon. Bir yastık alabilir miyim?
- Lo siento, ¿ me puedes dar una almohada?
Evin kızı liseden mezun olur, altı hava yastıklı jip alınır.
Una hija se gradúa de la secundaria... camioneta, seis bolsas de aire.
Dolapta da birkaç çarşaf ve yastık var.
Y hay sábanas en el clóset, almohadas.
Bu kadar yastık savaşı yeter, çocuklar.
Basta de armar jaleo. ¡ Sí!
Ve sonra birbirlerinin ateşli çekim güçlerinden dolayı şaşkına dönen bira pong kızları çırılçıplak yastık savaşına tutuştular.
Luego, sobrecogidas por el tironeo intergravitacional de sus calenturas mutuas, las chicas del juego iniciaron una lucha libre de almohadas.
Ben hiç çırılçıplak yastık savaşı yapmadım.
Yo nunca estuve en una lucha libre de almohadas.
Ve benim gerçekten o hesaptan para çekmem gerekiyor. Dağınık yastıkların üzerinde bir gece daha yatamam.
Bueno en verdad necesito ese dinero No puedo dormir otra noche entre cojines
- Yastık muhabbetlerini severim.
- Me gusta como te habla
Yüzüne yastık yapıştırsan ancak bu kadar suçlu olurdun.
Es peor que ponerle una almohada sobre el rostro.
Arabaya bindiğimizde, üstüne oturmak için simit yastık istermisin?
¿ Quieres un almohadón con agujero para sentarte en el auto?
Benim yastık versiyonum.
Soy yo como una almohada.
Yastık savaşı!
- Guerra de almohadas!
Peter, kafalarımızı vurmayı engellesin diye bir yastık bile yaptı.
Peter incluso puso un cojín para que no nos golpearamos las cabezas.
Tamam, bana bir saniye izin ver, yastık şuraya...
vale, espera un segundo. Esto lo pones aquí. Vale.
Hayır. Gariban susturucusu yastık kullanmışlar. Evet.
Usaron la almohada como silenciador.
- Kafanda yastık var.
- Tienes un almohadón pegado a la cabeza.
¶ kızım, inanabiliyor musun, ¶ ¶ ev yapımı yastıktan kanatlarla mı uçuyoruz?
# Puedes creer que # # estemos volando con alas hechas a mano?
Belki bu yastık biraz daha rahat etmenizi sağlayacaktır, Bayan Siddal.
Quizás este cojín haga que esté más cómoda, señorita Siddal
Senden güzel yastık kılıfı olur, Don.
A veces te comportas como un niño.
Bana 3 yastık kılıfı lazım, lütfen.
Necesito tres fundas de almohada, por favor.
Sana battaniye ve yastık getireyim.
¿ Te traigo un par de sábanas y una almohada?
Gerçekten mi? Yastık savaşı gibi mi?
Tienes que irte, estamos a punto de comenzar los juegos de bachelorette.
- Yastık falan gibi mi?
- ¿ Como si fuese una almohada?
- Evet, kesinlikle yastık gibi.
- Sí. Exacto, como una almohada.
- Yastık var.
- Una almohada.
Komodindeki kıyafetler, kanepedeki kız yastıkları, bu acayip Vegas dansçısının fotoğrafı.
La ropa del armario, los cojines femeninos del sofá. Esta foto tan rara de una desnudista de Las Vegas.
Eğer Tanrı beni duyuyorsa, o sümsük herifle anoreksik kaltağı bir yastık da can verir.
Si hay un Dios, ese cabrón y su puta anoréxica caerán en caída libre.
Hava yastıkları açık haldeyken kullanabilir miyiz?
¿ Podemos manejar con las bolsas de aire activadas?
Bir battaniye vardı, yastık yoktu.
Con una manta y sin almohada.
Yastık.
Almohada.
Tamam. Yastığının altına açık şekilde bir makas koy.
Está bien, pon unas tijeras debajo de la almohada con las puntas abiertas.
Boyun yastığı. Tanıdık geliyor mu uçak polisi?
Una almohada para el cuello, le parece familiar, policia de cielo?
İkinci el eşya satışlarından, yastık almamamın söylemiştim sana.
Te dije que no...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]