Yolumu kaybettim translate Spanish
161 parallel translation
Birine götürüyordum ama yolumu kaybettim.
Las iba a entregar y me he perdido
Arabam ile seyrederken, şehrin dışında yolumu kaybettim ve karşıma çıkan manzara, birden çok tanıdık geldi.
Mientras conducía, me extravié en las afueras, y, de repente, el paisaje me resultó tremendamente familiar,
- Sanırım yolumu kaybettim.
- Parece que me perdí.
fırtınada yolumu kaybettim.
Pero una noche.. una noche.. Me perdí en la tormenta
ben bir gezideyim, yürüyüşe çıkmıştım fakat fırtınada yolumu kaybettim. afedersiniz.
Estoy en un caminata y me perdí en la tormenta.
Çok özür dilerim, yolumu kaybettim de.
Lo siento terriblemente, parece que estoy perdida. -
Yolumu kaybettim bayım.
Me he perdido, señor.
Rahatsız ettim. Yolumu kaybettim de.
Oiga, siento molestarlo.
Palmenhaus'un Güney girişinde bir randevum vardı, ama yolumu kaybettim.
Tenía una cita cerca de la entrada sur del Palmenhaus... Pero tengo miedo de perderme.
Sadece faremi dolaştırıyordum ama galiba yolumu kaybettim.
Estaba paseando a mi rata y creo que me he perdido.
Yolumu kaybettim.
Me he perdido.
Ömrümün henüz yarısını yaşadım... Ve karanlık ormanda yolumu kaybettim.
En el medio del camino de nuestra vida me extravié en un bosque sombrío...
Cüceleri, büyücüyü ve yolumu kaybettim.
He perdido a mis enanos, a mi mago y mi camino.
- Siste yolumu kaybettim.
- Me perdí en el humo.
Kahretsin, sanırım yolumu kaybettim.
Diablos, creo que me he perdido.
Yolumu kaybettim'den başla.
Ok, "Carta de Li Ling a Su Wu..."
" Yolumu kaybettim, tatlım.
" Tal vez no sepa adónde voy, cariño.
İki defa yolumu kaybettim.
Me he perdido dos veces.
Yolumu kaybettim.
No puedo reconocer el camino.
Ben sanırım yolumu kaybettim.
Creo que he perdido la dirección.
- sonra yolumu kaybettim, etrafa baktım ama..
- Me perdí. Busqué, pero... - No lo hago más.
Kırda yolumu kaybettim.
Estaba cabalgando y me perdí.
Ben yolumu kaybettim ve...
Yo estaba salí de la oficina y caminé.
Sanırım yolumu kaybettim gerçek mesleğimizin ne olduğu hakkında.
Creo que olvidé cuál es nuestro verdadero trabajo.
" - Ben yolumu kaybettim!
" ¡ He perdido el camino!
Galiba yolumu kaybettim.
Parece que me he perdido.
Yolumu kaybettim.
Me dejé llevar.
Bana öyle geliyor ki, yolumu kaybettim.
Me da la impresión de que me he perdido.
Şuna bakın, " Oltamı ve makaramı aldım. Yolumu kaybettim ve 30 saat boyunca dolaştım. Beni güleryüzle karşıladı.
Escucha esto, " Empaqué mi caña y mi reel 30 horas después, perdido en los fiordos una sonrisa de bienvenida.
( Kaplumbağa ) Biliyorsun bu çok açık! Bir deniz kaplumbağası olmama rağmen, biraz mantar toplamak için geldim ve uzaklaşınca istemeden diğerlerinden ayrılıp yolumu kaybettim!
Eso ya lo sabemos. y por error me distraje y me separé del grupo de los demás y me perdí.
Ben-Ben yolumu kaybettim de.
No conozco el lugar.
Önce yolumu kaybettim ve bir süre oralarda dolaştım fakat sonunda Iguazu'ya ulaştım.
Perdí el camino y vague un poco por ahí, pero al fin llegué a Iguazú.
Burada yolumu kaybettim.
Estoy confundido.
Şimdi yolumu kaybettim.
Ahora estoy muy perdida.
Daha öncede söyledim, yolumu kaybettim.
Ya lo dije, me perdí.
Yolumu kaybettim. - Ama inancımı değil, Michael.
He perdido mi rumbo, pero no mi fe.
Eee... Affedin beni, Majesteleri Bir saattir yolumu kaybettim.
Perdóneme, Su Alteza, perdí la noción del tiempo.
Yapmam gerektiğinde Yolumu kaybettim. I Eğer bu arada ne demek bilmiyorum?
- Perdí mi camino - ¿ A que te refieres con tu camino?
Uyuyamadım, bu yüzden ormanda bir gezintiye çıktım, ve yolumu kaybettim.
No podía dormir, así que fui a dar un paseo por el bosque y me extravié.
Şimdi de karanlıkta yolumu kaybettim.
Y me he metido en un camino oscuro y desigual.
Yolumu kaybettim.
Me perdí.
Malzeme bulmak için 3. Tabur'a gitmeye çalıştım ama yolumu kaybettim.
Intenté contactar con el Tercer Batallón en busca de provisiones, pero me perdí.
Sanırım yolumu kaybettim.
Me temo que me he perdido.
Üzgünüm. Sanırım yolumu kaybettim.
Disculpen, creo que me he perdido.
"benzinim bitti ve yolumu kaybettim."
"Me he quedado sin gasolina, y me he perdido."
Babam öldüğünden beri, yolumu kaybettim.
Desde que murió mi padre, perdí el rumbo.
Bir dakika için ara vermenizin bir sakıncası var mı? Korkarım, ben yolumu kaybettim.
Les importaría hacer una pequeña pausa creo que me he perdido.
Sanırım anlamı yolumu kaybettim
- ¿ Qué quieres decir con eso? Quiero decir que no he perdido la cabeza.
- Pardon, yolumu kaybettim.
Creo que me he perdido.
Yolumu kaybettim.
"Los cinco habiendo perdido su camino..."
Yolumu mu kaybettim? Bu doğru.
¿ Perdido?