Yetişemiyorum translate Spanish
224 parallel translation
Yetişemiyorum artık.
Nosotros solo estacionamos los trenes...
Gelip bana yardım etsene, ben yetişemiyorum.
¡ Ven a ayudarme, no lo alcanzo!
Yetişemiyorum.
Aquí estamos empantanados.
Belki de sizin hızınıza yetişemiyorum.
Bueno, quizá yo no siga tan rápido como cambia.
- Yetişemiyorum.
- No llego.
Yetişemiyorum.
Yo no alcanzo.
Hızına yetişemiyorum.
Yo no aguanto el ritmo.
Yetişemiyorum.
Están demasiado lejos.
Sırtımda korkunç bir şey var ve ben yetişemiyorum.
Tengo algo en la espalda, y no llego.
- Ancak yetişemiyorum.
Pero no llego.
Sana yetişemiyorum.
No puedo seguir tu ritmo.
Her şey beni bunaltıyor, yetişemiyorum.
Todo me abruma. no puedo continuar.
İhtiyarın hızına bir türlü yetişemiyorum.
La dote aumenta.
Sally, sana yetişemiyorum!
Sally, no consigo acompañarte!
Hep yemeğe geç kalıyorsun dersiniz. Altıya kadar çalışıyorum, yetişemiyorum.
Decís que llego tarde y eso que sabéis que trabajo hasta las seis.
Yetişemiyorum.
No alcanzo.
Artık bundan daha yükseğe yetişemiyorum.
No puedo levantarlo más que esto.
Hadi ama ben yetişemiyorum!
Por favor. No le llego.
Her şeye birden yetişemiyorum.
Es demasiado.
Bekleyin, yetişemiyorum.
Esperen, no puedo correr.
Yetişemiyorum, ama önce sağa sonra sola çevirin.
No puedo alcanzarlo, hay que girarlo a la derecha y después a la izquierda.
- Neden kilitli olsun ki? Yetişemiyorum.
- ¿ Por qué iba a estarlo si no llego?
Oraya yetişemiyorum.
No puedo llegar hasta ahí.
çok hızlı yürüyorsun yetişemiyorum bu topuklarla
Vais demasiado rápido. No puedo seguiros con estos tacones.
Yetişemiyorum.
Estoy detrás.
- Yetişemiyorum!
- No lo alcanzo!
- Yetişemiyorum.
- No la alcanzo.
Portakal ağaçlarına yetişemiyorum.
No puedo con los naranjeros.
Sana yetişemiyorum.
Hey, no puedo seguir contigo.
Ben sana yetişemiyorum.
Yo ya no puedo seguir.
- Hiç değişmemişsin, Ei. Hâlâ sana yetişemiyorum.
Tú estás igual, Ei, no pasa el tiempo para ti.
- Yetişemiyorum!
- ¡ No alcanzo!
Yetişemiyorum!
¡ No me dejes!
Ben yetişemiyorum. Tamam.
simplemente no lo alcanzo.
Benim için fazla zekisin, yetişemiyorum.
Eres demasiado lista para mí. No te alcanzo.
Bugünlerde, eve yetişemiyorum.
Hoy en día, no tengo prisa por ir a casa.
Pedallara yetişemiyorum.
No alcanzo los pedales.
- Çok uzaktayız. - Yetişemiyorum.
- Estamos muy lejos.
Direksiyonu tutarken pedallara yetişemiyorum.
- No llego a los pedales. Estoy en automático.
- Yetişemiyorum!
- ¡ No te alcanzo!
Yetişemiyorum!
¡ No alcanzo!
Yetişemiyorum!
! No puedo!
Hırsızları birkaç kez suç üstü yakalamıştım, ama artık hızlarına yetişemiyorum.
Los he sorprendido varias veces, pero no siempre lo logro.
Onlara yetişemiyorum.
No puedo seguirles el ritmo.
Söylediklerine yetişemiyorum.
No entiendo lo que dices.
Yetişemiyorum ki.
No puedo alcanzarla.
Yetişemiyorum.
no puedo llegar.
Yetişemiyorum.
No te alcanzo. ¡ Hugh!
Programım çok yoğun o yüzden herkesin isteğine yetişemiyorum.
Con una agenda tan apretada solo puedo complacer una peticion a la vez.
Yetişemiyorum!
- ¡ No puedo alcanzar, no alcanzo!
Yetişemiyorum.
No los toco.