Yatacağım translate Spanish
1,202 parallel translation
Gidip yatacağım, sana da aynı şeyi öneririm..
Te sugiero que hagas lo mismo.
- Üniversiteye gidinceye kadar bekleyin! - O zaman herkesle yatacağım!
Vais a ver cuando esté en la universidad. - ¡ Follaré todo el día!
Siz çıkınca yatacağım.
Lo saco y me voy a dormir.
Ben de Horace Townsend adında bir pislik olacak ve sahtekarlıktan birkaç yıl yatacağım.
Y yo sería un canalla llamado Horace Townsend encarcelado por fraude.
Ama bu akşam erken yatacağımı düşünmüştüm.
Pero quería acostarme temprano hoy.
Erkenden yatacağım.
Voy a acostarme.
Ben şimdi yatacağım sabah konuşuruz artık.
¿ Sabes qué? Creo que voy a consultarlo con la almohada y hablamos de todo esto por la mañana.
Ona göstereceğim. Sizinle tatile geleceğim ve binlerce erkekle yatacağım.
Ya verá. ¡ Iré de vacaciones y me acostaré con mil hombres!
Ben biraz yatacağım.
Voy a echarme un poco.
Ben şöyle biraz yatacağım.
Voy a echarme.
Heyecan artarsa ben de hastaneye yatacağım.
Tomaría cualquier cosa que sea más emocionante.
Heyecan artarsa ben de hastaneye yatacağım.
Estoy a punto de tirar el arpa.
- Sanırım yatacağım.
- Me voy a acostar. - Yo también.
Sanırım ben yatacağım.
Creo que iré a acostarme.
Kusuruma bakmayın Kaptan ama sanırım erken yatacağım.
Deberá disculparme. Hoy me acostaré pronto.
Şimdi yatacağım. Sen de yat.
Tú también.
Gidip yatacağım, geliyor musun Karine?
Estoy agotada, me voy a dormir. ¿ Te vienes, Karine?
- Gangster olarak düşündüm. Ne de olsa başkasının karısıyla yatacağım. Evet.
- Seguro que, como mafioso, duermo con la mujer de otro.
Barda bir içki içip yatacağım.
Tomaré un trago en el bar y me iré a la cama.
Yatacağım, ama seninle yatmayacağım.
Mira. Me quedaré a dormir, pero no me acostaré contigo.
Schnapps için ona teşekkür eder... zaman makinesinin içine girip eve döner, yatar uyurdum. Şimdi de gidip yatacağım zaten.
Le agradecería por la ginebra... volvería a la máquina del tiempo, viajaría a casa y me iría a dormir... que es lo que haré ahora.
- Ben yatacağım.
- Voy a acostarme.
Ben burada yatacağım.
Yo dormiré aquí.
Sonra geç akşam yemeği yiyeceğim, yatacağım ve sabah erkende squash oyunum var.
Luego cenaré tarde y me acostaré. Mañana temprano juego squash.
Yani, ben tabii ki yatacağım da.
Es decir, yo también me quedo. Así que...
Geç oldu. Sanırım gidip yatacağım.
Poco después tuvieron que preocuparse de cosas más importantes.
Sanırım ben yatacağım.
Creo que me voy a la cama.
Bütün hayatım boyunca burada yatacağım zaten, öyle değil mi?
Voy a estar aquí tendido por el resto de mi vida, ¿ No es así?
- Hayır yatacağım.
- No, me voy a la cama.
Özür dilerim. Yatacağım.
Lo siento, iré a descansar.
Napolyon'un mezarına gidip yanına yatacağım.
Pienso ir a la tumba de Napoleón. Me tumbaré a su lado.
Yatacağım, yoruldum.
Bueno, me voy a acostar, debo pararme temprano.
Juliet, bu gece seninle yatacağım.
Bien, Julieta, esta noche yaceré contigo.
- Erken yatacağım.
- Me acostaré temprano.
Birkaç gün erken yatacağım.
Me acostaré temprano estos días.
Bu yüzden oraya yatacağım... tabii yeni organlarımla.
Lo pondré allí... con mis nuevos órganos.
Ona yatacağımızı söylemek zorunda değilim.
No tengo por qué decirle que nos hemos acostado.
- Sanırım gidip yatacağım.
- Creo que me iré a la cama.
Bu gece kanepede yatacağım.
Yo voy a dormir esta noche en el sofá.
Ben gidip arabanın altına yatacağım.
Hire a acostarme abajo del auto.
Yoruldum ve yatacağım
Estoy cansado y me voy a la cama.
Roz'u bırakacağım, soğuk mezemi yiyeceğim ve erkenden yatacağım.
Tan sólo pensaba dejarla a ella en su cita, luego tomar un plato frío de delicatessen, Y llegar a la cama temprano.
Belki öyle ama bu bütün gün yatakta yatacağım anlamına gelmez.
Quizá, pero eso no significa que me quede encerrado todo el día.
Soğuktan ölene kadar burada öylece yatacağım.
Creo que me quedaré aqui y moriré congelado.
- Tavanda ben yatacağım.
- Subiré al ático.
Sen kendine kalacak bir yer bulana kadar misafir odasında yatacağım.
Dormiré en el cuarto de invitados hasta que encuentres otro lugar donde vivir.
- Burada mı yatacağım?
¿ Voy a dormir aquí?
Ben kanepede yatacağım.
El sofá.
- Onunla yatacağım.
- Dormire con el.
- Biz ayrı mı yatacağız?
¿ Dormimos por separado?
- Hayır, orada ben yatacağım.
No, yo dormiré ahí.