Yonetim translate Spanish
5,168 parallel translation
Partinin seçim yönetim komitesi ile uzun bir süredir beyin fırtınası yapıyoruz.
Compartimos varias horas con el comité directivo de las elecciones del partido.
Yönetim Kurulu'm şehrin gidişatından oldukça endişeliler.
Mi junta de directores está muy preocupada por el futuro de la ciudad.
Tikhonov bir gün komünist parti yönetim kurulu'ndan geldi ve dedi ki :
Tikhonov vino del Politburó y dijo :
Şu güzel giyinen takım koçları ve hokey patronlarının oyuncuları bile satmasının sebebi Komünist Parti Yönetim Kurulu tarafıdan emir almaları ve devlet desteğinin kesilmesi olarak gözüküyor.
La única razón de que estos jefes de hockey bien vestidos y pudientes consideran, incluso la venta de jugadores, es porque el Politburó les ha dicho que sus grandes subsidios serán cortados.
Tikhonov Komünist Parti Yönetim Kurulu'ndan antrenman kampına gelip dedi ki :
Tikhonov vino del Politburó al campo de entrenamiento y dijo :
Beni bir kaç gün sonra bir daha çağırdılar ve dediler ki,... Slava komünist parti yönetim kurulu'ndan sana özel bir izin var dediler.
Me llamaron en un par de días, y dijeron : " Slava, recibió un permiso especial del Politburó.
Bu yönetim biçimide bir şeyler gerçekten güzel karşılanmıyor.
... era algo que ciertamente no se había previsto de esta forma, tan rápidamente.
Tamam. Yönetim kurulu toplantısından sonra ofisime getir.
Bien, tráelas a mi oficina despues de la reunión.
- Yönetim kurulundan Bay Habershorn.
EI Sr. Habershorn del Consejo.
Ben bundan çok emin olmazdım, özellikle de yönetim kurulu başkanınız hapisteyken.
Sí, yo no estaría tan seguro de eso, especialmente cuando su director está detrás de las rejas.
"Yönetim tarafından onaylanmış" mış.
"Aprobado por la Administración"
Ve biz izin Kongre istekli görüyorum Kötü yönetim bu tip kamu arazilerinin devam etmek.
Y vemos que el Congreso permite este tipo de mala gestión de suelo público para continuar.
Aile içi şiddete karşı sığınma evlerinin yönetim kurulunda görevli biri.
Es consejero en un centro de acogida contra la violencia doméstica.
Bu uzun yıllardır berbat bir şekilde yönetim sergileyen Dekan Craig Isidore Pelton'a da bir son veriyor.
Esto dará fin al largo periodo de horrible administración del decano Craig Isidore Pelton.
White Star Lines'ın yönetim sorumlusuydu.
Era el director de gestión de White Star Lines.
Onlar planlarımı geri çevirdi. Çünkü yönetim binalar için diğer planları çoktan onaylamışlardı.
Rechazaron mi proyecto porque ya habían aprobado otro proyecto para pisos de lujo.
Okul yönetim kurulunda Bay Adams'ın yerine geçecek adamı belirlediler.
Juramentaron al reemplazo del Sr. Adams para el consejo escolar.
Köyde bir anıt yapıyorlar, Carson da yönetim kurulu başkanı.
Construyen un monumento en el pueblo, y Carson es el presidente.
Yönetim hakkında yazıyorsun.
Estás escribiendo sobre el gobierno.
Evindeki bu yönetim bilişim sistemi ve taktik vaka sistemi'nden yararlanılarak 24 saat gizli olarak gözetleniyor.
Micros y teléfonos pinchados en su casa, Vigilancia encubierta las 24 horas.
Başkan Reagan konuyla ilgili soruşturma emri verebilir. Ve yönetim yetkililerini... CIA subaylarının münhasıran suçlanmamasını söyleyerek ayırabilir.
El presidente Reagan puede ordenar una investigación del asunto y citar a un funcionario del gobierno... para decir que no se debería culpar solo a los agentes jóvenes de la CIA.
Yönetim ne isterse yapabileceğini sanıyor.
La universidad... creen que pueden hacer lo que quieran.
Yeni yönetim yeni kurallar demektir.
Una nueva gestión significa nuevas reglas.
Yerel yönetim bu olayın arkasında hükümet karşıtı grupların olduğunu savunmakta. Geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
El gobierno local lo considera un atentado de grupos antigubernamentales... pero siguen investigando el caso.
Burada yönetim kurulundaydı.
Estuvo en la junta aquí.
Ama yönetim kurulu bizi etik olmamakla suçladı.
Pero un comité de vigilancia nos declaró un fracaso ético.
Her şirketin yönetim kurulunda üst kurul yoktur.
No encontrarás a Topside en ningún directorio empresarial.
Timothy'nin de bulunduğu yönetim kuruluna gidip görüşmemi iyi bir şekilde yapmalıyım ama zamanlamasıyla canımı sıkmaya hiç niyetim yok.
Debo enfrentarme a la junta del colegio, en donde está Timothy, y concretar mi entrevista, y yo sólo... De verdad que no quiero alterarme por lo mucho que su horario apesta.
Uçağın uydu bağlantısından, uçuş yönetim sistemine girmeye çalışıyorum.
Estoy intentando entrar en el sistema de gestión de vuelo a través del enlace satelital del avión.
Yönetim yanımda olsa da ameliyatlarını gözetlemek zorunda kalacağım.
Bueno, en cualquier caso, tengo a la junta encima. Voy a tener que supervisar sus operaciones.
Yönetim, en azından birazcık destek için ikna edilmeli.
Hemos tenido que presionar a la administración para que nos ofreciese la más mínima ayuda.
Ama günlük yönetim şartlarına göre...
Pero en cuanto a la gestión del día a día...
Diğeri de bu geceden itibaren yeni bir yönetim için çalışacak.
El otro ahora trabaja para la nueva dirección, de ahí la reunión de esta noche.
Uzaktan yönetim aracını kullanarak Aaron'un bilgisayarına eriştim.
He utilizado una herramienta de administración remota para acceder a la computadora de Aaron.
Sırada Yönetim Kurulu Başkanı ve Baş Vizyoner Erlich Bachman, Pied Piper'ı sunuyor.
El siguiente, el Presidente Ejecutivo y Jefe Visionario Erlich Bachman presentando Pied Piper.
Raylan, eğer benim yönetim şeklimi beğenmiyorsan... -... her daim işi bırakabilirsin.
si no te gusta la forma en que hago las cosas siempre puedes dejarlo.
İllinois tarihindeki en etik yönetim hakkında ne söyleyebilirim?
¿ Qué podría decirle a la administración más ética en la historia de Illinois?
Kurumsal yönetim kurulundaki bir beyaz adamı korkutmak ister misin?
¿ Quiere asustar a un hombre blanco... en la sala de juntas de una corporación?
- Ve yönetim kurulu sınavları bu Mart vardır.
- y tus exámenes de la junta son este marzo.
Yani, Ella'yı derginin yönetim planlarını öğrenmek için işe almak istediniz. ... ama sizi reddettiğinde ise bu sizinle son görüşmesiydi.
¿ Querían contratar a Ella para que les diera los planes de la revista... y cuando lo rechazó, fue la última vez que la contactó?
Yönetim onu beğenirse yurtdışına gönderilebilir.
Si le cae bien a la dirección, probablemente le manden a ultramar.
Bu, Pakistan genelinde yerleşime zarar veren yönetim hizmetlerini organize eden bir program.
Es un programa que organiza los servicios de residuos en Paquitán.
Yerel Yönetim Yasasına uygun olarak,... Belediye Başkanı adaylarını davet ediyorum.
De acuerdo con el Acta de Gobierno Local me corresponde hacer un llamado a las nominaciones para el cargo de Alcalde.
Evimi yönetim biçimimden hoşlanmıyorsan yarın gidip başka bir yer bulmanı öneririm.
Así que si no te gusta la forma en que llevo mi casa te sugiero que encuentres otra. Mañana.
Saha operasyonuyla, Londra'daki üst yönetim arasında irtibatı o sağlıyor.
Es un punto de coordinación entre las operaciones en el terreno y los altos mandos en Londres.
Bence artık yönetim kurulu başkanının yapması gereken bir şey var.
Creo que es el momento... que el presidente de la junta haga su cosa.
John'dan benim petrol şirketimin yönetim kuruluna katılmasını istedim.
Le pedí a John que se uniera a la junta mi petrolera.
Dr. Webber, Yönetim Kurulu'yla toplantı ayarlamışsınız.
Dr. Webber, ¿ oí que convocó una reunión de la junta directiva?
Carlo de Medici, Medici Bankası'nın yönetim kuruluna hoş geldiniz.
Carlo de Médici, bienvenido al consejo de administración del Banco Médici.
Sen yönetim kurulu vardır... o şirketin.
Usted está en la junta... De esa compañía.
Hiç yönetim tecrüben ya da gerçek bir iş tecrüben yok.
En realidad no tienes ninguna como jefa, ni experiencia laboral incluso.