Yazan translate Spanish
4,652 parallel translation
- Yazan ; Jackson Childress.
Por Jackson Childress.
O salak kardeşi, "Olgun kadınların göğüsleriyle ilgili acımasız şeyler söylerim." yazan tişörtü şimdi giysin bakalım göreyim.
Me gustaría ver a su hermano idiota llevando un cartel que diga, "Digo cosas crueles sobre los pechos de las mujeres maduras".
- Onun bir sürtük olduğunu yazan sensin.
Eres la que destapó a la puta.
Üzerinde "Amerika Yapımı" yazan kutulara koyuyorum. Yasal boşluk işte.
Los pongo en una caja que dice "Made in America." Resquicio legal.
Üzerinde "suçlu" yazan video polise ulaştığından beri benim peşimdeydi.
Estuvo tras de mí desde que se entregó a la policía aquél vídeo de "culpable".
Bu listeyi beşe bölüyoruz ve içinde yazan tüm isimlere ulaşmadan durmuyoruz.
Vamos a dividir esta lista en cinco secciones y no nos detendremos hasta que hayamos localizado cada nombre en ella.
Söylerim zira Çay Partisi'nde kanun yazan 87 üye varken OWS'nin sadece mukavvadan bir kütüphanesi var.
Puedo decir eso porque hay 87 miembros del Tea Party que redactan leyes ahora y OWS tiene una librería de cartón.
Ellerinde "Biz % 99'uz." yazan pankartlar taşıyan eylemciler gördüm.
He visto protestantes sosteniendo carteles que dicen "Somos el 99 %".
Raporu yazan adamın adını öğrenemediniz mi?
¿ No conseguiste el nombre del hombre que escribió el informe?
Yazılış tarzına bakılırsa bunu yazan kişi aceleyle yazmış.
A juzgar por la escritura... El hombre que escribió esto tenía prisa.
Burada yazanı yapıyorum sadece. - Ya. - Bak, az önce yaptığın bizim her zamanki halimiz.
Ves, lo que acabas de hacer... así es como hablamos normalmente.
Evrak çantasındaki uzatmalar yazan dosya.
La carpeta de extensiones de su maletín...
Ve sonra çöpün içine baktığında üstünde "Tebrikler" yazan bir kek görürsün.
Y luego, cuando miras en la basura y ves una magdalena con "Enhorabuena" escrito encima... no te comes esa magdalena. ¿ Sabes por qué?
Riskli Zar Birinde Kötü Şans kalan on dokuzunda İyi Şans yazan yirmi yüzlü zar. İyi Şans gelirse iyi bir şey olur, Kötü Şans gelirse iyi giden her şeyi mahveden kötü bir şey olur.
le pasará algo malo que cancelará todo lo bueno.
Aslında şuraya "Havuz etrafında koşmak yasaktır" yazan bir tabela koy, çünkü tehlikeli olabilir.
De hecho, pon una señal que diga, "no correr en la piscina", porque podría ser peligroso.
Kara tahtaya çılgınca denklemler yazan biri işte. Çizgi filmlerdeki gibi.
Un tipo escribiendo en un pizarrón algunas ecuaciones, como en los dibujos animados.
Tamam da bu kitapları yazan kim?
Pero, ¿ quién escribió todos los libros?
Virginia Milletvekili Randy Forbes banknotlarda yazan "In God We Trust" ın ulusal motto kabul edilmesi tasarısına destek verdi ; kaldı ki bu motto, 1956, 2002, 2006'da kabul edilmekle birlikte 2011 yılında yeniden resmi mottomuz haline getirildi.
El Congresista Randy Forbes de Virginia patrocinó una ley reafirmando "En Dios Confiamos" como nuestro lema nacional, un lema que ya se hizo oficial en 1956, 2002, 2006 y ahora, en 2011.
- Çikolatalı puding kutusunda yazanı biliyor musun?
- Te perdí a la mitad. ¿ Sabes lo que dice en la caja de un pudín de chocolate?
Otele gittiğinde banyodaki duş bonesinde yazanı biliyor musun?
Ve a un hotel. ¿ Sabes lo que dice en la gorra de baño?
David Patraeus, biyografisini yazan Yarbayla olan gayrimeşru ilişkisi yüzünden istifasını verecekmiş.
David Patraeus está a punto de renunciar debido a un amorío extramarital con su biógrafa, una teniente coronel en la Reserva Militar.
- Mektubu yazan kişi mi? - Evet.
¿ La que escribió la carta?
Onu anladık. "Skrewdriver" adında nefret broşürlerini yazan birini arıyorsunuz, değil mi?
- Ahora estás en búsqueda del autor de una serie de panfletos de odio que se hace llamar "Destornillador", ¿ no?
Üzerinde yazan numarayı arayın.
Llama al número que está en la nota.
Hemen çark etti, Koramiralin anılarını yazan hayalet bir yazarmış.
Resulta que era el "negro" de las memorias del almirante.
Üzgünüm kitaplarda yazan başka bir yanlış.
Lo siento. Otra cosa que está mal en los libros.
Boşanmakta sorun yoktur yazan bir tabela gibiydiler.
Parecían un anuncio ambulante de divorcio sin motivo.
İkinci seçenek Tanık Koruma Programına girmek. Ve bir de mektupları yazan adamı yakalamak var, değil mi?
la primera es seguir igual, la segunda es Protección al Testigo, y entonces está la de atrapar al tipo de las cartas, ¿ cierto?
Ben de bu meseleyi düşündüm, başkomiser. Bence önceliğimiz mektupları yazan adamı bulmak olmalı. Ve tıkanıp kaldık.
Lo he pensado, capitán, y hallar al que hace estas amenazas... debería ser nuestra prioridad, y esa investigación no avanza.
İlk olarak bunu yazan adamın bir dahî olduğunu bilmeniz lazım.
Vale, lo primero que tenéis que saber es que el tío que escribió esto era un genio.
Yazanın erkek olduğunu garantilemese de güçlü bir işaret.
No garantiza que el escritor fuese varón, pero es un fuerte indicador. Vale.
- O zaman neden içinde her şeyi bildiğini yazan Stephen Huntley'nin adı yazılı olduğu yeminli ifadeyi tutuyorum?
¿ Entonces por qué tengo en mis manos esta declaración jurada con el nombre de Stephen Huntley en ella afirmando que usted lo sabía todo?
Kartında Luke yazan biri var mı?
¿ Alguien tiene un Luke en su tarjeta?
Asla üzerinde "Napa Valley" yazan şarap satın alma.
Nunca compres una botella de vino que ponga "Napa Valley"
Ve yazan adam da sensen...
Y tu eres el tipo que la escribió.
Yatağının altında bulduğum üzerinde "Boston Çay Partisi" yazan broşür ne peki?
¿ Y qué es este panfleto que he encontrado bajo tu cama que pone "Fiesta en Boston para Ellos"?
Kağıtta yazan saatler arasında nerede olduğunuzu buraya yazın.
Esta es una lista con fechas y horarios. Escriba dónde estaba usted.
Üzerinde isim yazan bir tasması da yoktu.
No tiene collar con nombre.
Gay bir detektif hakkında yazan ilk yazar.
El primer autor que escribe sobre un detective gay.
Tüm yazan bu mu? Hayır.
- ¿ Es todo lo que escribió?
Şiir yazan?
¿ La poeta?
Altımda Columbia yazan mavi pijamalarım var.
Mm, pantalones de buzo azules que dicen "Columbia" en mi, um, pierna.
Kenarında "AnnaBeth ile evlen" yazan bir kamyonla eziyorsunuz onu.
Lo estáis atropellando con un camión en el que pone "Cásate con AnnaBeth".
Gül getirdim. "Senden hoşlanıyorum" * yazan bir not vardı.
Rosas. Con una nota diciendo, "te camino".
Bunu sevdim. " yazan bir giysi giyeceğim.
¡ Te encantará! ".
Kitap kapağında yazan biyografisinde şu var.
Es su biografía y en la cubierta dice :
Ayrıca olay yerinde içinde "QB" yazan bir ceket bulduk.
Sí, y encontramos una chaqueta de cuero en la escena, tiene escrito "QB" en el interior.
- Olay yerinde içinde "QB" yazan bir ceket bulduk.
- Encontramos una chaqueta en la escena con las iniciales "QB" en el interior.
Burada yazan tek isim "Walden"
El único nombre que está es Walden.
Üzerinde "Esrar yok." yazan, bu kutunun içindeydi.
Estaba justo aquí, en la caja que dice "No es marihuana".
"Boston Grup Partisi" yazan kitapçık senin mi?
¿ Y qué es este panfleto que he encontrado bajo tu cama que pone "Fiesta en Boston para Ellos"?