English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yeri gelmişken

Yeri gelmişken translate Spanish

299 parallel translation
Yeri gelmişken, belki bize kısaca kendinizden bahsedersiniz.
A propósito, cuéntenos algo acerca de usted.
Yeri gelmişken, 20 doları peşin almam gerekiyor.
Por cierto, necesito los $ 20 por adelantado.
Yeri gelmişken, ülkedeki en iyi adam.
Resulta que es el mejor hombre del país.
Yeri gelmişken, aşkım, benim şarkıdan ne haber?
Por cierto, cariño, ¿ cómo va mi canción?
Yeri gelmişken, onları kendi paramla satın aldım. Bana 55 sent borcun var.
Por cierto, las compre con mi dinero y me debes 55 centavos.
- Yeri gelmişken şefin oğlun için ne dediğini biliyor musun?
Doctor... ¿ sabe usted lo que dice el comisario de su hijo, cuando habla de él?
Yeri gelmişken belirteyim, bu itiş roketin etrafındaki havadan oldukça bağımsızdır.
La fuerza que realiza el cohete en el aire es independiente de éste.
Yeri gelmişken, kaptanlar İskoç hanım hakkında ne karar verdiler?
Casualmente, que decidieron hacer los Capitanes con la escocesa?
Yeri gelmişken, Bir mektup aldım burada.
Que cabeza la mia.
Yeri gelmişken... babanın hesaplarını inceliyordum. Borçları yüzünden, Şeytan Adası'nda mahkûm olarak kalmaya devam edebilir.
A propósito, he visto los libros de tu padre y es posible que... se quede en la Isla del Diablo, pero no como civil.
Oh, yeri gelmişken, bana bir iyilik daha yapar mısın?
Por cierto, ¿ me harías otro favor?
Yeri gelmişken, Bay Donaldson, geçimin için ne yapıyorsun?
Por cierto, Sr. Donaldson, ¿ a qué se dedica? - ¿ En qué trabaja?
Yeri gelmişken, kendine biraz daha şarap doldur.
Por cierto, sírvase un poco más de vino.
Oh, yeri gelmişken, Bay Martin, bu daire boş mu? Bir dakika lütfen, bağışlayın, efendim,
Por cierto, ¿ este piso está ocupado?
Yeri gelmişken, Siz basın mensuplarının olay yerine nasıl bu denli çabuk ulaştıklarını dikkat çekici buluyorum.
Por cierto, me parece impresionante que Ia gente de Ia prensa... haya llegado tan pronto.
Oh, yeri gelmişken. Benim için küçük bir sorunu çözmeni istiyorum
A propósito... quiero que resuelvas algo por mí.
Yeri gelmişken, Kamera mağazası işini iyi başardığın, bence.
Por cierto,... buen trabajo en Io de Ias cámaras, muy inteligente.
Yeri gelmişken, son reklam kültürel değişimin bir parçası olarak Rusya'ya gönderildi.
A propósito, la última publicidad fue enviada a Rusia como parte de un intercambio cultural.
Yeri gelmişken, daha fazlasını hak edebilirsin, fakat saymanın defterleri kontrol etme fırsatı oluncaya değin bunu bilemeyiz.
LLOYD : Casualmente, usted puede tener derecho a más, pero no lo sabremos hasta que el contable tenga la oportunidad de comprobar los libros.
Yeri gelmişken, tatilde ufaklık ne olacak?
A propósito, ¿ qué haremos con el chico durante las vacaciones?
Hazır yeri gelmişken, Max, Bayan Bertholt ile ilgili makaleni çok beğendim.
A propósito, Max, me encantó su artículo sobre la Sra. Bertholt.
- Yeri gelmişken efendim.
- A propósito, señor.
Yeri gelmişken, sizin cerrahi teknikleriniz geri kalmış bilgisayarlarınızda nasıl çalışıyor?
¿ Y como va su técnica quirúrgica para computadoras no retardadas?
Yeri gelmişken, tüm bu bahaneler son derece güvenilmezdir.
Aunque todas estas excusas son sumamente infundadas.
Asıl yeri gelmişken, siz bütün madenciler rezil insanlarsınız.
Y por cierto, ustedes dueños de minas son despreciables.
Yeri gelmişken, Bayan Welles'in 19 : 30'da sahne alması gerektiğinden söz etmiştiniz.
A propósito, mencionó que la señorita debía presentarse a las 7 : 30.
Yeri gelmişken, efendim, atışınıza karışmadan önce, Bay White'ın öldürüldüğü dün gece için sizin tanığınız olamayacağım.
Por cierto, señor, antes de arruinarle el tiro le diré que no puedo ser su coartada de cuando murió el Sr. White.
Yeri gelmişken, o sarmaşık zehiri idi.
De hecho, era hiedra venenosa.
Oh, yeri gelmişken, öğle yemeği zamanında da otelden sıvıştığını gördüm.
Ah, por cierto también lo vi escabullirse del hotel al mediodía.
Yeri gelmişken, Güvenlik Şefi olarak görev yaptığınıza göre, Konsolosluk personelinin giriş çıkışlarının kayıtlarını alabilirsiniz sanırım.
Por cierto, ahora que usted es el Jefe de Seguridad imagino que llevará un registro de las entradas y salidas del personal.
Yeri gelmişken, Bandajı kontrol ettim.
Por cierto, verifiqué la faja.
Yeri gelmişken, gelen iki ziyaretçiyle ilgili olarak...
A propósito, de los dos hombres que acabas de ver...
Bu arada yeri gelmişken uyguladığın metotlardan hoşlanmıyorum.
A propósito, quería decirte que no me gustan tus métodos.
Ki, yeri gelmişken, tanıdığım her kadından daha iyi yapıyorsun.
¡ Lo cual, por cierto, haces mejor que ninguna otra mujer que yo he conocido!
Yeri gelmişken, öyle abartıldığı gibi bir yer değil.
Muy sobrevalorado por cierto.
Yeri gelmişken, aşırı yemek ifadesi bana söylediklerine bakılırsa çok hafif kalır.
Y me quedo corto diciendo "comer demasiado" por Io que me han contado.
Yeri gelmişken, 800 dolarlık takımı giyen şu adam kim?
A propósito, ¿ quién es el tipo que lleva un traje de $ 800?
Yeri gelmişken, açılış gecesine bir hafta yok. Üç gün var.
De cualquier modo, no tenemos una semana, sino más bien tres días.
Arkadaşım, bence yeri gelmişken... sana birşeyi açıklamalıyım.
Creo que en este momento debería explicarle algo.
Bu arada yeri gelmişken, Teğmenim... Buranın sucuklarından vazgeçin, hepsi kokuşmuş!
Ah... a propósito brigadier, no se encapriche con la carne de este lugar.
Yeri gelmişken, perşembe günü benim için uygun değil.
Por cierto, no puedo los jueves.
Yeri gelmişken, sen benim benim sahip olduğum en iyi arkadaşımdın.
Por cierto, tú eras la mejor amiga que jamás tuve.
Yeri gelmişken, bu fikri İngiltere'de zırh delici kabuklarda zaten kullanmıştık.
Es curioso, lo usamos en Inglaterra para perforar estructuras blindadas.
Yeri gelmişken, o küçük haylaz öyle bir vurdu ki inanamazsın!
Esa mocosa maldita me dio un golpe increíble.
Yeri gelmişken söyleyeyim :
A propósito, antes de que se me olvide :
Yeri gelmişken, Dovercourt dansına her ikimiz için bir davetiye almayı başardım.
A propósito, he conseguido asegurarnos una invitación para los dos para el baile de Dovercourt.
Yeri gelmişken mahkeme sırasında sorulmamış küçük bir soru sorayım :
Déjenme hacerles una pregunta rápida, la cual, por cierto, faltó en el juicio.
Yeri gelmişken... Amerikan halkından da özür dilemek isterim.
Hablando de este tema quisiera pedirle disculpas al pueblo norteamericano.
Birinin bunu söylemesi gerek, yeri gelmişken.
Alguien tiene que decirlo, de paso.
Hazır yeri gelmişken, neden evlenmeyi istiyorsun ki hem?
Ya que sacaste el tema, ¿ por qué diablos quieres casarte ahora?
Yeri gelmişken bu bana Rosings'teki küçük kahvaltı odasını hatırlatıyor!
¡ Por mi honor, me recuerda muchísimo a una pequeña sala de desayuno en Rosings!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]